Boğaziçi'nde Erasmus+" Etkinliği
İSTANBUL (AA) – Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı Müsteşarı Selim Yenel, Türkiye'nin AB ile yaşadığı sıkıntılardan dolayı Erasmus çerçevesinde Türkiye'ye gelenlerin sayısında azalma olduğunu belirterek, "Erasmus'a bundan sonra gideceklere bir görev daha düşüyor: Ülkemizi güzel bir şekilde tanıtmak.
İSTANBUL (AA) – Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı Müsteşarı Selim Yenel, Türkiye'nin AB ile yaşadığı sıkıntılardan dolayı Erasmus çerçevesinde Türkiye'ye gelenlerin sayısında azalma olduğunu belirterek, "Erasmus'a bundan sonra gideceklere bir görev daha düşüyor: Ülkemizi güzel bir şekilde tanıtmak. Türkiye'ye geldiklerinde zaten hepsi değişiveriyor ama önemli olan getirmek." dedi.
Erasmus+ Programı'nın 30. yılı vesilesiyle Feriye Sarayı'nda "Boğaziçi'nde Erasmus+" adlı etkinlik düzenlendi.
Yenel, etkinlikte yaptığı konuşmada, öğrencilerin gittikleri ülkelerde Türkiye'yi tanıtması sebebiyle bir bakıma büyükelçi olduklarını vurguladı.
Öğrencilerin program vesilesiyle Avrupa kültürünü tanıma fırsatı elde etmesinin yanı sıra yabancı dillerini de geliştirdiğini dile getiren Yenel, ancak Türkiye'de eğitim açısından en büyük eksikliğin yabancı dil olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin Erasmus ile ilgili bir sorun yaşadığını söyleyen Yenel, şöyle devam etti:
"AB ile yaşadığımız sıkıntılardan dolayı Erasmus çerçevesinde ülkemize gelenlerin sayısında bir azalma var. Biz bunu gidermek için komisyonla birlikte çalışıyoruz. Ülkemize gelmelerinde bir sakınca olmadığını, korkmalarına gerek olmadığını söylüyoruz. Bu çerçevede birtakım toplantılar yaptık. AB üniversitelerinden rektörleri çağırdık ve ülkemizi tanıtmak istedik. Erasmus'a bundan sonra gideceklere bir görev daha düşüyor: Ülkemizi tekrar güzel bir şekilde tanıtmak. Türkiye'ye geldiklerinde zaten hepsi değişiveriyor ama önemli olan getirmek."
"Erasmus ön yargıları azaltmak için önemli bir araç"
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Christian Berger, programın 1987'de çok küçük bir noktadan başlayıp yılda 330 bin öğrenciyi içine alan bir boyuta eriştiğini kaydetti.
Erasmus'un AB'nin en başarılı programlarından biri olduğunu dile getiren Berger, özellikle öğrenci ve üniversitelerin katılımı sayesinde programın bu boyutlara geldiğinin altını çizdi.
Öğrencilerin, bu programın kendilerine özgürlük tanıdığını söylediğini aktaran Berger, bunun yanı sıra iş başvurularında Erasmus öğrencisi olduğunu belirtmenin de yeni fikirlere açıklığın göstergesi anlamına geldiğini belirtti.
Erasmus'un ön yargıları azaltmak ve kişisel ilişkileri geliştirmek için de çok faydalı bir araç olduğunu vurgulayan Berger, "AB'nin yabancı korkusu ve ırkçılık gibi olumsuz eğilimlerin önüne geçmek için oluşturduğu en önemli programlardan biri oldu Erasmus. Yeni politikacılar da bu zorluklarla gelecekte de başa çıkabilmek için yeni politikalar belirlemekte." dedi.
Berger, 2004-2015 yıllarında 500 bin Türk vatandaşının bu programdan faydalandığını sözlerine ekledi.
"Türkiye, uzun zamandır programın bir parçası"
Avrupa Komisyonu Eğitim ve Kültür Genel Müdürü Martine Reicherts de Türkiye'nin çok uzun zamandır bu programın bir parçası olduğunu belirterek, "Türkiye, bu programı oldukça popüler hale getirdi." dedi.
Erasmus'un üniversitede öğrenilenden fazlası olduğunu dile getiren Reicherts, farklı kişilerle iletişim kurmanın, insanların bir araya gelerek etkileşim içinde olmasının çok önemli olduğunu söyledi.
Reicherts, bu sabah bir camiyi ziyaret ettiğini ve bu esnada başını örttüğünü vurgulayarak, "Bu gayet normal ve Erasmus da barışçıl ve dostane bir şekilde etkileşim kurmaktan ibarettir." şeklinde konuştu.
Reicherts, Fransa Cumhurbaşkanı ve ayrıca Avrupa Komisyonunda birçok kişinin de Erasmus Programı'nın bir parçası olduğu bilgisini verdi.
" Erasmus deneyiminizi paylaşın"
Türkiye Ulusal Ajansı Başkanı Mesut Kamiloğlu, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, 30 yıl önce Avrupalı üniversite öğrencilerine yurt dışında eğitim görme ve farklı kültürleri tanıma fırsatı sunmak üzere başlatılan Erasmus Programı'nın zaman içinde gelişerek farklı sektörlere kadar ulaştığını anlattı.
Halihazırda okul eğitimi, yükseköğretim, mesleki eğitim, yetişkin eğitimi, gençlik ve spor alanlarında hibe desteği sağlayan programın bireylere yurt dışında eğitim alma, staj yapma, gençlik faaliyetleri ve gönüllü çalışmaları yapma imkanı sunduğunu ifade eden Kamiloğlu, eğitim ve gençlik programlarının 30 yıllık geçmişine bakıldığında 11 ülkeyle başlayan programın, günümüzde 33 program ülkesinde uygulandığını ve 2015 yılından itibaren neredeyse tüm dünya ülkelerini kapsayacak hale geldiğini kaydetti.
Programın bireylerin yanı sıra kurumlara da uluslararası ortaklar bulma vasıtasıyla kapasitelerini geliştirme ve yeni iş birliği kurma imkanları verdiğini dile getiren Kamiloğlu, bununla birlikte Erasmus+ Programı'nın merkezinde bireylerin öğrenme hareketliliği olduğunun altını çizdi.
Kamiloğlu, "Yapılan araştırmalar Erasmus+ Programı'na katılan üniversite öğrencilerimizin mezuniyetten hemen sonra iş bulma ihtimalinin, katılmayanlara göre iki kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Aynı şekilde ilk işe başladıklarında yine Erasmus'a katılmayan öğrencilere göre çok daha yüksek ücretle iş bulma imkanına sahipler." şeklinde konuştu.
Kamiloğlu, Türkiye'nin programa katıldığı ilk yılda yaklaşık 5 bin hareketlilik gerçekleştirilmişken, rakamın o tarihten bu yana 10'a katlandığını ifade etti.
Öğrencilere seslenen Kamiloğlu, şunları söyledi:
"Erasmus deneyimizi etrafınızdakilerle çok daha fazla paylaşın, programın hayatınızdaki değiştirdiklerini başkalarına da anlatın. Böylelikle programı çok daha fazla erişilebilir kılabiliriz. Bugünkü Avrupa ve dünya 30 yıl önceki Avrupa ve dünya değil, gelecek sizlerin katkılarıyla şekillenecek."
Konuşmaların ardından "Benim Gözümden Erasmus+" fotoğraf yarışmasının ödül törenine geçildi. Orta Doğu Teknik Üniversitesinden Cansu Ünal, Karadeniz Teknik Üniversitesinden Züleyha Tehinoğlu, TOBB Üniversitesinden Kübra Ertürk, Bandırma Üniversitesinden Demir Ali Akyar ve Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlerinden Adem Ağuş'a program vasıtasıyla gittikleri ülkelerde çektikleri fotoğrafları dolayısıyla ödül verildi.
Katılımcılara ayrıca programın 30. yılı vesilesiyle boğaz turu düzenlendi. Tekneye gelişte Türk lokumu ve kolonya ikramıyla karşılanan konuklara, Türk mutfağından da farklı tatlar ikram edildi.