Bir stomalının hikayesi: "Torbayla Yaşamak" (1)
Bağırsağın işlevini yerine getiremediğinde karın bölgesinde taşınan bir torbayla hayata devam edildiği Ostomi (stoma) hastalığıyla bir ömür mücadele eden 49 yaşındaki Ömür Kahraman, hastalığı yenme hikayesini "Torbayla Yaşamak" adlı kitapta ele aldı.
Bağırsağın işlevini yerine getiremediğinde karın bölgesinde taşınan bir torbayla hayata devam edildiği Ostomi (stoma) hastalığıyla bir ömür mücadele eden 49 yaşındaki Ömür Kahraman, hastalığı yenme hikayesini "Torbayla Yaşamak" adlı kitapta ele aldı.
Başarılarla dolu bir iş yaşamı olan Türk Hava Yolları (THY) İtalya Bari Genel Müdürü Kahraman'ın, hastalığı yaşayanlara rehber olması niyetiyle yazdığı kitap 25 Ağustos'ta Vega Yayınlarından çıktı.
Subay bir babanın kızı olan ve Türkiye'nin çeşitli yerlerinde gezerek büyüdüğünü belirten Kahraman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun yıllar mücadele ettiği hastalığını, mücadelesini ve stomalı yaşama dair bildiklerini anlattı.
Kahraman, çocukluğundan itibaren karın ağrıları olduğunu ancak 39 yaşına kadar hastalığına teşhis konulamadığını aktararak, "Çocukken 4-5 günde 1 kere zor bela tuvalete çıkar, o günü de ızdırapla ağlayarak geçirirdim. Annem babam elimden tutar çocuk doktoruna götürürdü. Doktor, 'Benim yapacağım bir şey yok. Buna bir dahiliye uzmanı baksın.' der, dahiliye uzmanı tekrar çocuk doktoruna gönderirdi." diye konuştu.
Yaşamı boyunca 15 ameliyat geçirdiğine dikkati çeken Kahraman, 38 yaşındayken, bir senede 10 kez kolonoskopi olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
"Normalde kolonoskopi bağırsağın delinme ihtimali olduğu için, hastaya bir ya da iki senede bir kere yapılır. Bunların sonunda lenfositik kolit tanısı konuldu. Bu süreçte karnım şişiyordu. Mesela iş yerinde öğlen bir şey yediğimde yarım saat geçmeden 5-6 aylık hamile gibi karnım şişiyordu. Yanımda ya hamile kıyafeti taşımaya ya da büyük beden kıyafetler giymeye başladım. Sonra tekrar kanamalı ishaller başladı. Yine kolonoskopi yapıldı. Bu sefer de soliter rektal ülser teşhisi konuldu. Ülser denilen yaralardan rektumda çıkmış.
Alerjim olduğu için tek ilacı olan kortizonu kullanamadım ve doktor çaresizce ameliyatla o bölgenin çıkartılması gerektiğini söyledi. 5 farklı cerraha gittim. Hepsi ameliyat olmam gerektiğinde hemfikirdi ve benim cerrahım dışında hepsi defekografi istedi. Benim doktorum uygulamanın ağrılı olduğunu söyleyerek 'Açınca zaten göreceğiz' diyerek beni ikna etti. Çok iyi imkanlarda ameliyat oldum fakat ağrılarım geçmedi. Bu sefer de doktor ameliyat bölgemde daralma olduğunu belirterek genişletme dedikleri uygulamalara başladı. Hepsi çok ızdıraplı, ağrılı, uyutularak yapılan zor işlemlerdi. Nihayet doktorum defekografi MR'ı istedi. Bunun sonucunda bağırsağımın üst kısmında 15 santimlik kısmın hiç çalışmadığını öğrendik."
"Ameliyata girdiğimde torbayla uyanacağımı bilmiyordum"
Ömür Kahraman, yaşadığı sağlık sorununa teşhisi konulunca mutlu olduğunu kaydederek, "Doktor, son bir ameliyat daha yapacağını söyledi. Ben de ilkindeki gibi kolay geçeceğini düşünerek ameliyata girdim. Fakat uyandığımda vücudumun 8 yerinden kablo çıkıyordu. Biraz kendime geldiğimde vücudumun sağ tarafında da bir torba olduğunu fark ettim. Ameliyata girdiğimde torbayla uyanacağımı bilmiyordum. Torbanın ya da stomanın ne olduğunu da bilmiyordum. Doktorum gelince ona sordum, o da 'Senin bağırsağını karnına ağızlaştırdık, ucunda bir torba var, senin dışkın bundan sonra bu torbaya gelecek sen de bunu temizleyeceksin.' dedi. Bunu o vaziyetteki bir hastanın anlayabilmesi mümkün değil." dedi.
Ameliyat sonrası torbanın kullanımı ve bakımı için bilgilendirmeye gelen firma yetkililerinin eldiven ve çift kat maskelerle kendisine yaklaştığını söyleyen Kahraman, "Kendi kendime, 'Eyvah ben ne oldum böyle.' dedim. Kendimi ilk defa bir pislik gibi gördüm. Anlatılan hiçbir şeyi anlamadım." ifadelerini kullandı.
Kahraman, stomalı insanların toplumdan soyutlandığının altını çizerek hastalık yüzünden eşlerinden ayrılan, intihar eden veya ibadetlerini terk eden örneklerin bulunduğunu aktardı.
"Torbaya rağmen sevip sevilebiliyorsunuz"
Kahraman, bugün Türkiye'de senede 20 bin hastaya, Avrupa'da ise yaklaşık 500 bin hastaya torba açıldığını vurgulayarak, "Belki çok yakınımızdaki insanlar torba kullanıyor ama hepsi kendisini saklıyor. Önemli olan onlara yalnız olmadıklarını hissettirmemiz. Ben bu süreçte eğitim hayatıma devam ettim, işimde yükseldim. Türk Hava Yollarının 328 noktadaki 3 kadın müdüründen birisi olabildim. Evlendim, sevip sevildim. Torbaya rağmen sevip sevilebiliyorsunuz." dedi.
Hastalığı atlatmadan önceki yaşadıklarını unutmak istediğine değinen Kahraman, kitap yazma fikrine ilişkin şunları söyledi:
"Geçtiğimiz yıl İtalya'da plajda yürürken önümde yürüyen güzelce bir bayana gözüm takıldı. Kadın bir anda geri döndü ve ben gördüklerime inanamadım. O güzel dediğim kadının karnının orta yerinde torba var ve saklamamış, hatta bikini giymiş alenen öyle geziniyordu. Etrafa baktım kimse kadıncağızla ilgilenmiyordu. Kadınla biraz konuştuk. Bağırsağı dışarıya alınmış, artık öyle yaşıyormuş. Çok rahat olduğunu ve kimsenin onunla ilgilenmediğini söyledi. O gün kendime çok üzüldüm. 'Ben neden bu kadın gibi yaşamadım.' diye düşündüm. O şokla eve geldim. Bir arkadaşımın sosyal medyada, 1,5 yaşındaki bir çocuğa torba takıldığını gösteren paylaşımını gördüm. Dedim ki, 'Allah'ım sen bana bugün bir işaret gönderiyorsun, ben bu işareti gördüm. Benim yaşadığım o utangaçlığı, saklanma ihtiyacını, bugün torbalı olan kardeşlerim yaşamasınlar diye ben stomalı yaşamla ilgili bir kitap yazacağım.' 49 yaşındayım ve kendimi bildim bileli yani 45 yıldır hep karnım ağrıyor, hep bağırsağımla uğraşıyorum. Bu kitabı onlara umut olsun, tünelin ucundaki ışık olayım, hayatlarına dokunayım diye yazdım."
"Hastalıkta hep bir tiyatro vardır"
Kahraman, hastalık sürecinin hasta ve yakınları arasında oynanan bir tiyatro olduğundan bahsederek, "Hastalık öyle bir süreçtir ki, hem hastalar hem hasta yakınları birbirlerine rol yapar. Hasta 'Benim ağrım yok' der, ama ağrıdan ölüyordur. Hasta yakınının çok morali bozulur sevdiklerini o halde görünce ama 'Çok iyisin, rengin çok yerinde. Bugün hiçbir şeyin yok' der. Bu tiyatro böyle sürer gider, iki taraf da bilir ama oynamayı tercih eder." dedi.
Yaşanan her şeyin bir imtihan olduğunu hatırlatan Kahraman, stomalı hastalara şu tavsiyelerde bulundu:
"Yalnız değilsiniz. Sizi seven, elinizden tutan kimse olmasa da günde 40 kere gelip kalbimizi yoklayan, bize iki melek gönderen, bize şah damarımızdan yakın bir Yaradan'ımız var. Onun sizin yanınızda olduğuna, sizi sevdiğine inanın. Firavun'un hiç başı ağrımazmış, çünkü Allah onu hiç sevmezmiş. Dert veriyorsa rabbim bize kefaretten sayması için veriyor. Bunu böyle görelim. Başımıza gelen her şey bizim imtihanımız. Sığınacak bir şey bulursunuz. Bir çiçek, bir böcek, bir köpek, sizinle ilgilenecek bir şey bulunur. Yeter ki siz vazgeçmeyin."
Ömür Kahraman, tedavide moralin önemine değinerek, "Tedavimin parçası olmuş tüm doktor, hemşire ve hastane çalışanlarına, ziyaretime gelen, çiçek ve mesaj gönderen, arayan tüm arkadaşlarıma, bu süreçte bana anlayışlı davranan yöneticilerime, aileme teşekkürü bir borç bilirim." diye konuştu.
"Ömür, geceleri bize belli etmeden ağlardı"
Kahraman'ın oğlu Kerim Aybar da ömrü boyunca annesinin yanında olduğunu anlatarak, "Annemde gerçekten inanılmaz bir azim vardır. Hayata tutunması da bunun gibiydi. 'Pes ettim.' dediğini hiç hatırlamıyorum. Her zaman 'Bundan da bir şekilde kendimizi çıkartacağız. Dua edin.' derdi." ifadelerini kullandı.
Ömür Kahraman'ın babası Emekli Topçu Kıdemli Albay Vahdettin Kahraman da kızlarının çok ızdırap çektiğini söyleyerek, "Denilebilir ki cıvıltılı, sevecen, koşturarak yaşayan bir çocuk olmasına rağmen, o günlerini hastalık nedeniyle güzel yaşayamadı." değerlendirmesini yaptı.
Kahraman'ın annesi Nafize Kahraman ise "Çok üzücü ve acılı günler geçirdik. Ömür hiçbir zaman bunu belli etmedi. Acıyor mu yavrum diye sorduğumuzda, 'Hayır' derdi ama geceleri bize belli etmeden ağlardı." şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Mehmet Murat Tuncer, Prof. Dr. Yusuf Ziya Yergök, Prof. Dr. Dursun Buğra, Prof. Dr. Servet Rüştü Karahan, Prof. Dr. Turgut İpek, Prof. Dr. Melih Paksoy, Prof. Dr. Hüsnü Görgen, Op. Dr. Ümit Sekmen, Dr. Cevat Bayraktar, Dr. Özdal Ersoy, Op. Dr. H. Mehmet Mülayim, Yara Ostomi İnkontinans Hemşireleri Dernek Başkanı Prof. Dr. Zehra Göçmen Baykara ve Hemşire Mira Ordu da Stomalı yaşama dair pek çok şeyin ilk kez anlatıldığı kitaba, değerlendirmeleriyle katkıda bulundu.
Kahraman, 4 Eylül saat 15: 00'te Kanyon AVM D&R'da "Torbayla Yaşamak" kitabının imza gününe katılacak.