Bilim ve Ütopya Mart Sayısı Çıktı!
Maddenin doğasını ne belirliyor?
Maddenin Doğasını Ne Belirliyor?
Makroskopik ve Mikro Evrende Kütle
Kütle Kavramının Serüveni
Prof. Dr. Namık Kemal Pak
Kütle kavramı temel indirgenemez niteliğiyle sahip olduğu yüzlerce yıllık tahtından artık indirilmiştir. Bilinen maddenin kütlesinin çok büyük kısmı (proton ve nötronların kütleleleri) kuark ve gluonların salt hareket enerjilerinden gelmektedir. Kalan nicel olarak çok küçük (elektronların kütlesi de dahil bu kesime), ancak nitel olarak çok önemli kısım ise Higgs alan yoğuşkusunun eseridir.
Ancak bu olağan üstü derin ve şık mekanizmanın nihai gerçek olarak kabul edilebilmesi için tüm fizikçiler LHC'de Higgs parcacigi odaklı bir evren anlayışının doğrulanmasını beklemektedirler. Eğer LHC'de Higgs parçacığı bulunamazsa, ki bu 'cehennem' senaryosu olurdu, her şeyi yeni baştan düşünmemiz, eski hesapları tekrar karıştırmamiz, eski defterleri tekrar açmamız gerekebilir.
Foton ve Nötrino kütlelerinin sınırları
Prof. Dr. Ali Ulvi Yılmazer
Deney ve gözlem sonuçlarına göre fotonun kütlesinin sıfırdan farklı olduğuna dair hiçbir işaret hala ortada yok, nötrinonun ise çok küçük bir kütlesinin olduğu son on yıldır anlaşılmış durumda. O halde akla derhal şu soru geliyor. Neredeyse kütlesiz olan bu iki parçacığın kütlelerinin olup olmadığı ve varsa değerleri hakkında bir bilgimizin olmasının pek bir önemi var mı?
Türkiye'nin '80 sonrası dönüşümü
Geleneksel zihniyet yapıları ve kapitalizm
Prof. Dr. Hüseyin Özel
Bu yazının amacı, geleneksel zihniyet yapıları ile Türkiye'nin 1980 sonrası dönüşümü arasındaki ilişkileri ele almak. Bu ilişkilerde gözlenen en çarpıcı boyut da kuşkusuz, görünürde kapitalizmle uyumlu olmadığı düşünülebilecek böyle bir zihniyetin "piyasacı" tutumu. Bu durum da kapitalizm ile geleneksel zihniyet yapıları arasında ne türden ilişkiler olabileceği sorusunu ortaya çıkarmaktadır. Yazıda yanıtı aranan soru da budur. Yazı, Türkiye'de son yıllarda daha çok görünür hale gelen bir durumu, yani piyasa ilişkilerinin yerleşmesi ile geleneksel, yerel ve "cemaatçi" eğilimlerin kendilerini duyurmasının el ele gidiyor görünmesini ele almaktadır. Bu ise, daha çok Weberci yaklaşımların benimsediği, piyasa ilişkilerinin geleneksel toplumsal yapıları, cemaatlerin çözülmesine yol açarak "cemaat" tipi bir toplumsal organizasyondan "cemiyet" tipi bir organizasyona geçişe, "irrasyonel" bir yaşam biçiminden daha "rasyonel" ve Weberci anlamda bürokratikleşmiş bir organizasyon biçiminin yerleşmesine neden olacağı biçimindeki görüşe ters düşer gibi görünüyor. Dolayısıyla, bu çalışma, piyasanın değişik toplumsal ve düşünsel artalanlar içerisinde işleyebilme kapasitesine sahip olup olmadığı sorusuna yanıt aramaktadır.
Demokratik Devrim ve Müzik: Haydn, Mozart, Beethoven
Ahmet Say
18. yüzyıl aydınlanmasının ana özelliği, laik bir dünya görüşünü kendisine tam bir bilinçle temel alması, laik görüşü hayatın her alanında tutarlı olarak gerçekleştirmeye çalışmasıdır. Böylece barok çağda egemen olan saray kültürü geride bırakılmış, kültür ve sanat değerlerini burjuvazinin belirlediği yeni bir döneme geçilmiştir.
Öte yandan, doğa bilimlerindeki gelişmeler, Laplace'ın (1749-1827) gök mekaniğini aydınlatması, fiziğin ısı ve elektrik üzerine araştırmalarla büyük gelişmeler kaydetmesi, kimyanın Lavasier (1743-1794) ile gerçek bir bilim halini alması, Dr. Jenner'in (1749-1823) aşıyı, Gabriel Fahrenheit'ın 1724'te sıcaklık ölçü birimini belirlemesi, doğanın yapısını doğru kavramış olan insanın doğa karşısındaki egemenlik güdüsünü sürükleyen örneklerdendir.
Üniversiteler Neden Sessiz
Mehmet T. Yılmaz
Üniversite, varlığına yönelik herhangi bir tehdit karşısında, kendini korumaya ve varlığını sürdürmeye yönelik refleksleri olan canlı bir organizmadır. Bilim dışı dayatmalara, siyasi gücün müdahalelerine karşı refleks gösteremiyor; değişmezliklerin (dogma) düşüncesini bünyesinde barındırabiliyorsa o mekanın sadece adı üniversitedir.
Ming Qi- Han Dönemi'nden Tang'a Çin mezar heykelleri
Yard. Doç. Dr. Yıldız Güner
Çin heykeli mimarinin ayrılmaz parçası olarak kabul edilir: "Denebilir ki mimari bir sahne, heykeller ise sahneyi canlandıran oyunculardır." Ming Qi söz konusu olduğunda olayın sahnesi mezar yapısıdır. Mezarlar bu dünyanın benzeri kabul edilen öbür dünyaya uygun şekilde, hiyerarşik yapı gözetilerek donatılmıştır.
Stalin döneminde bilim ve iktidar ilişkileri
Prof. Dr. Remzi Demir
Rus Bilim ve Teknolojisi'ne yapısal bir dönüşümü dayatan uygulamaların sonuçlarını yorumlarken, son derece titiz davranmak gerekmektedir; çünkü Stalin döneminde bilimsel ve özellikle felsefi düşüncenin baskı altına alındığı ve bilginlerin birçok güçlüklere katlanmak mecburiyetinde bırakıldıkları tarihî bir hakikattir; ancak bütün bunlara karşın, 1956'da Semyonov ile başlayan Sovyet Nobelleri'nin, bu dönemde yapılan bilim ve teknoloji yatırımlarından da beslendiklerini teslim etmek gerekir.
Tarihöncesi'nden Eski Çağ'a sayılama ve hesaplama
Erkan Ildız
M.Ö. 4. binyıldan itibaren Anadolu'dan İndus Vadisi'ne, Hazar Denizi'nden Sudan'a dek birçok arkeolojik alanda ele geçen çeşitli boylarda ve geometrik biçimlerde (koni, disk, küre, bilya, çubuk, dörtyüzlü, silindir...) binlerce nesne üzerinde yer alan koşut çizgiler, çarpı işaretleri ve benzeri çeşitli motifler; toplama, çıkarma, çarpma, hatta bölme yapmaya yarayan anlamlar içermekteydi. Bu nesneler aracılığıyla Sumer, Elam ve diğer toplumlarda çeşitli saymanlık ve hesap işlemleri yapılmıştır.
Mesozoyik'de Yaşam ve Önemli Evrim Adımları
Prof. Dr. Nurdan İnan
Mesozoyik (ikinci zaman), çok büyük bir toplu yokolma ile mevcut canlıların büyük yüzdesinin doğa tarihinden tamamen silindiği ve böylece kapanan Permiyen devrinden sonra, toplu yokolmadan kendini kurtarabilmiş sınırlı sayıda canlı ile başlıyor. Bu nedenle İkinci zamanın ilk serileri canlı bakımından neredeyse steril. Ancak, jeolojik zaman ölçeğinde kısa sürede toparlanma sağlanıyor ve ikinci zaman, birinci zamana göre daha gelişmiş canlıların yaşadığı bir zaman oluyor.
Helenistik dönem astronomisi
Tuba Uymaz
Helenistik dönemde M.Ö. 280 yılında Ptolemaios ailesi tarafından büyük bir kütüphane ile işbirliği içinde kurulan, Antik Yunan'ın Akademi ve Lise'ye ek olarak üçüncü büyük bilim merkezi Müze, bu dönemde bilim adına çok önemli gelişmeler yaşandığının büyük bir göstergesidir. Dönemin kahramanları hiç kuşkusuz Apollonious, Aristarkhos, Hiparkhos ve Eratosthenes'tir.
8 Mart ve aydın Türk kadını
Kemal Kırar
"Kadınlarımızın o devirde gösterdikleri mücadele pek faydalı olmuştur ve elbette en üst seviyede takdire layıktır; ama, yaşadığımız devirdeki zorlu mücadelelere rağmen işleri gene de pek kolay değildir!.." demek geliyor içimden.
Tabii ki burada da en büyük güvencemiz, Muazzez İlmiye'lerin sesinin sadece 8 Mart'ta değil -gür ve hedefe ulaşan bir kararlılıkla- her gün çıkmasıdır!..