Bitlis'te köpek ısırmıştı! Kuduz olan çocukla ilgili acı gerçeği doktoru paylaştı
Bitlis'te sokak köpeği tarafından ısırıldıktan sonra Ankara'da tedavi altına alındığı hastanede kuduz olduğu belirlenen 10 yaşındaki çocuğun son durumuyla ilgili bilgiler veren Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz, "Beynin etkilendiğine dair önemli bulgular var, durumu çok kritik" dedi. Erken müdahaleyle kuduz virüsünün tedavi edilebildiğini söyleyen Cengiz, hastalıkla ilgili acı gerçeği paylaştı. Cengiz, şu ana kadar kuduz olup yaşayan yaklaşık 15 vaka bulunduğunu belirtti.
Bitlis'in Adlicevaz ilçesinde 5 hafta önce başıboş köpek tarafından ısırılan iki çocuktan birinde kuduz virüsü tespit edildi. İlk testi negatif çıktıktan sonra kuduz virüsüne rastlanan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedaviye alındı. Durumu ağır olan Erçetin yoğun bakıma kaldırılırken, hırçın davranışlar ve anlamsız konuşmalar sergilediği, sudan korktuğu belirtildi. Küçük çocuğun son durumuyla ilgili bilgiyi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz verdi.
ÇOCUĞUN DURUMU KRİTİK
Cengiz, "Çocuğumuz 21 Ekim'den beri yoğun bakım ünitesinde takip ediliyor, solunum cihazına bağlı. Sıvı tedavisiyle destekleniyor, kan basıncındaki yükselme ve düşüşler engellenmeye çalışılıyor. Uyutularak ağrı kesici veriliyor. Beynin etkilendiğine dair önemli bulgular var, durumu çok kritik" ifadelerini kullandı.
KUDUZ OLUP YAŞAYAN 15 VAKA VAR
Prof. Dr. Cengiz kuduz virüsüyle ilgili acı gerçeği de paylaştı. Cengiz, dünya literatüründe şu ana kadar kuduz olup yaşayan 15-17 arasında vaka bulunduğunu, bu kişilerin bir kısmında aşı olurken kuduz geliştiğine dikkat çekti. Prof. Cengiz, "Bu nedenle kuduz, gelişen kişilerde yaşamaları için mucizelere gereksinim duyulan bir hastalık, ne yazık ki" dedi.
"ERKEN MÜDAHALEYLE HASTALIK ÖNLENEBİLİR"
Kuduzun erken müdahale edildiğinde önlenebilir bir hastalık olduğunun altını çizen Cengiz, "Kuduz hastalığı, ısırılmadan hemen sonra başlamıyor, kuluçka dediğimiz bir süre var. Virüs önce ısırılma yerindeki kas dokusunun içinden sinir uçlarına giriyor ve oradan günde 1-2 santim kadar ilerleyerek beyne, omuriliğe ulaşıyor. Beyine ulaşmasıyla birlikte tekrar vücuttaki tüm sinirlere iletiliyor ve dokuları, organları etkiliyor, felç durumu gelişebiliyor. Bu nedenle hastalık sinirler içinde yayılmadan, virüs orada çoğalmaya başlamadan sürecini durdurabilirsek hastalığı önleyebiliyoruz" diye konuştu.
Prof. Dr. Cengiz, köpekler tarafından ısırılma, nadiren kedi tarafından tırmalanma veya kuduz bir hayvanın salyasının bir insanın göz, ağız bölgesine, derisinde yara veya çizik olan bir bölgesine temas etmesi gibi risklerde, yapılması gerekenleri şu şekilde anlattı:
İŞTE YAPILMASI GEREKENLER!
"Böyle bir durumda yara yerinin çok iyi temizlenmesi lazım. Özellikle basınçlı, tazyikli su ve sabunla yara bölgesinin temizlenmesi gerekiyor. Ardından evde bulunan alkol içeren antiseptikle o bölge tekrar temizlenmeli ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı."
"19 YIL SONRA SEMPTOM GÖSTEREN DE VAR"
"Tüm bunlar ne kadar erken yapılırsa o kadar iyi. Hastalık vücuda girdikten genelde 1-3 ay sonra gelişiyor ama birkaç gün içinde semptom gösterenler olabildiği gibi 19 yıl sonra gelişen hastalığı da görebiliyoruz. Bu nedenle kuduz riskinin önlenmesi için ısırık fark edildiği an yara temizliğinin yapılması ve mümkün olan en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor."
"HER YIL YAKLAŞIK 36 BİN KİŞİ ÖLÜYOR"
Dünya genelinde yılda yaklaşık 36 bin kişinin kuduz nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Cengiz sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Ülkemizde yılda yaklaşık 250 bin kuduz riskli temas oluyor. Sağlık Bakanlığımız bu aşıları ve serumları ücretsiz olarak uyguluyor, hastaların takipleri yapılıyor. Dünyada yılda yaklaşık 36 bin kişi kuduz nedeniyle kaybediliyor, bunlar Asya ve Afrika ülkelerinde. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, ülkemizde de yılda 1 veya 2 kuduz vakası görülüyor. Kuduz virüsü vücuda girmiş olsa bile erken uygulanacak önlemlerle, aşı ve serumla bu öldürücü hastalığı önleyebiliyoruz. Bu açıdan dikkatli olunması önem taşıyor."