Bir Konuşsa, 'Baba' Dese Öpse Sarılsa"
Aydın'ın Bozdoğan ilçesinde yaşayan 82 yaşındaki Tevfik Can, bir yandan yatağa bağımlı 50 yaşındaki kızına hem annelik hem babalık yapıyor.
FERDİ UZUN - Aydın'ın Bozdoğan ilçesinde yaşayan 82 yaşındaki Tevfik Can, bir yandan yatağa bağımlı 50 yaşındaki kızına hem annelik hem babalık yapıyor.
İlçe merkezine yaklaşık 30 kilometre mesafedeki Güre Mahallesi'nde doğuştan engelli kızı Zeliha Can ile yaşayan Tevfik Can'ın hayatı, 2004 yılında eşinin vefatının ardından iyice zorlaştı.
Yatağa bağımlı yaşayan ve konuşamayan 50 yaşındaki kızının tüm ihtiyaçlarını karşılayan baba Can, kızına bebek gibi bakarken bir yandan da gündelik hayatını sürdürmeye çalışıyor.
Kızının temizliğinden yemeğini hazırlayıp yedirmesine kadar her şeyi tek başına yapan 82 yaşındaki Can, evin temizliğinden bulaşığına kadar tüm ihtiyaçları da kendisi görüyor.
Tevfik Can, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşinin vefatının ardından evin tüm ihtiyaçlarını kendisinin gördüğünü, kızının bakımını sağladığını söyledi.
"Varsın zor olsun, evladım o benim"
Kızı dışında 5 çocuğunun daha olduğunu fakat kimisinin şehir dışında kimisinin de uzakta yaşadığı için kendisine yardım edemediğini aktaran Can, hem kendisinin hem de kızının yaşının ilerlemesi nedeniyle bakım işlemlerinin güçleştiğini kaydetti.
Can, şöyle konuştu:
"Tıpkı bir çocuk gibi altına bez bağlıyorum. Onun bezini değiştirmek, belini doğrultmak benim için çok zor oluyor. Ellerimle ona yemek yediriyorum. Asla konuşmaz, bir şey istemez. Böyle bütün gün onun başında bekliyorum. Evet zor oluyor ama varsın zor olsun. Evladım o benim. Mecbur bakacağım ona. Çoğu vakitlerde köşeye çekiliyorum ve ağlıyorum. Bazen yemek verdiğimde o yemeği püskürtüyor her taraf pisleniyor. Ne olursa olsun ben her şeye rağmen gece gündüz onun başında nöbet tutacağım."
"Bir konuşsa, 'baba' dese öpse sarılsa…"
Hayata tutunacak tek dalının kızı Zeliha olduğunu, zor da olsa kızına gücü yettiği sürece bakacağını ifade eden Can, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi deseler ki 'ona bakalım, götürelim buradan' işte o zaman biterim ben. Asla onu götürmelerine izin vermem. O olmadan bu evde asla uyuyamam. O, bu evde benim en iyi arkadaşım çünkü ben konuşurum o dinler. Onunla ilgilenmekten mutluluk duyuyorum. Ben bir şeyi yarım yesem ona tam yedirmeye çalışırım. Hiçbir şeyden eksik bırakmam onu. Benim ona bakmaktan başka çarem yok. Bakmayıp ne yapacağım? Ben ona baktığım için asla isyan etmiyorum çünkü Allah bana o sabrı veriyor. İnanın ben ona bakmaktan çok ama çok memnunum. O bana cevap veremese de kendi kendimle onunla konuşurum. 'Kızım annen gitti ama ben varım. Ben sana bakmaya devam edeceğim' diyorum. Beni görünce bazen gülüyor, bazen ağlıyor. Bu şekilde yaşayıp gidiyoruz. Benim için hayatın en zor tarafı bu.
O bana gülümsediğinde ben de çok neşeleniyorum. Bir konuşsa, 'baba' dese öpse sarılsa, sonra ben ona sarılsam. Evlat sevgisi başka bir şeye benzemez. Annesinin olmaması da beni ayrı üzüyor. Bazen düşünüyorum ya ben de hasta olursam o zaman ne olacak? Her şeye rağmen şükür diyoruz."