Bizi birbirimize bağlayan derin bağlar
Fadime Uslu, Ay Eskir Gün Işırken'de hafiflik ve ağırlık, yaşam ve ölüm, geçmiş ve bugün, yabani doğa ve kent yaşantısı gibi karşıtlıklarla ördüğü öyküleriyle zamanın müziğini yakalama uğraşında.
Bununla birlikte kitlelere aşılanan korkuya inatla direnen, gerçeğin peşindeki insanları anlatmaktan asla geri durmuyor.
Anlatmanın tam zamanıydı; o kadar sustuktan sonra, başka konularda konuşarak örttüğü suskunluğunu bozmak için zaman idealdi, ona hissettirdiğim güvenin, cesaretin ya da tam tersi korkunun etkisiyle, kim bilir belki de damla kendini tamamlamış, damlamak istiyordu artık.
Farklı zaman dilimlerinde yaşananlar arasındaki derin bağlar irdeleniyor bu öykülerde. Sözgelimi Cumhuriyet'in ilk yıllarında bireylerin yaşadığı heyecan, Denizlerin asılması ya da günümüzde yaşanan büyük travmalar, bazen de beklenmedik karşılaşmalar birbirini takip ediyor. Karakterler kimi zaman geçmişin yüküyle baş etmeye çalışıyor, kimi zaman yazarak yaşadıklarına anlam vermeye uğraşıyor, kimi zaman da telafisi olmayan acılara katlanmaya, hatta zifirî karanlığa bakmaya zorlanıyor. Böylece üst üste gelen ya da halka halka genişleyerek şimdide yankılanan, asla yitip gitmeyen zamanın izi sürülüyor.
Bu kitaba ilgi duyanlar için ek öneriler: Mevsim Yenice - Bilinmeyen Sular ; Müge İplikçi - Sil Baştan; Sine Ergün – Baştankara; Neslihan Önderoğlu - Yeryüzü Yorgunları; Sine Ergün- Burası Tekin Değil; Pınar Kür- Bir Deli Ağaç