BM Silahsızlanma Ofisi İçin Yapılan Araştırmaya Göre, NATO'nun Yeniden Silahlanması, Yılda 200 Milyon Tonluk Ek Karbon Emisyonuna Yol Açabilir

BM Silahsızlanma Ofisi İçin Yapılan Araştırmaya Göre, NATO'nun Yeniden Silahlanması, Yılda 200 Milyon Tonluk Ek Karbon Emisyonuna Yol Açabilir
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İngiltere merkezli The Guardian’ın aktardığı Birleşmiş Milletler Silahsızlanma Ofisi için yapılan araştırmaya göre, 2023’te rekor seviyeye ulaşan askeri harcamalar, iklim hedefleri için ciddi bir tehdit oluşturuyor. NATO ülkelerinin silahlanma artışı, yıllık milyonlarca ton ek sera gazı emisyonuna yol açarken, uzmanlar bu durumun iklim krizi ve küresel güvenlik üzerinde olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Sadece NATO’nun planladığı yeniden silahlanmanın yılda yaklaşık 200 milyon ton ek sera gazı emisyonuna yol açabileceği öngörülüyor.

(ANKARA) - İngiltere merkezli The Guardian'ın aktardığı Birleşmiş Milletler Silahsızlanma Ofisi için yapılan araştırmaya göre, 2023'te rekor seviyeye ulaşan askeri harcamalar, iklim hedefleri için ciddi bir tehdit oluşturuyor. NATO ülkelerinin silahlanma artışı, yıllık milyonlarca ton ek sera gazı emisyonuna yol açarken, uzmanlar bu durumun iklim krizi ve küresel güvenlik üzerinde olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Sadece NATO'nun planladığı yeniden silahlanmanın yılda yaklaşık 200 milyon ton ek sera gazı emisyonuna yol açabileceği öngörülüyor.

The Guardian gazetesinin haberinde ele alınan bir araştırmada, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en yüksek sayıda silahlı çatışmanın yaşandığı bir dönemde, ülkelerin, 2023'te toplamda rekor seviyede, toplamda 2.46 trilyon dolar askeri harcama yaptığı tespit edildi. Araştırmacılar, NATO üyesi ülkelerin yeniden küresel askeri silahlanmalarının, "iklim hedefleri için varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu" belirtti. Sadece NATO'nun planladığı yeniden silahlanmanın yılda yaklaşık 200 milyon ton ek sera gazı emisyonuna yol açabileceği öngörülüyor.

Eleştirmenler, yeni askeri donanıma yapılan her dolar yatırımın sadece karbon maliyeti yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda iklim eylemleri için ayrılabilecek fırsatların da kaybedilmesine neden olduğunu vurguladı. Bu durumun, silahlı çatışmalardan kaynaklanan yüksek can kaybının yanı sıra çevresel boyutta da önemli bir sorun teşkil ettiği kaydedildi.

Ellie Kinney: "Kısa vadeli güvenliği öncelerken; uzun vadeli güvenliği feda ediyoruz"

Birleşmiş Milletler Silahsızlanma Ofisi için araştırma yapan Ellie Kinney ve meslektaşları, artan askerileşmenin iklim hedeflerine etkisini inceledi. Konflikt ve Çevre Gözlemevi araştırmacısı da olan Kinney, "Kısa vadeli güvenliği önceliklendirme ve uzun vadeli güvenliği feda etme konusunda gerçek bir endişe var. Bilgiye dayanmayan bu yaklaşım nedeniyle şu anda sert askeri güvenliğe yatırım yapıyoruz, bunun sonucu olarak küresel emisyonlar artıyor ve iklim krizi daha da kötüleşiyor" dedi.

Araştırmada ortaya çıkan sonuçlara göre, sadece NATO'nun yeniden askerileşme ve silahlanmasının yol açacağı emisyon artışı, Pakistan gibi büyük ve kalabalık bir ülkenin karbon bütçesine eşdeğer bir yük oluşturacak.

Kinney, "Analizimiz, özellikle sürdürülebilir kalkınma hedefini, yani iklim eylemini, iklim değişikliği ve etkileriyle mücadelede acil hareketi inceliyor. Bulgularımız, artan küresel askeri harcamaların küresel iklim eylemine gerçek bir tehdit oluşturduğunu gösteriyor" dedi.

İklim değişikliği, bazı bölgelerdeki çatışmaları da körüklüyor

Bu durumun, dolaylı olarak da olsa, iklim değişikliğinin, giderek artan çatışmaların da tetikleyicisi olarak görüldüğü kaydedilirken; bu sayede daha fazla şiddetin yaşandığı öne sürüldü. Bu kapsamda, Sudan'ın Darfur bölgesinde uzun süren kuraklık ve çölleşmenin ardından yaşanan kıtlık nedeniyle yaşanan çatışmalar, Arktik'te azalan deniz buzlarının, yeni erişime açılan petrol, gaz ve kritik mineral kaynaklarının kontrolü konusunda yaşanan gerilimler de bu konuya örnek teşkil ediyor.

Haberde, çok sayıda ülkenin ordusunun, fosil yakıt kullanımının büyüklüğü konusunda şeffaf olmadığı belirtilirken; araştırmacılar, küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 5,5'inden fazlasının askeri faaliyetler sonucunda oluştuğunu tahmin ediyor. Bu oranın, dünya genelinde gerilimlerin artması ve ABD'nin, uzun yıllardır en fazla askeri harcama yapan ülke olarak, NATO müttefiklerinden ordularına daha fazla kaynak ayırmalarını beklediğini belirtmesiyle daha da yükselmesi bekleniyor.

Araştırmanın diğer görevlilerinden olan Lennard de Klerk, "İlk olarak, satın aldıkları ekipmanlar, bunlar çoğunlukla çok fazla çelik ve alüminyum içeriyor ki bunların üretimi çok yüksek karbon salınımına neden oluyor. İkinci olarak ise operasyonlar sırasında ordular oldukça hareketli. Hareket etmek için fosil yakıtlar kullanıyorlar, kara operasyonlarında dizel, hava operasyonlarında kerosen. Deniz operasyonlarında da nükleer değilse genellikle dizel kullanılıyor" dedi. de Klerk, ayrıca "Verilere en fazla ulaşabilenler NATO ülkeleri olduğu için NATO'yu seçtik. Yani özellikle NATO'yu hedef almak istemiyoruz, sadece elimizde daha fazla veri olduğu için" diye konuştu.

Global Barış Endeksi: "2023'te 108 ülkede askerileşme ve silahlanma arttı"

Global Barış Endeksi'ne göre, 2023'te 108 ülkede "askerileşme ve silahlanma" arttı. Ukrayna ve Gazze'den, Güney Sudan ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ne, Çin ile ABD arasında Tayvan gerilimlerinden Hindistan-Pakistan arasında süregelen çatışmaya kadar, bu dönemde 92 ülke silahlı çatışmalarla mücadele ediyor. Bu nedenle, savaş korkusuyla hükümetlerin ordularına ciddi yatırımlar yaptığı ileri sürülüyor.

Uluslararası Ekonomi ve Barış Enstitüsü: "2021–2024 arasında AB'de silah harcamaları yüzde 30'dan fazla arttı"

Öte yandan, Uluslararası Ekonomi ve Barış Enstitüsü'ne göre, 2021–2024 arasında Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin silah harcamaları yüzde 30'dan fazla arttı. ABD Başkanı Donald Trump'ın, mart ayında, Ukrayna'ya yönelik askeri yardım ve diplomatik desteği kesmesinden rahatsız olan AB, "ReArm Europe" adlı plan kapsamında blok genelinde ek 800 milyar euro harcama önerisiyle bu desteğin daha da artırılacağını duyurdu.

Avrupa ülkeleri, Ukrayna krizi nedeniyle askeri harcamalarını arttırdı

Orduların ve operasyonlarının genellikle gizlilik içermesi nedeniyle ne kadar sera gazı yaydıklarını tam olarak bilmenin zor olduğu kaydedildi. Ancak sadece NATO ülkeleri, bilim insanlarının tahminde bulunabilmesi için yeterli emisyon raporu sunuyor.

Araştırmacılar, ABD hariç NATO ülkelerinin gayri safi yurtiçi hasılalarından (GSYH) askeri harcamalara ayırdıkları payı iki puan artırmaları durumunda sera gazı emisyonlarının ne kadar artacağını hesapladı. Buna göre birçok Avrupa ülkesi, Ukrayna krizi nedeniyle askeri harcamalarını önemli ölçüde arttırdı. NATO ülkeleri harcamalarını GSYH'nin yüzde 2'sine çıkarma taahhüdünde bulunmuş olsa da araştırmacılar, "ReArm Europe" planının bu oranın 2020'deki yaklaşık yüzde 1,5'ten yüzde 3,5'a kadar çıkmasına yol açabileceğini belirtti. Araştırmacılar, AB üyesi olmayan NATO üyeleri (örneğin İngiltere ve Türkiye) için de benzer bir artışı varsaydı.

Son yapılan bir çalışmadan alınan yöntemi kullanan araştırmacılar, GSYH'nin askeri harcamalara ayrılan payındaki her bir yüzde puanlık artışın ulusal emisyonlarda yüzde 0,9 ile yüze 2 arasında artışa yol açacağını varsaydı. Buna dayanarak, askeri harcamalarda yüzde ikilik bir sıçramanın, NATO bloku genelinde yılda, 87 ila 194 megaton karbondioksit eşdeğeri (CO2e) arasında artışa neden olacağını tahmin etti.

NATO'nun askeri genişlemesinin yıllık maliyetinin 264 milyar dolara çıkabilir

Araştırmacılar, böylesine büyük bir emisyon artışının iklim krizini hızlandırmakla kalmayıp, küresel sıcaklıklardaki yükselişin ekonomiye zarar vereceğini belirtiyor. CO2 emisyonlarının yol açtığı zararın parasal göstergesi olan karbonun sosyal maliyeti üzerine yapılan son tahminler, ton başına 1,347 dolar civarında olup, NATO'nun askeri genişlemesinin yıllık maliyetinin 264 milyar dolara kadar çıkabileceğini gösteriyor.

Kinney ise bunun, askerileşmenin gerçek karbon maliyetinin sadece küçük bir kısmı olduğunu vurgulayarak, "Bu hesaplama 31 ülkeyi kapsıyor ve bu da dünya toplam emisyonlarının sadece yüzde 9'una karşılık geliyor. Bu hesaplamada dikkate almadığımız dünyanın çok büyük bir bölümü var" dedi.

Araştırma, askeri harcamaların artmasının aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadele politikalarına ayrılabilecek kaynakları azalttığını öne sürdü. Kinney, "Askeri harcamalardaki bu artış, çok taraflılık için gereken temel güven duygusunu zedeliyor. Cop29'da, özellikle Küba gibi küresel güney ülkeleri, devletlerin askeri harcamalarına artan miktarlarda para ayırmaya istekli olmalarını, ancak iklim finansmanı taahhütlerinin kabul edilemez derecede düşük olmasını odadaki ikiyüzlülük olarak dile getirdiler" ifadelerini kullandı.

Kaynak: ANKA / Güncel
title