Böcek" Davası
Kamuoyunda "Böcek" davası olarak bilinen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı sırasında çalışma ofislerine dinleme cihazı konulmasına ilişkin 12 kişinin yargılanmasına devam edildi.
Kamuoyunda "Böcek" davası olarak bilinen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı sırasında çalışma ofislerine dinleme cihazı konulmasına ilişkin 12 kişinin yargılanmasına devam edildi.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Sedat Zavar ve İlker Usta, tutuksuz sanıklar Mehmet Yüksel ve Hasan Akın'ın yanı sıra sanık ve müşteki avukatları katıldı.
Sanıklardan Zeki Bulut ve Ömer Altıparmak ile tutuklu bulundukları cezaevlerinden telekonferans sistemiyle bağlantı kurulan duruşmada Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu, sanık Bulut hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının "terör örgütü üyeliği" suçundan dava açtığını ve davanın "Böcek" davasıyla birleştirildiğini duyurdu.
FETÖ/PDY mensuplarının haberleşme uygulaması ByLock'u kullandığı ve Ergün Çobanoğlu adlı kişinin beyanları üzerine açılan yeni dava kapsamındaki savunması sorulan Bulut, "Tanık bile olmamam gereken yerde, sanık durumundayım. İdari bir kusurum dahi yok." dedi.
Özgeçmişinden, polis koleji günlerinden ve mesleğe başladığı yıllardan bahseden Bulut, ilk yıllarında Sınıflar Amiri olarak atanmasına karşın evrak arşiv bölümüne alındığını, 1991'de FETÖ'cülere yönelik bir operasyonun ardından bazı kadroların boşalması üzerine Sınıflar Amirliğine döndüğünü anlattı.
Bulut, 1995'te Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığında çalışma başvurusunun, "sosyal demokrat yapıya sahip olduğu" gerekçesiyle kabul edilmediğini söyledi.
Ankara'ya 2003'te tayin olunca, "bir iki hafta sonra Başbakanlıkta görevlendirileceği" söylenmesine karşın, 5 yıl sonra burada göreve başladığını, bunun sebebi olarak da "o dönem Mehmet Ağar'a bağlı ulusalcı düşünceye sahip kadrolar arasında gösterildiğini" öğrendiğini anlatan Bulut, "FETÖ'nün üyesi değil, kumpasları sonucu mağdur olan bir kişiyim." iddiasında bulundu.
Kendisine yönelik suçlamaları bulunan Ergün Çobanoğlu'nu tanımadığını, beyanlarını kabul etmediğini belirten Bulut, Denizli İl Emniyet Müdürlüğü sırasında valinin gözetiminde ve diğer kamu kurumlarının desteğiyle halktan para toplanmadan, varoşlardaki çocukların spora yönlendirilmesi amaçlı "Hayata pas ver" adlı organizasyonu gerçekleştirdiklerini, organizasyon kapsamında kimseden para alınmadığını kaydetti.
Bulut, "Kimseden para almadım. Adım kullanılarak para alınıp alınmadığını bilmiyorum. Suçlamaları reddediyorum." dedi.
Tutuklu sanıkların avukatları müvekkillerinin tahliyelerini talep ederken, şikayetçi avukatları tutuklulukların devamını istedi.
Mahkeme heyeti, firari sanıkların yakalanmalarının beklenmesine, Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesinde sanıklardan bazıları hakkında açılan ve mahkemenin önceki celse birleştirilmesine karar verdiği dava dosyasının gönderilmesinin beklenmesine ve tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Davanın geçmişi
Başbakanlığı sırasında Erdoğan'ın Keçiören'deki ikametgahı ile Başbakanlık Resmi Konutu'ndaki çalışma ofislerinde iki dinleme cihazı bulunmuştu.
Buna ilişkin, 13 kişi hakkında Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açan savcılık, "eylemin hangi örgüt adına yapıldığı"nın tespit edilemediğini belirterek, "örgüt" suçu yönünden soruşturmayı ayırmıştı.
Yargılama sonucunda sanıklardan Zavar ve Usta, "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek" ve "haberleşmenin gizliliğini ihlal" suçlarından 7 yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptırılmış, 8 kişinin beraatine karar verilmiş, yakalanamayan 3 sanığın dosyası ayrılmıştı.
Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi bazı hükümleri onarken, bazılarını bozmuş, kararın ardından dosya tekrar mahkemeye gelmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu dava görülürken, dinleme cihazlarının FETÖ tarafından konulduğu gerekçesiyle 11 sanık hakkında Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yeni dava açmıştı.
"Böcek" davasını karara çıkaran Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, firari 3 sanık hakkındaki ayırdığı dosya ile Yargıtayın bozduğu dosyaları birleştirerek, "örgüt" davasının açıldığı Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine göndermiş ve dosyalar burada birleştirilmişti.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi ayrıca dinleme cihazlarına ilişkin savcılığa sahte rapor vermekle suçlanan eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz ile Gökhan Vıcıl ve Hamza Turhan hakkında gördüğü davanın da "örgüt" davasıyla birleştirilmesine karar vermişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, sanıklardan 7'si hakkında, "suçu işlemeye yönelik Başbakan'ın evi ve resmi ikametgahına izinsiz girerek, konut dokunulmazlığını ihlal" ve dinlemeye yönelik alınan ve envantere kaydedilmeyen cihazlarla ilgili "zimmet" suçunu işledikleri gerekçesiyle bir dava daha açmış, mahkeme bu davayı da "Böcek" davasıyla birleştirmişti.
Sanıklardan eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ömer Altıparmak hakkında Ankara 36. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan ve Altıparmak'ın "Erdoğan'ın çalışma ofislerine dinleme cihazı konulmasına ilişkin, MİT'in verdiği bilgilere rağmen, personeliyle ilgili gerekli denetim ve soruşturma prosedürünü başlatmayarak, görevini ihmal ettiği" gerekçesiyle 2 ay 15 gün hapis karşılığı bin 500 lira adli para cezasına çarptırıldığı davanın da Yargıtayın bozma kararının ardından "Böcek" davasıyla birleştirilmesine karar verilirken, son olarak da sanıklardan bazıları hakkında benzer suçlamalarla Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davanın "ana dava"yla birleştirilmesi kararlaştırılmıştı.