Bodrum Res'lerle İlgili Gelişmeler Bodrumlulara Anlatıldı
Res'lerle ilgili gelişmeler Bodrumlulara anlatıldıMUĞLA'nın Bodrum İlçesi'nde, Bodrum Yarımadası Kültür ve Çevresini Koruma Derneği'nin düzenlediği Rüzgar Enerji Santrali (RES) konulu toplantıda süreç hakkında bilgi alışverişi yapılırken, katılımcılar, Bodrum Belediyesi'nin yıkım...
Res'lerle ilgili gelişmeler Bodrumlulara anlatıldı
MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'nde, Bodrum Yarımadası Kültür ve Çevresini Koruma Derneği'nin düzenlediği Rüzgar Enerji Santrali (RES) konulu toplantıda süreç hakkında bilgi alışverişi yapılırken, katılımcılar, Bodrum Belediyesi'nin yıkım kararlarını uygulamasını istedi.
Bodrum Yarımadası Kültür ve Çevresini Koruma Derneği tarafından Bodrum Belediyesi Heredot Kültür Merkezi'nde Rüzgar Enerji Santrali (RES) ile ilgili son hukuksal durum ve gelişmeler konulu bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Tevfik Kızgınkaya'nın moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıya konuşmacı olarak, hukuki süreci anlatmak için avukat Mehmet Horuş, 3 yıllık yapılan çalışmaları aktarmak için Bodrum Yarımadası Kültür ve Çevresini Koruma Derneği Başkanı Mustafa Tanışık, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Adnan Diler ve Yüksek Mimar Faruk Yorgancıoğlu katıldı. Toplantıya Bodrum halkı, sivil toplum örgütleri ve meslek odaları temsilcileri de ilgi gösterdi.
Bodrum Yarımadası Kültür ve Çevresini Koruma Derneği Başkanı Mustafa Tanışık, Türkiye'de tarihi öneme sahip projelerin toplumdan saklandığını öne sürerek Bodrum'daki RES projesinin tarihçesinin 2007 yılına dayandığını, ancak 2014 yılında açıklandığını ifade etti. Tanışık, "2007 yılından 2014 yılına kadar, imar planları askıya çıkmış, acele kamulaştırma kararları çıkmış, tapuların üzerine tedbir konulmuş, ÇED'e gerek yoktur diye imza atılmış ve 2014'ün Kasım ayında kazmayı vuracak hale gelmişler. Bu tarihten itibaren bizler, ülkenin ve Bodrum'un geleceği için gönül vermiş insanlar bir araya gelerek, araştırma yapmaya başladık ve bu savaşı başlattık. Yenilenebilir ya da yeşil enerjiye hepimiz oy veriyoruz. Ülkenin ihtiyacı var ama bu yenilenebilir ya da yeşil enerjinin arkasında gizli, sinsi planlar var mı yok mu o önemlidir. Türkiye'nin enerji üretiminde potansiyeli nedir, Avrupa'da nasıldır bunlarla ilgili geniş bir araştırma yaptık. Türkiye özelinde bakarsak en yüksek potansiyelli yer Amasra ve Gelibolu Yarımadası'dır. Devamında Balıkesir, sonra da Bergama, Batı Karadeniz, Antalya'nın doğusu, Bodrum'dan çok daha yüksek elektrik üretme potansiyeline sahip yerlerdir. İç Anadolu'nun bir sürü bölgelerinde aynı potansiyelde rüzgar var" dedi.
Projenin başlangıç aşamasından bugüne türbinlerde sayı ve boyut açısından değişiklikleri de anlatan Tanışık, "Muğla'nın 2 milyar 445 milyon kilowatt bir üretimi var. Kendi tüketimi 2 milyon 600 bin yani Muğla ürettiği enerjinin sadece binde birini kullanıyor. Biz tekrar söylüyoruz yenilenebilir enerjiye karşı değiliz, ülkemizin her coğrafyasının kendisine ait bir pozisyonu bir görevi var. Muğla'nın tarihi yeraltı tarihi yer üstündeki değerleri turizmi bir kentsel kimliği var bu kentsel kimliği başka bir şeyle değiştirme hakkı yok. Ankara'ya sesleniyoruz lütfen çekin elinizi Bodrum'un üzerinden" diye konuştu.
YARGI KARARI VERİLDİ
Avukat Mehmet Horuş ise RES'ler ile ilgili hukuki mücadeleyi anlattı. Horuş "'ÇED gerekli değildir' kararına, mevcut üretim lisansına ve mevcut imar planlarına aykırı olarak 4 tane tribün dikildi. Doğal SİT alanlarındaki kaçak ve ruhsatsız yapılarla ilgili Bodrum Belediyesi yaklaşık 15 ay önce bir mühürleme işlemi yaptı, daha sonra iki ayrı yıkım kararı aldı. Muğla 2. İdare Mahkemesi Bodrum Belediyesi'nin mühürleme işleminin doğru olduğunu, kaçak imalatların söz konusu olduğunu, ruhsatsız faaliyet yürütüldüğünü yargı kararına dönüştürdü. Bu eksende alınan iki yıkım kararı ile ilgili de şirketin yürütmeyi durdurma talebi reddedildi. Çünkü kaçak ve ruhsatsız imalatlar var, Belediye Encümeni'nin aldığı yıkım kararı 'doğrudur' dedi. Artık hukuki değil fiili bir durum var. Bu fiili durumun ortadan kaldırılmasına ilişkin mühürleme ve yıkım işlemlerine ilişkin de alınmış 3 ayrı mahkeme kararı var ve bu mahkeme kararlarının uygulayıcısı Bodrum Belediyesi'dir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bu konuda soruşturma yürütüp Bodrum Belediyesi'nin bu konuda gereğini yapması ile ilgili gerekli yazışmalarını yapıyor. Halk da haklı olarak Bodrum Belediyesi'nden bu işi bir an önce gerçekleştirmesini istiyor" dedi.
Danıştay 6. Dairesi Başkanlığı'nın da acele kamulaştırma ile ilgili üç ayrı davada iptal kararı verdiğini belirten Mehmet Horuş, bu kararlar sonucunda da Bodrum Asliye Hukuk Mahkemesi'nin el koyma kararını durdurduğunu ve kamulaştırma şerhlerinin silinmesine karar verdiğini ifade etti. Dolayısıyla özel mülkler açısından da fiili işgale doğru dönüşen hukuksal süreç olduğunu söyleyen Horuş, "Bu kadar haksızlık, bu kadar hukuksuzluk bu kadar fiiliyata sessiz kalma gerçekten Bodrum'a yakışmıyor. Yargı kararlarının arkasından dolaşılmasına çok tanık olduk Türkiye'de farklı çevre davalarında, ama bu kadar açık bir hukuksuzluğa ben ilk defa şahit oluyorum. Hele ki Bodrum'da tüm sivil toplum örgütleri köylüler meslek odaları, esnaf odaları, belediyeler, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı odalar, herkes projeye karşı bir tutum almışken bu halkı yok sayarak bu doğaya bu zararın verilmemesi lazım diye düşünüyorum" dedi.
Yüksek Mimar Faruk Yorgancıoğlu ise Bodrum'daki mimari yapı ve binaların sahip olduğu yükseklikle ilgili bilgiler verdi. RES türbinlerinin, binaların arkasında, kentin görünümü açısından kötü bir süliet oluşturduğunu söyledi.
Sunumların sonunda, soru vecap bölümü yapıldı. Çözüm için katılımcılar CHP'li Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon'dan randevu talep etmeye karar verdi.