Bölgesel Merkezler, Kalp Damar Hastalıklarından Ölüm Oranını Azalttı
Özel Giresun Ada Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Opr.Dr.Kemal Uzun, "Yeni açılan bölgesel merkezlerin hastaya tanı konması ve tedavi sürecini kısaltması, kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanan ölüm oranlarının azalmasına katkıda"...
Özel Giresun Ada Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Kemal Uzun, "Yeni açılan bölgesel merkezlerin hastaya tanı konması ve tedavi sürecini kısaltması, kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanan ölüm oranlarının azalmasına katkıda bulunmaktadır" dedi.
Türkiye'de ilk açık kalp ameliyatlarının 1960'lı yıllarda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapıldığını, kısa süre sonra da ihtisas hastanelerinde de kalp ameliyatlarına başlandığını belirten Opr. Dr. Kemal Uzun, "2000'li yılların başlarına kadar kalp cerrahisi merkezleri büyük şehirlerde sınırlı kalmıştı. Bu durum çevre illerdeki hastaların tedavilerinde ciddi aksaklıklara, gerek hasta ve yakınları için gerekse ülke ekonomisi için ciddi maliyet artışına, iş gücü kayıplarına ve sosyal sıkıntılara
neden oluyordu. Son yıllarda çevre illerde de devlet ve üniversite hastanelerinde açık kalp cerrahisine başlanması ve özel sektöründe bu alanda faaliyete başlaması ile önceleri sadece büyük şehirlerde yapılan bu ameliyatlar, birçok şehirde yapılır duruma geldi. Bu merkezlerin açılması gerek ameliyathane ve yoğun bakımlarda gerek anjiografi laboratuarlarında çok sayıda yüksek teknolojik alet ve ekipman gerektirmesi, iyi yetişmiş tecrübeli elemanlara ihtiyaç duyulması ve ekip çalışması ile yürütülebilmesi
nedeniyle büyük emeklerle ve maddi kaynak aktarımıyla olmuştur" diye konuştu.
Yeni açılan bölgesel merkezlerinin hastaya tanı koyma ve tedavi süresini kısaltmasının kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanan ölümlerin azalmasına neden olduğunu ifade eden Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Kemal Uzun, "Çünkü kalp ve damar hastalıklarında özellikle kalp krizi ve aort damarının yırtılması gibi durumlarda saatler hatta dakikalar çok hayati önem taşımakta, çok kısa sürede tanısı konulup tedavisi yapılmazsa ölümle sonuçlanmaktadır. Bu merkezler yöre insanına yerinde hizmet vermenin
yanı sıra belli merkezlere yığılmaları önleyerek, oralardaki hizmet kalitesinin de artışına katkı sağlamaktadır. Örneğin 1990'lı yıllarda Ankara ve İstanbul gibi merkezlerde aşırı yoğunluktan dolayı bir kalp hastasına 6 ay ile 1 sene sonrasına ameliyat randevusu verilirken, artık ameliyatlar birkaç gün içinde yapılmaktadır" şeklinde konuştu.
Giresun'da ilk kalp ameliyatını yaptıkları Ocak 2010 tarihinden bu zamana kadar 400 kalp ameliyatını başarı ile gerçekleştirdiklerini ifade eden Dr. Kemal Uzun, Giresun'dan önce de Ordu'da kalp cerrahisinin başladığı 2008-2009 yıllarında 500 civarında kalp ameliyatı gerçekleştirdiklerini açıkladı. Uzun şöyle devam etti: "Bunlardan bir kısmı acil şartlarda ameliyata alındı. Eğer buralarda kalp cerrahisi yapılmayıp başka bir şehre sevk edilselerdi, bu acil hastaların bir kısmının yolda, hatta bir kısmının
yola bile çıkamadan hayatını kaybetme riski oldukça yüksekti. Özellikle daha önce büyük şehirlerde bir kalp ameliyatı tecrübesi olanlar oralarda konaklama, beslenme, yolculuk yönünden çektikleri türlü zahmet ve masrafları hatırlayınca yaşadıkları şehirde ameliyat olmanın çok konforlu olduğunu, adeta evlerinde ameliyat olduklarını ifade etmektedirler. Giresun Ada Hastanesi gibi çevre illerde kurulmuş olan anjiografi ve kalp cerrahisi merkezleri buraların sağlık alanındaki çok önemli bir eksiğini gidermiş
olup, gerek kurulması gerekse yaşatılması oldukça masraf ve emek gerektiren bu merkezlerin vatandaşlar tarafından desteklenmesi önemli olup, bu destek hastalıklarının tanı ve tedavisinde buraları tercih etmeleri ile sağlanacaktır." - GİRESUN