BM'nin Balyoz Raporu Çelişkili Çıktı
Birleşmiş Milletlerin yayınladığı ''Balyoz davası'' raporunun çelişkili olduğu ortaya çıktı.
BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun geçtiğimiz günlerde açıkladığı 'Balyoz davasındaki tutukluluklar haksız' içerikli rapora BM'den tepki geldi.
Birleşmiş Milletler genel sekreter sözcüsü, Grubun BM adına açıklama yapma yetkisine sahip olmadığını, söz konusu haberi yapan medya organlarının bu gerçeği çarpıttığını söyledi. Balyoz çevrelerinde; bu raporla Balyoz davasının çöktüğü dahi ileri sürülmüş, sanıkların derhal tahliye edilmesinin gerektiği savunulmuştu. Sanık avukatı Murat Ergün'ün Yargıtay'daki temyiz duruşmasında dün dile getirdiği bir cümle, ulusalcıların çarpıklığını çarpıcı şekilde ortaya koyuyor: 'Atatürk'ün büstü olan mahkeme değil, kıtalar ötesi karar verdi.'
TRT Haber'e özel açıklamalar yapan Birleşmiş Milletler genel sekreter sözcüsü, BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun BM adına açıklama yapma yetkisine sahip olmadığını, söz konusu haberi yapan medya organlarının bu gerçeği çarpıttığını söyledi. BM İnsan Hakları Konseyi bünyesinde 48 değişik konuda görevli 'Özel Usuller' bulunduğunu açıklayan BM Sözcülüğü, Konsey ile birlikte çalışan ve üye ülkelerin iştirakiyle oluşturulan 4 grup yer aldığını kaydetti. Söz konusu grupların üye ülkelerden oluştuğunu ve BM'nin görüşlerini yansıtmadığını vurgulayan sözcü ofisi, bu grupların ancak İnsan Hakları Konseyi'ne tavsiye niteliğinde raporlar sunabildiğini ve bu raporların da BM'nin görüşlerini yansıtmadığını duyurdu. Balyoz davası için İnsan Hakları Konseyi'ne sunulan rapor hakkında BM'nin yorum yapmayacağını dile getiren sözcü ofisi, çalışmanın ancak grup üyelerince değerlendirilebileceğini bildirdi. Grubun, Balyoz davası konusunda yaptığı söylenen açıklamayı henüz görmediklerini belirten BM sözcüsü, "Raporun BM raporu olarak lanse edilmesi kabul edilemez. BM'yi veya BM İnsan Hakları Konseyi'ni hiçbir şekilde bağlamaz. Böyle bir rapor BM belgesi de değildir. Çünkü bu grup BM'den bağımsızdır." değerlendirmesini yaptı.
BM KEYFİ TUTUKLAMALAR GRUBU RAPORU
Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu (UNGWAD), geçtiğimiz günlerde Balyoz sanıklarının başvurusu üzerine hazırladığı raporu açıklamıştı. Grup, Balyoz davasındaki tutuklulukların keyfi olduğuna hükmederek Türkiye Hükümeti'nden hakkında başvuru yapılan 250 tutuklunun durumunun düzeltilmesini talep etmişti.
250 sanık hakkında Balyoz sanıklarının yakınlarından oluşan "Vardiya Bizde" adına yapılan başvuru Grup tarafından incelemeye alınmıştı. Bu girişim üzerine harekete geçen hükümetin, halen AİHM'de incelenmekte olan derdest dosyaların olduğuna ve davanın halen Yargıtay'da temyiz aşamasında olduğuna vurgu yaptığı itirazı ise Grup tarafından reddedilmişti. AİHM'e başvuru ile farklı standartlara sahip olduğunu ifade eden Grup, Temyiz aşamasının devam etmekte olmasının kendi incelemesine bir engel oluşturmadığını belirtiyordu.
Grup kararını önceki gün taraflara tebliğ etti. 16 sayfalık kararda, Türkiye'nin Balyoz yargılamasında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin keyfi tutuklama, âdil yargılama ve savunma hakkına dair üç maddesini ihlal ettiğine hükmediliyordu. Raporda, Türkiye'den sanıkların durumlarının telafi edilmesi de isteniyordu.
Raporda Grubun (UNWGAD) görüşü şöyle açıklanıyordu:
"Yukarıda aktarılanların ışığında, Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu aşağıdaki görüşü oluşturmuştur:
Balyoz ya da Sledgehammer davalarında özgürlüğünden alıkonulan 250 sanığın tutuklulukları keyfidir, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesi'nin 9 ve 14ncu maddeleri ile İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 9,10, ve 11nci maddelerinin ihlalidir; Keyfi tutuklamalar kategorisinde, Çalışma Grubu 'nun başvuru incelemelerinde referans verdigi III kategorisine düşmektedir.
Oluşturulan görüş akabinde, Çalışma Grubu Türkiye Hukumeti'nden 250 kişinin durumunun İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesinin hükümlerine uygun olarak duzeltilmesini talep eder. Davanın tüm koşulları dikkate alındığında, Çalışma Grubu bir uygun çözümün, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'nin 9ncu madde, 5nci paragrafındaki yaptırılabilir bir tazminat hakkı olduğunu takdir etmektedir."
BALYOZ DAVASI DEĞİL KEYFİ RAPOR ÇÖKTÜ
Bu rapor, Balyoz sanık ve avukatları ile o kesime mensup çevrelerde büyük etki yaptı. 'BM'den Balyoz gibi karar!' başlığıyla verilen haberler ve yapılan yorumlarda; bu raporla Balyoz davasının çöktüğü, sanıkların derhal tahliye edilmesinin gerektiği savunuldu. Bu görüş Yargıtay'da devam eden temyiz duruşmalarında sanık avukatlarınca sık sık dile getirildi.
Balyoz sanık yakınları, avukatları ve diğer kesimlerce dile getirilen görüşler şu şekildeydi:
Balyoz sanıklarından emekli Orgeneral Ergin Saygun'un kızı Ece Saygun: "Bana göre bu ailelerin zaferi ve kadınların zaferi. Bana göre bu dava çok uzun soluklu bir dava. Biz hayatlarımızı adadık bu davaya. Adım adım, emek emek haklılığımızı herkese anlatacağız."
Kara Harp Akademisi Komutanı Tümgeneral Ahmet Yavuz'un oğlu ve avukatı Selim Yavuz: "Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. BM bile böyle bir karar alabildiğine göre konu uluslararası kamuoyunda da ciddi anlamda tartışmalı haldedir. Yargıtay'ın artık bu ayıbı temizlemesi gerekir."
Balyoz davasındaki 6 sanığın avukatı Hüseyin Ersöz: "Her ne kadar Çalışma Grubunun verdiği kararların, tıpkı AİHM Kararları gibi bir bağlayıcılığı olmasa da ülkelerin demokratik gelişmişlik göstergelerinde önemli bir kriter olduklarını da göz önüne almak gerekiyor. Bu kararın uygulanması da, Türkiye'nin insan haklarına ne kadar saygılı bir ülke olduğunun göstergesi olacak. Hükümet yetkililerinin kamuoyuna yönelik açıklamalarının yönü demokrasimiz ve uluslararası saygınlığımızın, Yargıtay'ın vereceği karar ise ne kadar Hukuk Devleti olduğumuzun ölçütünü ortaya koyacak."
Balyoz davasındaki 5 sanığın avukatı Murat Ergün: "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak neden Birleşmiş Milletler'den gelen bir karara seviniyoruz? Atatürk'ün büstü olan bir mahkemeden gelen bir karara neden sevinemiyoruz da kıtalar ötesi, bizden tamamen yabancı insanların verdiği kararlara seviniyoruz? Neden bu topraklarda güller hep kırmızı açıyor?"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran: "Balyoz davası bu kararla iflas etmiştir. Bu utancın büyümemesi ve hukuk devletini güçlendirmek için, hükümetin acilen atması gereken adımlar bulunmaktadır. Davada hukuk ihlallerine neden olan personel soruşturulmalıdır, bu hataların neden yapıldığı ortaya çıkartılmalıdır. Tutuklu sanıklar bir an önce serbest bırakılmalıdır ve bu zamana kadar uğradıkları zararlar mutlaka tazmin edilmelidir." (kontrgerilla)