BM'nin Yapısı Tartışılıyor
BM Güvenlik Konseyi reformu için daimi üyelerin artması çözüm olmayacağı savunuluyor Georgetown Üniversitesi Uluslararası İlişkiler profesörlerinden Esposito: "Veto kaldılmalı, oylamalar çoğunluk sistemine göre yapılmalı, Genel Kurul'a daha fazla yetki verilmeli" Wilson Center uzmanı ve Amerikan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Dekan Yardımcısı Gutner: "Egemenlik ilkesinin getirdiği engele karşı koruma sorumluluğu ilkesi işletilmeli"
Selen Tonkuş - Özellikle insani krizlerle mücadelede yetersiz kalan Birleşmiş Milletler'in (BM) küresel barışı koruma noktasında daha kapsayıcı, adil ve etkin bir sisteme dönüştürülmesi için gündeme getirilen reform taleplerinin odağında BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) yapısının değiştirilmesi var. BMGK reformu için masadaki tekliflerin odağında daimi üye sayısının artırılması bulunuyor ancak daimi üyelerin sayısındaki artış, BMGK'nın daha zor karar almasına yol açarak daha etkin işlemesi için çözüm olmadığı gibi, daimi üyelik sisteminin güçlendirilmesi de "egemenliklerini öne süren güçlü devletlerin sözünün geçtiği" sistemi pekiştirerek daha adil ve kapsayıcı BM idealinden uzaklaşılması anlamına gelebilir.
Washington'daki Georgetown Üniversitesi Uluslararası İlişkiler profesörlerinden John Esposito, AA muhabirine BMGK reformu önerilerini değerlendirdi. Daimi üye sayısını artırmanın BM'nin daha etkin olacağı garantisini vermediğini söyleyen John Esposito, "Daimi üyelerin sayısını artırmak, Brezilya, Japonya ve Almanya'yı eklemek, onlara açıkça 'artık yeterince güçlüsünüz, güçlüler kulübüne hoş geldiniz' demek olacak ve var olan hasta yapıyı pekiştirecek. Konsey için tek reform yolu vetonun kaldırılıp, oylamaların çoğunluk sistemine göre yapılması ve Genel Kurul'a daha fazla yetki verilmesi" tespitinde bulunuyor.
-"Devletlerin Egemen Eşitliği" engeli-
BM sistemi, devletlerin egemen eşitliği ilkesini en eşitliği üzerine kurulu. BMGK'nın daimi üyeleri de gerek veto haklarını gerek insani krizler karşısında eylemsiz kalmalarını bu ilkeye dayandırıyor. Bu durum ise BM'nin egemenlik sınırlarını aşan iç savaş, küresel terörizm, ekonomik krizler, mülteciler sorunu, nükleer silahların yayılması, iklim değişikliği, salgın hastalıklar gibi güncel sorunlarla etkin şekilde baş edememesine yol açıyor.
Washington'daki Amerikan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Profesörü ve önde gelen BM uzmanlarından David Bosco, AA'ya yaptığı açıklamada, Bosco, BM'nin özellikle devletlerin egemenlik sınırlarını aşan insani krizler karşısında etkisiz kaldığına dikkati çekerek, "BM Şartı, uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehditlerin bir ülkenin sınırları içinden de kaynaklanabileceğini açık şekilde ortaya koyuyor ama egemenlik ve egemenlik sınırlarına müdehale etmemek hala önemli bir norm ve bu uluslararası müdehale için yüksek bariyer oluşturuyor" diye konuştu.
Washington'daki Wilson Center isimli düşünce kuruluşu uzmanı ve Amerikan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Dekan Yardımcısı Tamar Gutner de AA'ya, "BMGK'nın daha etkili olması için en güçlü üyeleri arasında daha fazla işbirliği gerekli. Bu da onların egemenlik haklarına dayandırdıkları dar çıkarlarının ötesine bakmalarına ve siyasi iradeye sahip olmalarını gerektiriyor" yorumunu yaptı.
Ayrıca Gunter, 2005'te kabul edilen ve egemenliğin "hak değil, sorumluluk" olduğunu öngören "Koruma Sorumluluğu" ilkesine dikkati çekerek, "Aslında egemenlik kavramı değişti. Mesela BMGK, yeni koruma sorumluluğu normunu insanlığa karşı suç işlendiği krizlere müdahale için kullanabilir" dedi. - Ankara