Böbrek Hasarı Sinsi Seyrediyor
Yeşim Sert Karaaslan - Kişinin yaşam kalitesini düşüren, kalp hastalığına davetiye çıkaran, hastayı yıllarca makineye bağlı bir yaşama adeta mahkum eden ve çoğu zaman nakil bekleme sırasındayken kişinin yaşamını yitirmesine yol açabilen böbrek...
Yeşim Sert Karaaslan - Kişinin yaşam kalitesini düşüren, kalp hastalığına davetiye çıkaran, hastayı yıllarca makineye bağlı bir yaşama adeta mahkum eden ve çoğu zaman nakil bekleme sırasındayken kişinin yaşamını yitirmesine yol açabilen böbrek hasarı sinsi gelişiyor.
Türk Nefroloji Derneği Genel Sekreteri ve Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Ateş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akut ve kronik olmak üzere iki tipi görülen böbrek hastalıklarında belirtilerin hasta tarafından genellikle fark edilmediğini, hasar oluştuktan sonra hastalığın kendini gösterdiğini söyledi.
Kronik böbrek hastalığına dönüşmediği sürece akut böbrek hastalığında hasarın geri dönüşümünün mümkün olabildiğini ifade eden Ateş, dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan çalışmaların, böbrek hastalığında farkındalık düzeyinin düşüklüğünü ortaya koyduğu bilgisini verdi.
Türkiye'de erken evre dahil toplam 7,5 milyon kronik böbrek hastası bulunduğunu belirten Ateş, derneklerinin yaptığı çalışmaya göre, her on hastadan birinin hastalığının farkında olduğunu söyledi.
-Risk grubundakilere her yıl kontrol şart-
Ateş, hastalığın erken evredeki belirtilerine karşı özellikle ailesinde böbrek hastası bulunanların duyarlı olması gerektiğine işaret ederek, yüksek tansiyonun böbrek hastalıklarının en erken ve en sık görülen belirtisi olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Kenan Ateş, şöyle devam etti:
"Gecede 2 ya da daha fazla idrar kalkan kişinin mutlaka böbreğine bakılması gerekiyor. İdrar yapmada zorluk, idrarda yanma, köpürme, kan gelmesi olabilir. Ayrıca, göz kapakları ve bacaklarda şişlik, susama hissinde artış ve bol su içme, halsizlik, çabuk yorulma, bulantı, kusma, kilo kaybı, iştahsızlık, kaşıntı, cilt renginde solukluk, bacaklarda his kaybı gibi belirtiler görülür.
Bunlardan bir tanesinin görülmesi halinde hekime başvurulmalıdır. Erken evre hastalarında bunların birçoğu olmayabilir ya da hekime başvuru yaptıracak şiddette görülmeyebilir."
Hipertansiyonu, kalp damar rahatsızlığı ve aile hikayesi olanlar, obezler, 50 ve 60 yaş üstündekilerin kronik böbrek hastalığının risk grubunda yer aldığını anlatan Ateş, bu grupta olanlara yılda en az bir kez böbrek kontrolü yaptırmalarını önerdi.
Yayıncı: Tolga Özgenç - ANKARA