Birleşmiş Milletler'e Göre Türkiye'deki Suriyeli Mültecilerin Yüzde 90'ı Kampların Dışında Yaşıyor
Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Nezih Orhon, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA)'nun her yıl hazırladığı ve bu yılda bugün yayımladığı 'Dünya Nüfusunun Durumu 2015 Raporu'nda Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin yüzde 90'a yakınının kampların dışında, ihtiyaçları olan düzenli hizmetlere erişimleri kısıtlı bir şekilde ülkenin her bir tarafına dağılmış durumda yaşamakta olduğunun vurgulandığını söyledi.
Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Nezih Orhon, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA)'nun her yıl hazırladığı ve bu yılda bugün yayımladığı 'Dünya Nüfusunun Durumu 2015 Raporu'nda Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin yüzde 90'a yakınının kampların dışında, ihtiyaçları olan düzenli hizmetlere erişimleri kısıtlı bir şekilde ülkenin her bir tarafına dağılmış durumda yaşamakta olduğunun vurgulandığını söyledi.
Prof.Dr. Nezih Orhon,UNFPA'nın 2015 Dünya Nüfusunun Durumu Raporunun, unutulan milyonlara insani yardımları ulaştırmada yeni gündem oluşturduğunu kaydetti. UNFPA ile bir çok projede birlikte çalıştıkların ifade eden Orhon, raporla ilgili olarak şöyle devam etti:
HER GÜN 507 KADIN ÖLÜYOR
"Dünya Nüfusunun Durumu 2015, 'Fırtınadan Korunmak' başlığı altında bugün dünya çapında 100 milyon kişinin insani yardım ihtiyacı içerisinde olduğu, bu nüfus içerisinde de yaklaşık 26 milyonluk bir kesimin de üreme çağındaki kadın ve genç kızlardan oluştuğunu vurgulamaktadır. Bu, İkinci Dünya Savaşı'nın bitmesinden bu yana karşılaştığımız en büyük nüfustur. Rapora göre, günümüzde anne ölümlerinin beşte üçü çatışma ve felaketler nedeniyle kırılgan durumda olan ülkelerde gerçekleşmektedir. Bu durumdaki bölgelerde her gün hamilelik ve doğum süreçlerinde 507 kadın hayatını kaybetmektedir. Bu nedenle, kadınların ve gençlerin felaket ve çatışmaların yer aldığı bölgelerde hayata tutunabilmesi için cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerine ihtiyaç duydukları anda ulaşabilmeleri son derece hayatidir.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu İcra Direktörü Dr. Babatunde Osotimehin 'kadın ve gençlerin sağlığının ve haklarının insani yardım süreçlerinde sonradan düşünülmemesi gerektiğini' vurgulamaktadır. Dr. Osotimehin'e göre, 'doğuma hazırlanan hamile kadınlar veya cinsel şiddetten kurtulmuş genç kızlar için hayat kurtaran bu hizmetler, su, gıda ve barınma kadar hayati öneme sahiptir.' Raporda, bugün dünyada meydana gelen sayısız çatışma ve afette Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun krizlere yönelik hizmetlerine büyüyerek devam ettiği ve 2015 yılı içerisinde 38 ülkede yardım ulaştırdığı işaret edilmektedir."
'FIRTINADAN KORUNMAK'
Prof.Dr. Orhon, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun 2015 Dünya Nüfusunun Durumu teması 'Fırtınadan Korunmak: Krizlere Sürüklenen Dünyada Kadın ve Genç Kızlar İçin Dönüştürücü Gündem' ile vurgulamaya çalıştığı durumu da şu örnekler ile aktardığını bildirdi:
"Dokuz aylık hamile olduğunuzu ve sancılarınızın geldiğini düşünün. Bir yandan da hemen dibinizdeki kasabada silah sesleri geldiğini ve komşularınız ile bağınızın koptuğunu düşünün. Kendi başınıza doğum yapacaksınız. Yerinden yurdundan olmuş kampta yaşayan genç bir kız olduğunuzu düşünün. Gece çamaşırları yıkamak için çamaşırhaneye gidiyorsunuz ve bir adam size saldırıyor. Yardım için gidebileceğiniz hiçbir yer, hiç kimse yok. HIV bulaşımından korunmak amacıyla ilaç edinmek için yerel bir sağlık merkezine gittiğinizi düşünün ve gittiğiniz yerde depremden sadece kalıntıları kalan bir yere tanıklık ettiğinizi düşünün. Son 20 yıl içerisinde koşullar iyileşmiş de olsa hala yukarıdaki gibi ürkütücü durumların tüm dünyada kriz anlarında kadınlar ve genç kızlar için geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Doğal afetler hastaneleri yıktığında, çatışmalar hukukun varlığını yok ettiği ve tecavüzler baş gösterdiğinde, bulaşıcı hastalıklar annelerin sağlık personeline erişimini kısıtladığında kadınların sağlığı ve hakları tehdit altındadır. Ailelerin ve toplumun korunması olmadan kadınlar ve genç kızlar kolaylıkla cinsel şiddetin, istenmeyen gebelik ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların kurbanı haline gelebilmektedir."
TÜRKİYE'DEKİ DURUM
Prof.Dr.Nezih Orhon Türkiye açısından bakıldığında raporda, komşu ülke Suriye'de süregelen şiddetin bugün dünyanın en büyük mülteci nüfusu olan 2 milyondan fazla insanı sınırın öteki tarafında Türkiye'ye sürüklediğinin vurgulandığını belirtti. Orhon şunları kaydetti:
"Raporda, Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin yüzde 90'a yakınının kampların dışında, ihtiyaçları olan düzenli hizmetlere erişimleri kısıtlı bir şekilde ülkenin her bir tarafına dağılmış şekilde yaşamakta olduğu vurgulanmaktadır. Türkiye'deki Suriyelilerin yaklaşık olarak yüzde 25'lik bölümü üreme çağındaki kadın ve genç kızlardan oluşmakta ve bunların 54 binini de hamile kadınlar oluşturmaktadır. Türkiye'de üreme sağlığı hizmetlerine erişimin sınırlı olduğu mülteci kamplarında güvenli olmayan doğumlara, cinsel sağlık ve aile içi şiddete ilişkin çok sayıda kayda değer durumların yer aldığı işaret edilmektedir. Suriyeliler ile Türkler ve Suriyeliler arasında 'geçici evlilik' olarak adlandırılan evlilikler de dahil olmak üzere, çok eşlilik ile erken yaşta ve zorla evlendirme oranlarının ciddi şekilde arttığı görülmektedir. Raporda kadınların yüzde 52'sinin kendilerinin veya aile üyelerinin psiko-sosyal desteğe ihtiyaçlarının olduğunu ifade etmesi dikkat çekmektedir. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye'de yerel STK'ları ve kamu ortaklarını destekleyerek Türkiye'deki sığınmacı kamplarında ve sığınmacı nüfusunun yoğun olduğu illerde cinsel sağlık ve üreme sağlığı ihtiyaçlarına yanıt vermeye çalışmakta, cinsel ve cinsiyete dayalı şiddete karşı mücadele vermektedir. Bu çabalar 145 binden fazla hijyen ve kadın paketinin kuzey Suriye ve Türkiye'deki Suriyelilere dağıtılmasını; sağlık alanında ve cinsiyete dayalı şiddete ilişkin Arapça dahil bir milyondan fazla broşürün hazırlanması ve dağıtılmasını; Suriyeli kadınların cinsel sağlık ve üreme sağlığı konularında hizmet ve psiko-sosyal destek alabilecekleri güvenli alanların kurulmasını ve dil kursları ile benzeri güçlendirme çalışmalarını içermektedir." - Eskişehir