Bodrumlu Kaptan Cinayeti Davası 28 Nisan'a Ertelendi

Muğla'nın Bodrum İlçesi'nde, kaptan Faruk Denktaş'ı göğsünden bıçaklayarak öldürdüğü gerekçesiyle müebbet hapsi istenen Y.K. ile suça karıştığı iddiasıyla 3 yıl hapis cezası istenen kadın arkadaşı S.B. bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. Mahkeme heyeti MOBESE kameraların incelenmesi ve olay yerinde keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı, 28 Nisan'a erteledi.Geçen yıl 3 Ağustos gecesi çıkan tartışmada 29 yaşındaki kaptan Faruk Denktaş, Bodrum Belediye Meydanı'nda faaliyet gösteren Yalçın Balıkçılık'ın işletmecisi 36 yaşındaki Y.K. tarafından kalbinden bıçaklanarak öldürüldü. Olay yerinden kaçan Y.K., polis tarafından yakalandı ve ardından tutuklandı. Y.K. hakkında TCK'nın 81'inci maddesi kapsamında 'kasten öldürme' suçundan müebbet hapis cezası, Denktaş'a tokat atıp, çantasıyla vurduğu ve olayın ardından Y.K.'yi otomobiliyle evine götürdüğü belirtilen arkadaşı 35 yaşındaki S.B. hakkında da TCK'nın 86'ncı maddesi kapsamında, 'kasten yaralama' suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

AĞABEYİNİN BARIŞ GÜVERCİNLİ RESMİNİ TAŞIDI

Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan davanın bugünkü ikinci duruşmasına; tutuklu sanık Y.K., tutuksuz sanık S.B., Denktaş'ın annesi Münevver Denktaş, babası Ahmet Denktaş ve kızkardeşi Duygu Denktaş, bazı akrabaları ile 60'a yakın arkadaşı katıldı. Duygu Denktaş'ın mahkeme salonuna ağabeyinin ölmeden bir gün önce elinde güvercinle çekilen son fotoğrafını çerçeveleterek girdiği, arkadaşlarının ise ölen gencin fotoğrafının olduğu tişörtleri giydiği görüldü. Denktaş ailesini Avukat Göray Karadut ve Sibel Eyinç, Y.K.'yı ise Av. Ahmet Ateş temsil etti. Duruşma öncesi adliyeye getirilen sanık Y.K.'nin, kendisini görüntüleyen basın mensuplarına "Çekin çekin belki bi işe yarar, beni meşhur edin" dediği duyuldu.

Duruşmada olayın hemen öncesinde Faruk Denktaş'ın üç kuzenini bindirdiği taksinin şoförü Mustafa Gülaksan, tanık olarak dinlendi. Gülaksan, Denktaş'ın kuzenlerini Bitez Mahallesi'ne götürüp döndükten sonra olayın olup bittiğini, ancak yaşananları görmediğini söyledi. Mahkeme heyeti adli tıp, otopsi ve kriminal laboratuvardan gelen raporları okudu. Cinayete kullanılan bıçağın üzerindeki kanın Y.K. ile Denktaş'a ait olduğu, bazı MOBESE kayıtlarına göre ise cinayetin şüpheye yer vermeyecek nitelikte açık olduğu belirtildi.

SANIK TAHLİYESİNİ İSTEDİ

Sanık Y.K.'nın avukatı Ahmet Ateş, dosyada bulunan MOBESE kayıtlarından olay anında görgü tanığı olan daha fazla kişinin bulunabileceğini belirterek süre istedi. Ancak talep, reddedildi. Y.K. ise kendisine sorulduğunda, "Faruk Denktaş kız arkadaşım olan S.B.'yi taciz etti ve tartışma başladı. Bıçak bana ait değildi. Bıçak Faruk'un elindeydi. Bana savurdu. Tuttum ve elimden yaralandım, tahliyemi istiyorum" dedi.

Bunun üzerine tepki gösteren anne Münevver Denktaş ise, "Hayatında bir karıncayı bile incitmemiş oğlumu bu kişiler hunharca yolun ortasında öldürdüler. Belki benim oğlum geri gelmeyecek ama başkalarına daha fazla zarar veremeyecek şekilde en ağır cezayı almalarını istiyorum" diye bağırdı. Mahkeme başkanı, sessiz olunması yönünde duruşmayı izleyenleri uyardı.

Denktaş ailesinin avukatı Göray Karadut, "Bodrum'da çok sevilen, şiirler yazan son derece duygusal, bugüne kadar tek bir kavga veya tartışmaya karışmamış bir gencin karşısına ne yazikki birçok olaydan sabıkası olan biri çıktı ve kasten bilerek kalbine bıçağı saplayarak öldürdü. Burada tüm deliller suçun sabit olduğu yönünde. Bu nedenle mahkemeden sanığa müebbet hapis cezası verilmesini talep ediyorum" dedi.

Mahkeme heyeti, incelenen MOBESE kayıtlarının dışında Belediye Meydanı'nda, olay yerinde keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı 28 Nisan'a erteledi.

Duruşma bitiminde Denktaş'ın ailesi ve arkadaşları yaklaşık 10 dakika boyunca adliye önünde sessiz duruş eylemi yaptı. Ardından konuşan anne Münevver Denktaş, "Hayatında bir karıncayı bile incitmemiş oğlumu bu kişiler hunharca yolun ortasında öldürdüler. Benim oğlum belki geri gelmeyecek ama başkalarına daha fazla zarar veremeyecek şekilde en ağır cezalarını almalarını istiyorum. Onları Allah'a havale ediyorum" dedi.