Botan'da 2011 Yılında da 3 Kişi Boğulmuştu
Botan Çayı’nda 6 kişinin ölümüyle sonuçlanan baraj faciası, gözleri 5 Eylül 2011 yılında serinlemek için girdikleri Botan Çayı’nda akıntıya kapılarak hayatını kaybeden 45 yaşındaki Fehmi Özbey ve iki oğlunun üzerine çevrildi.
Botan Çayı'nda 6 kişinin ölümüyle sonuçlanan baraj faciası, gözleri 5 Eylül 2011 yılında serinlemek için girdikleri Botan Çayı'nda akıntıya kapılarak hayatını kaybeden 45 yaşındaki Fehmi Özbey ve iki oğlunun üzerine çevrildi. Yaşanan olay sonrası Siirt'te açılan davada Alkumru Limak Holding ortaklarından birine ve bir mühendise 5 yıl mahkumiyet cezası kesilmişti.
Siirt'te marangozluk yapan Fehmi Özbey, 5 Eylül 2011'de eşi ve çocuklarıyla birlikte piknik yapmak için Botan Çayı kıyısına gitti. Bilaris Kaplıcaları bölgesinde, öğle saatlerinde sıcaktan bunalıp serinlemek isteyen Serdar Özbey ile kardeşleri Kader ve İbrahim Özbey, Botan Çayı'na girdi. Kıyıda, Alkumru Barajı'ndan belirli aralıklarla su bırakılacağı levhasının bulunmasına rağmen suya giren 3 kardeş, bir süre sonra baraj kapaklarının açılmasıyla birlikte akıntıyı kapıldı. Fehmi Özbey de çocuklarını kurtarmak için suya girdi. Çevredekiler, çocuklardan Kader'i kurtarırken, baba ve iki oğlu akıntıya kapılıp kayboldu. Olayın ardından başlatılan çalışmalarda 16 yaşındaki Serdar Özbey ile 12 yaşındaki İbrahim Özbey'in cesetlerine ulaşıldı. 6 gün sonra da baba Fehmi Özbey'in cesedine ulaşıldı.
ALKUMRU BARAJI'NA CEZA KESİLDİ
Konu ile ilgili konuşan Siirt Barosu Başkanı M. Cemal Acar, "2011 yılında Fehim Özbey ve iki çocuğunun ölümüyle sonuçlanan olay sonrası Siirt'te dava açıldı. Mahkeme bilirkişi heyetinin raporlarına göre Limak Holding ortaklarından birine ve bir mühendise 'taksirli adam öldürmek suçundan' 5 yıl mahkumiyet kararı verdi. Dava dosyası Yargıtay'dadır. Siirt barosu olarak bu olaya müdahiliz. Barajın işletmeye başladığından beri insan yaşamına uygun tedbir almadığı görüldü. 2011 yılındaki olaydan sonra bilirkişinin gösterdiği tedbirler yerine getirilseydi Pazar günü yaşananlar tekrarlanmayabilirdi. Özellikle vatandaşların piknik yaptığı yolda güvenlik yolu yapması gerekir ve bu yoldan devriyenin araçlarla gezerek varsa hala siren sesini duymayan vatandaşları nehir kenarından uzaklaştırmalıdır. Siren önemli bir tedbirdir, ama tek başına yeterli değildi. Siren 2011 yılından sonra yapıldı. Barajın en önemli kusuru, 3 kapağın birden açılmasıdır. Normalde 1. kapak açılır yarım saat sonra 2. kapak açılması gerekir ve yarım saat sonra da 3. kapak açılması gerekirdi. Barajda ise 3 kapağın birden açılması büyük bir ihmaldir. ve bilinçli taksirdir" diye konuştu.
ÖLEN FEHMİ ÖZBEY'İN AĞABEYİ KONUŞTU
2011 yılında boğulan Fehmi Özbey'in ağabeyi Cumali Özbey ise, 2011 yılında yine aynı barajdaki su baskınında kardeşi Fehim Özbey ile yeğenleri Serdar ve İbrahim'i kaybettiğini söyledi. İki gün önce 6 kişinin ölmesiyle yaşanan olayın kendisinde yeni bir şok etkisi oluşturduğunu aktaran Özbey, "Kardeşim öldüğünden bu yana Botan Çayı'nı görmek bile istemiyorum. İki gün önce olayı duyunca hemen aklıma kardeşim ve yeğenlerim geldi. Hastane gönüne gittim, ailelerin taziyesine gittim. Aynı acıları yaşadık, bir daha da aynı son olsun istemiyoruz. Ailelerle dayanışmak için elimizden gelen her şeyi yapabiliriz. İdare aleyhine dava açmıştık, bu dava ile ilgili deneyimlerimizi aileler ile paylaşabiliriz. Kardeşim öldükten sonra geride kalan eşi ile iki kızı ve bir de oğlu çok büyük sıkıntılar çektiler. Halen de evlerinin 18 bin liralık borcu var. Bir kadın 500 lira dul maaşıyla ne yapabilir. Çocuklarını nasıl okutabilir" şeklinde konuştu.
Haziran 2011 yılında Botan Çayı'nda bir çocuğunu kaybeden Baba Kemal Adsay da iki gün önce 6 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayı duyduğunda büyük üzüntü duyduğunu söyledi. 2011 yılında suyun yükselmesi sonrası 12 yaşındaki oğlunu kaybettiğini ifade eden Kemal Adsay, şunları söyledi:
"Haziran 2011 yılında oğlum ve kardeşimle birlikte Botan Çayı'na serinlemeye gittik. Piknik yaptığımız alan bir anda gelen sel sularının altında kaldı. Ben ve oğlum suya sürüklendik. Oğlumu suda yakaladım ancak bir türlü yukarı çıkaramadım. O anda kardeşim de suya atlayarak elimden tuttu. O anda çocuğum gözümün önünde kayboldu. 5 gün sonra oğlumun cenazesi bulundu. iki gün önce 6 kişinin ölümüyle sonuçlanan boğulma vakası bana oğlumu hatırlattı. Acım hala sıcaktır. Suç duyurusunda bulundum ama hiçbir sonuç alamadım. Baraj yetkilileri başsağlığında bile bulunmadı. Eğer baraj yetkilileri benim oğlumun öldüğü gün tedbir alsaydı 5 Eylül 2011 yılında Fehmi Özbel ve iki oğlu ölmezdi, 24 Ağustos 2014 tarihinde de 6 kişi hayatını kaybetmezdi" ifadelerini kullandı. - SİİRT