Bomba Yüklü Minibüs Davasında "Yeniden Yargılama" Talebine Ret
Ankara Sıhhiye'deki çok katlı otoparkta, 11 Eylül 2007'de cep telefonu düzenekli bomba yüklü minibüs bulunmasının ardından 4 sanık hakkında açılan ve 3'ünün 20 yıl 11 ay 20 güne kadar hapisle cezalandırıldığı davada, sanıklardan İdris Nakçi'nin "yeniden yargılanma" istemi mahkemece reddedildi.
Ankara Sıhhiye'deki çok katlı otoparkta, 11 Eylül 2007'de cep telefonu düzenekli bomba yüklü minibüs bulunmasının ardından 4 sanık hakkında açılan ve 3'ünün 20 yıl 11 ay 20 güne kadar hapisle cezalandırıldığı davada, sanıklardan İdris Nakçi'nin "yeniden yargılanma" istemi mahkemece reddedildi.
Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un "İn" adlı kitabında bombalı minibüse ilişkin iddialarda bulunmasının ardından sanıklardan Nakçi'nin avukatı Faruk Duran, müvekkilini mahkum eden Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine başvurarak, "yeni deliller" ışığında "yargılamanın yenilenmesini" talep etti.
Duran, mahkemeye verdiği dilekçede, "Uzun'un, güvenliğe ilişkin pek çok konuda esaslı bilgi sahibi olduğunu" belirterek, Uzun'un kitabından, "Ey cemaat imamı polis müdürleri. Bu minibüsü bir yardımcı istihbarat elemanına siz kiralatmadınız mı? O patlayıcı dediğiniz gübreyi siz satın aldırmadınız mı? O minibüsü kendi ajanınıza verip, Ankara'ya siz getirtmediniz mi? O minibüsü Kurtuluş Katlı Otoparkı'na siz park ettirmediniz mi? Park ettirmeden önce üç, dört gün İstihbarat Dairesinin kapalı garajında bekletip, ABD'deki İkiz Kuleler'e yapılan 11 Eylül saldırılarını çağrıştırsın diye 11 Eylül 2007 gününü özellikle beklemediniz mi? Üzerinde parmak izi bulunmasın diye İstihbarat Dairesinin garajında yıkattığınız minibüsü bir polis memuruna eldivenle kullandırmadınız mı?" bölümünü nakletti.
Mahkeme, değerlendirme sonucunda yargılamanın yenilenmesi talebini "kabule değer" buldu.
Kararda, Nakçi'nin avukatının, "Uzun'un mesleki bilgi ve gözlemlerinin yer aldığı kitapta olayla ilgili ayrıntılı bilgi verdiğini, olayın komplo olduğunu, müvekkilinin en başından fail ilan edildiğini, araçta tespit edilen 6 parmak izi, 10 avuç izi ve çeşitli DNA kalıntılarının hiçbirinin müvekkilininkiyle örtüşmediğini" anlattığına yer verilerek, avukatın, Uzun'un, olayın nasıl gerçekleştiğine ilişkin açıklamaların, CMK'da düzenlenen, yeni olayların ve delillerin ortaya konulması vasfında olduğunu savunduğu aktarıldı.
Avukat Duran'ın, "Uzun'un anlatımlarından olayın, siyasi iktidar üzerinde nüfuz kurmaya çalışan belirli bir kesimce gerçekleştirildiğine ve müvekkilinin üzerine yıkıldığına dair kamuoyunda güçlü kanaat oluştuğunu" öne sürdüğü kaydedilen kararda, avukatın dilekçesi, ekinde bilgeler ve Uzun'un tanıklığının "yeni olay ve yeni delil mahiyetinde olduğu" ifade edildi.
Mahkemenin dinlediği tanıklar
Mahkeme, başvuruyu "kabule değer" bulmasının ardından, bombalı minibüsün bulunmasında görev alan bazı tanıklar ile bir gizli tanığın ifadesini aldı.
Gizli tanık, 9 Ekim 2015'te verdiği ifadesinde, araç bulunduğunda Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığında çalıştığını, minibüsün, bulunmasından 3-4 gün önce başkanlığın garajında gizli bölmeye saklandığını, aracın içinde gübre, tüpler ve patlayıcı olduğu söylenen malzemeler olduğunu iddia etti.
Ertesi gün aracın yanına gittiklerinde, bir polis memurunun aracı eldivenle yıkadığını, yıkama öncesinde aracın üstünün örtüyle kapalı olduğunu, aracın plakasının olmadığını, şubede devamlı hareketlilik bulunduğunu savunan gizli tanık, "Olaya komplo değil de normal istihbarat çalışması görünümü kazandırılmıştı." iddiasında bulundu.
Bombalı araç bulunduğu haberinin sabah saat 06.30-07.00 sıralarında şubeye ulaştığında, tüm amirlerin şubede olduğunu ileri süren gizli tanık, saatin, tüm amir ve memurların görevde olacakları bir saat olmadığını söyledi.
Operasyondan sonra şube müdürünün teklifiyle şube çalışanlarına ödül verildiğini kaydeden gizli tanık, operasyonun "kumpas" olduğunu bilmediğini, 2014'ün son aylarında Uzun'a anlattığını, araştırması sonucu Uzun'un da olaya kitabında yer verdiğini bildirdi.
Mahkemenin sonraki günlerde "tanık" olarak dinlediği, minibüs bulunduğunda Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı ve İstihbarat Daire Başkanlığında görev yapan emniyetçiler ise "olayın kumpas olduğu" iddiasını reddetti. Emniyet mensubu tanıklar, minibüsü garajda görmediklerini kaydettiler.
Dinlenen tanıklardan M.C, minibüse ilişkin istihbaratın Van Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünden geldiğini ifade ederek, güvenlik seviyesini artırıp, bir hafta boyunca bomba kokusuna duyarlı köpeklerle arama çalışması gerçekleştirdiklerini söyledi.
Sabri Uzun ve gizli tanığın beyanlarının sorulması üzerine minibüsün başkanlığa getirildiğini görmediğini bildiren tanık, kendilerine "iftira" ve "haksız itham"larda bulunulduğunu kaydetti.
Tanık B.Y, R.K. ve M.G. de iddia edilen konularla ilgili bilgilerinin olmadığını, minibüsü garajda görmediklerini ifade etti.
Mahkeme heyeti, dinlenen tanıklar ve deliller sonucunda yaptığı değerlendirmede, Nakçi'nin yeniden yargılanması istemini reddetti.
Nakçi'nin, karara itirazda bulunma hakkı bulunuyor.
Dava
Ankara'da genel arama yapan polis, 11 Eylül 2007'de Sıhhiye'deki çok katlı otoparkın ikinci katında, bomba düzenekli minibüs buldu. Bomba dedektör köpeğinin tepki vermesiyle bulunan minibüsün "araç bomba" olarak tasarlandığı anlaşılırken, incelemeler sonucu minibüste 555 kilo 36 gram bomba ana patlayıcı maddesi, 70 kilo 14 gram benzin, patlamanın etkisini artırmak ve parça tesiri oluşturmak için 24 dolu piknik tüpü, 63 metrelik infilaklı fitil, 20 infilak kapsülü ve anahtar sistemi olarak hazırlanan 3 cep telefonu tespit edildi.
Soruşturma sürecinde, minibüsteki plakanın bir başka otomobile kayıtlı olduğu, minibüsün ise olaydan 1,5 yıl kadar önce İstanbul'dan çalındığı ortaya çıktı.
Savcılık, soruşturma sonucunda Ali Sayan, Alpaslan Özkan, İdris Nakçi ve Mustafa Bayar hakkında dava açtı. İddianameye göre bu isimlere, minibüste ele geçirilen telefonlar ve SIM kartlara ilişkin araştırmalar sonucunda ulaşıldı.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sonucunda Nakçi'yi "yasa dışı silahlı PKK terör örgütü üyesi olmak" suçlamasından 11 yıl 3 ay, "tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurmak ve taşımak" suçlamasından da 9 yıl 8 ay 20 gün olmak üzere, toplam 20 yıl 11 ay 20 gün hapis cezasına mahkum etti.
Sayan "yasa dışı silahlı PKK terör örgütü üyesi olmak" suçlamasından 8 yıl 9 ay, sanık Özkan da aynı suçlamadan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılırken, Bayar'ın beraatına karar verildi.
Kararlar, Yargıtay 9. Ceza Dairesince de onandı.