Borsa İstanbul Genel Müdürü Tuncay Dinç
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - BİST Genel Müdürü Tuncay Dinç'in konuşması Borsa İstanbul Genel Müdürü Tuncay Dinç, "Bundan sonra biraz daha ağırlık vereceğimiz modellerin, kreditörler yanında borçluları da daha çok dikkate alacak bir model olması lazım. Buna ister İslami ister sağlıklı ister kapsayıcı finans diyelim farklı bir modele ihtiyacımız olduğu gayet açık" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - BİST Genel Müdürü Tuncay Dinç'in konuşması Borsa İstanbul Genel Müdürü Tuncay Dinç, "Bundan sonra biraz daha ağırlık vereceğimiz modellerin, kreditörler yanında borçluları da daha çok dikkate alacak bir model olması lazım. Buna ister İslami ister sağlıklı ister kapsayıcı finans diyelim farklı bir modele ihtiyacımız olduğu gayet açık" dedi. Anadolu Ajansı'nın (AA) global iletişim ortağı olduğu, Dünya Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu ve Borsa İstanbul iş birliğiyle G20 çatısı altında düzenlenen "Uzun Vadeli Yatırımların Finansmanında İslami Sermayenin Kullanılması" konferansı başladı.İslami finansın uzun dönemli sürdürülebilir büyümeye sağlayacağı katkıların masaya yatırılacağı ve 2 gün sürecek konferansta, sektör temsilcilerinin yanı sıra kurumsal yatırımcılar, çok taraflı kalkınma ajansları, siyasi ve akademik çevrelerden katılımcılar da yer aldı.Borsa İstanbul Genel Müdürü Dinç, konferansta yaptığı konuşmada, üretken iktisadi aktiviteyi destekleyecek ve ekonomik refahın tabana yayılmasını sağlayacak bir finans yapısının konuşulacağı bu toplantıyı, çok önemli bir fırsat olarak gördüklerini söyledi.Özellikle son yıllarda farklı ülkelerde, vatandaşların hayatında ekonomik yıkıma sebep olan finansal krizlerden sonra, finansal sistemlerde değişim ihtiyacının elzem şekilde ortaya çıktığını belirten Dinç, şöyle devam etti: "Bunu ölçmek için farklı yaklaşımlar var. 2008'deki küresel krizin sadece ABD ekonomisinde oluşturduğu toplam kaybın 8-14 trilyon dolara kadar ulaştığına dair çalışmalar mevcut. Bize bu kadar büyük oranda zarar veren ilk krize nasıl geldik? Bu konuyla ilgili yayımlanan bir rapor, 2000 yılında 87 trilyon dolar olan küresel borç stokunun, 2007 yılında 142 trilyon dolara çıktığını ve bunun da krizin oluşmasında büyük etkenlerden biri olduğunu söylüyor.Bunun dışında hızla büyüyen borca dayalı finans sistemi ve hanehalkı borç stoku oranları son krizin temellerini attı. Reel ekonomiyle gittikçe zayıflayan söz konusu borç finansmanı mekanizması ve borca dayalı büyüme modelleri, istikrar yerine krize davetiye çıkarmakta. 2007 yılından bu yana küresel toplam borç yükü içinde, küresel borç stokunun GSYH içindeki payı artmaya devam ediyor. Şu anda yaklaşık yüzde 290 seviyesinde."Dinç, daha önce hanehalkı borç stoku artarken, bu sefer kamu ve özel sektör borçluluğunun hızla arttığını vurgulayarak, borç faizlerinin büyüme oranlarından daha yüksek olduğu ekonomilerde krizin yıkıcı etkisinin devam ettiğini söyledi.Borç faizlerini ödeyebilmek için ekonomilerin aldığı borç faizlerinin daha fazla üretkenliği ve büyümeyi sağlaması gerektiğini belirten Dinç, "Büyüme oranları, faiz oranlarının altında kaldığı müddetçe borçluluğun azalması değil, borçluluğun giderek yukarı çıkması durumuna şahit oluyoruz. Bu durumda oluşan yapı değiştirilmediği müddetçe, bizim için risk artmaya devam edecek ve önümüzdeki dönemde finansal istikrar ve büyümeyle ilgili olarak ciddi problemlerle karşı karşıya kalacağız" ifadelerini kullandı. - "KOBİ'lerin güncel kredi açığına bakarsanız, 2,6 trilyon dolara kadar çıkmış vaziyette" Tuncay Dinç, aşırı borçlanmanın yanında bir diğer problemin de borçlanma kontratlarına temel teşkil eden sabit faiz oranları ve kreditör lehine hükümlerin olduğunu dile getirdi.Şu andaki finansal sistemde ekonomik yapıya bakıldığında bir tarafta borçlu diğer tarafta ise ona kaynak sağlayan kreditör olduğunu vurgulayan Dinç, sistemin daha çok kreditör lehine işlediğini çünkü kreditörün bir takım varlıklara dayanarak arkadaki riski kendisi için azaltacak şekilde hareket ettiğini aktardı.Dinç, hangi alanda daha çok büyüme sağlanacaksa o alana yatırım yapmaktan ziyade, krediler daha çok hangi teminatlar verilirse o alanlara daha çok yöneldiği için, bunun ekonomik büyümenin önünde ciddi bir engel teşkil ettiğini söyledi.OECD raporlarında, borçluluğa dayalı büyüme ile ortaklığa dayalı büyüme karşılaştırıldığında, büyüme açısından ortaklığa dayalı modellerin her zaman borca dayalı modellerin önünde geldiğinin görüldüğünü belirten Dinç, şunları kaydetti: "Bu arada bizim şöyle bir önerimiz var. Bu modeli değiştirmek lazım. Bundan sonra biraz daha ağırlık vereceğimiz modellerin, kreditörler yanında borçluları da daha çok dikkate alacak bir model olması lazım. Buna ister İslami ister sağlıklı ister kapsayıcı finans diyelim farklı bir modele ihtiyacımız olduğu gayet açık. Bunun yanında KOBİ'lerin finansmanı da ciddi bir problem olarak karşımızda duruyor. KOBİ'lerin güncel kredi açığına bakarsanız, 2,6 trilyon dolara kadar çıkmış vaziyette. Bu da ekonominin temel taşı konumundaki işletmelerin finansmana ulaşımda yaşadığı zorlukları beraberinde getiriyor. Sağlıklı büyümeyi de engelleyen bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Bu yüzden özellikle kendi açımızdan öz eleştiri yapmamız gerekirse, İslami finans ürünleri dediğimizde daha çok konvansiyonel yani faize dayalı ürünlere yaklaşan modeller yerine, kanaatimiz, ortaklığa dayalı ve finansın kullanımını ve büyüme oranlarını daha çok dikkate alan modellerin desteklenmesi." - "Bugün biz ortak kervanlar oluşturuyoruz" Tuncay Dinç, önerdikleri kar-zarar ortaklığı yönteminin bütün dünya için en adil ve en basit şekilde gerçekleştiği, diğer finansman modellerine göre maliyet avantajları içeren ve çok geniş bir yatırımcı grubunun şirketin faaliyetlerine, dolayısıyla ülkenin ve bütün dünyanın refahına katkı sağladığı bir yöntem olduğunu anlattı.Mekke'de Hz. Muhammed'in (sav) zamanında, kervanların ortak şekilde finanse edildiğini aktaran Dinç, "O dönem insanlar nasıl bir araya gelip kervanı ortak şekilde finanse ediyorsa, bugün biz de sermaye piyasalarında bunu destekliyoruz. Bugün biz ortak kervanlar oluşturuyoruz ve İslami finans modellerinde bu ortak kervanların oluşturulması açısından iyi finans modellerini kullanalım diyoruz" ifadelerini kullandı.Dinç, Borsa İstanbul hakkında bilgiler vererek, yatırımın tabana yayılması açısından ciddi yol aldıklarını ve bunun, SPK desteğiyle çok daha iyi bir noktaya geleceğine inandıklarını söyledi.Halka arzları destekleyerek şirketlerin ve halkın sermaye piyasalara erişimini desteklediklerini dile getiren Dinç, Özel Pazar hakkında da değerlendirmelerde bulundu.