Boğaziçi Chronıcles E. Sevgi Özdamar ve Perihan Mağden'i Ağırladı

Boğaziçi Üniversitesi'nin 2013 yılında başlattığı uluslararası konuk programı Boğaziçi Chronicles'ın son konuğu yazar E. Sevgi Özdamar, ilk söyleşisini ünlü yazar Perihan Mağden'le gerçekleştirdi. Özdamar, Mağden'in sorularına içtenlikle cevap verirken, ikili karşılıklı olarak yazarlık serüvenlerini ve hayata dair tecrübelerini Boğaziçi Üniversiteli gençlerle paylaştı.

Yazar Özdamar söyleşiye Boğaziçi Chronicles için hazırladığı otobiyografik metinle başladı. Anne karnında başlayıp, İstanbul'dan Berlin'e, Paris'ten New York'a uzanan oto biyografik metinde eserlerini Almanca yazmasının nedenini de paylaştı. Özdamar, "İnsan kendi ülkesinde de dilini kaybeder. Ben sadece Türkçe dilinde hastalanan kelimeleri Bertolt Brecht sanatoryumuna götürdüm" diye konuştu.

Çocukluğundan beri aklına tiyatrocu olmayı koyduğunu belirten Özdamar, sadece Brecht çalışmak için İstanbul'dan Almanya'ya uzanan tutku dolu tiyatro serüvenini anlattı. Henüz bir çocukken ''Tiyatrocu olmak için yıldızlara yemin ettiğini'' söyleyen yazar, Berlin'e ilk gidişini ve karşılaştığı şehrin savaş sonrası nasıl yorgun bir atmosfere sahip olduğunu kendine has sözcüklerle betimlerken, Ece Ayhan'dan Turgut Uyar'a, Muhsin Ertuğrul'dan Yaşar Kemal'e bir dönemin kültür ve sanat dünyasını yaratan isimlerle olan dostluklarına ve yaşanmışlıklara da sıkça değindi. Özdamar, tiyatro yazarlığının ardından romana geçişini anlatırken tiyatro yapmanın zamanı durdurmaya benzediğini; yazmanın ise hem işçi hem de işveren olmayı gerektiren zahmetli bir serüven olduğunu belirtti.

Özdamar, söyleşi süresince toplumsal-siyasi gelişmelerden, dil arayışına, köyden kente göç olgusundan, toplumda kadın-erkek algısına kadar pek çok konuyu ele aldı.

20 Mayıs'a kadar Boğaziçi Üniversitesi'nin konuğu olacak olan Sevgi Özdamar, 18 Mayıs'ta "Bir Edebiyatçının Gözünden Alman-Türk Kimliği ve Göç" konulu bir söyleşi daha gerçekleştirecek.