Bolu'daki Fetö'nün Darbe Girişimine İlişkin Dava
Bolu'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin, "anayasayı ihlal" ve "terör örgütüne üye olmak" suçlarından 3'ü tutuklu 10 eski askeri personelin, ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
Bolu'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin, "anayasayı ihlal" ve "terör örgütüne üye olmak" suçlarından 3'ü tutuklu 10 eski askeri personelin, ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
Bolu Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, geniş güvenlik önlemleri altında getirilen tutuklu sanıklar, meslekten ihraç edilen Bolu 2. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer, Yarbay Veli Ceylan ve Yüzbaşı Nuri Kıyak ile tutuksuz sanıklar Yarbay Murat Gelen, üsteğmenler Burak Civelek, Ümit Birinci ve astsubay Ahmet Üney ile avukatları katıldı.
Duruşmada, dönemin Bolu 2. Komando Tugay Komutan Yardımcısı Albay Cahit Tirindaz, dönemin Bolu 2. Komando Tugayı Eski Komutan Yardımcısı Albay Aziz Çetinkaya ve dönemin Bolu İl Emniyet Müdürü Mustafa Kızılkaya tanık olarak dinlendi.
Tirindaz, 12 Temmuz'da düzenlenen törenle tugay komutan yardımcılığı görevini Albay Aziz Çetinkaya'dan devraldığını belirtti. Darbe girişimini öğrendiği sırada tugaya gitmek için hazırlanırken, kendisini İsmail Güneşer'in arayıp, "sıkıyönetim" ilan edildiğini, kendisinin de "sıkıyönetim komutanı" olduğunu belirttiğini ve Bolu'ya gelmek üzere yola çıktığını söylediğini aktaran Tirindaz, kendisi gelene kadar hazırlık yapılmasını emrettiğini öne sürdü.
İl Jandarma Komutanlığına gittiğinde Türker Yılmaz'ın kendisine bir deste kağıt uzatarak "Bu ne demek oluyor" dediğini belirten Tirindaz, "Emri inceledim. Burada bir süre oturup emir hakkında görüştük. Bir süre sonra Veli Ceylan ve İsmail Güneşer ile telefon konuşmalarım oldu. İsmail Güneşer, çıkış hazırlığı yapmamızı ve emre uyacağımızı söyledi. Bir başka görüşmemizde de bana Türker Yılmaz'ın konuşmalarında yumuşama gördüğünü, emre uymayabileceğini, gerekirse onu da derdest etmemi söyledi." diye konuştu.
"Derdest edilme düşüncesiyle birliğime geç gittim"
Cahit Tirindaz, mahkeme heyetinin çok önemli bir gelişme olmasına rağmen neden saat 02.40'a kadar birliğine gitmediğini sorması üzerine, "İsmail Güneşer'in tugayda kiminle irtibatlı olduğunu bilmiyordum. Birliğin dışarı çıkmasına engel olma düşüncesindeydim. Erken saatlerde birliğe gitseydim, direnç göstereceğimi düşünen bazı kişilerin beni engellemesi durumunda birliği kontrol edemeyeceğimi düşündüm. İsmail Güneşer'den direkt emir alabilecek bazı kişilerin, beni derdest edebileceklerini düşündüğüm için birliğe geç gittim." cevabını verdi.
Dönemin Bolu Emniyet Müdürü Mustafa Kızılkaya ise, o gece durumdan haberdar olduğu anda, Bolu Valisi Aydın Baruş'u arayıp bilgi verdiğini ifade ederek, "Vali Bey, Abant'ta olduğunu söyledi. Ben de orasının güvenli olmadığını düşündüğüm için beni beklemesini, kapıyı kimseye açmamalarını söyleyerek, 3 araçla kendisini almaya gittim. Vali Beyi 1 polis memuru dışında kimsenin bilmediği bir adrese yerleştirdim. Vali Bey, bir süre orada kaldı. Durumun normal olduğu kanısına vardığımda Vali Beyi valiliğe getirttim." diye konuştu.
Bu esnada Türker Yılmaz ve İsmail Güneşer ile telefon görüşmeleri olduğunu anlatan Kızılkaya, "Türker Yılmaz, bana sakin olmamı ve şehre sahip çıkmamı söyledi. İsmail Güneşer ise şehirde vaziyetin ne olduğunu sordu. Şehre ve sokaklara hakim olmamı söyledi." dedi.
Kızılkaya, o anda askeri yetkililerin ne tarafta olduğunu bilmediğini, telefonda hem Güneşer hem de Yılmaz'la taraflarını öğrenmeye yönelik konuşmalar yaptığını kaydetti.
"Elimdeki kuvvetle askeri engellemem mümkün değildi"
Mahkeme heyetinin, o gün askeri birliklerle polisin karşı karşıya gelmesi durumunda polisin gücünün askerleri engellemeye yetip yetmeyeceği sorusu üzerine Kızılkaya, "Bizim hem personel hem de silah ve mühimmat gücümüz, onlarınkinden katbekat aşağıda. Onların en az olduğu zaman bile bizim en az 2 katımız personelleri var. Benim elimde hafif silahlardan başka bir şey yok. Biz tugayda hangi silahların olduğunu bilmiyorduk. Hatta zırhlı araç olup olmadığını dahi bilmiyorduk. Askeri yetkililer, bizi zamanında ve doğru bilgilendirmedi. Böyle bir kalkışma olsaydı, benim elimdeki kuvvetle bunu engellemem mümkün değildi." ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmayı ileri tarihe erteledi.