Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün Açıklaması

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

AA) – 28.02.2013 – Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'de iç pazarda en çok satan araba markalarının Alman markaları olduğunu ancak yatırımları olmadığına dikkati çekerek, "Türkiye'ye yeni yatırım yapmazlarsa tüketici"...

AA) – 28.02.2013 – Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün,

Türkiye'de iç pazarda en çok satan araba markalarının Alman markaları olduğunu

ancak yatırımları olmadığına dikkati çekerek, "Türkiye'ye yeni yatırım

yapmazlarsa tüketici küsebilir" dedi.

Berlin'de düzenlenen "Almanya Türkiye Ekonomik İlişkileri-Yatırım ve

Büyüme'deki itici güç" sempozyumunda konuşan Ergün, sempozyumun iki ülke

arasındaki ekonomik ilişkileri çok daha üst bir seviyeye taşımada büyük katkı

sağlayacağını söyledi.

Ülkeler arasındaki ikili ilişkilerin seyrinde siyasetçilerin elbette önemli

rolleri olduğunu ancak, bu konuda esas başrol oyuncunun iş dünyası olduğunu veya

olması gerektiğini aktaran Ergün, Almanya'da iş hayatına yön veren bir sivil

toplum kuruluşunun bünyesinde Türkiye için özel bir komisyon kurulmasının iş

dünyasının siyasetçilerden birkaç adım önde olduğunu gösteren çarpıcı bir örnek

olduğuna işaret etti.

Türkiye'nin G-20 üyesi bir ülke olarak, Almanya ile ekonomik ilişkilere

büyük önem verildiğini, Almanya'daki Türkler'in başarısına 3 Türk kardeşin

kurduğu Crytek firmasını örnek gösteren Ergün, firmanın bugün dünyanın en önemli

oyun yazılımları üreten firmalarından biri olduğunu anlattı.

Türkiye'de yerli ve yabancı yatırımcı arasında hiçbir ayrım olmadığını,

yerli yatırımcıların yararlandıkları her türlü teşvik, destek ve muafiyetten

yabancı firmaların da yararlanmakta olduğuna vurgu yapan Ergün, Alman

işadamlarını karşılıklı ticaret kadar, karşılıklı yatırım noktasında da daha

aktif olmaya davet etti.

Türkiye'nin, son yıllarda hayatın her alanında çok önemli reformlara imza

attığını, muazzam gelişmeler gösterdiğini, demokrasiden dış politikaya,

ekonomiden sosyal politikalara kadar her alanda çok daha gelişmiş bir Türkiye

inşa ettiklerini vurgulayan Nihat Ergün, güçlü mali yapı ve dinamik reel sektör

sayesinde küresel kriz sonrasındaki dönemin en parlak ekonomik performanslarından

birine imza atıldığını, 2010 ve 2011 yıllarında dünyanın en hızlı büyüyen

ekonomilerinden biri olunduğunu söyledi.

Ergün hedefe ulaşmak için Türkiye'de gerek KOBİ'lere, gerek büyük firmalara,

gerekse yeni girişimcilere çok önemli destekler sağladıklarını ifade ederek,

"Özellikle üniversitelerin bilgi üretim kapasitesini artırmak ve üretilen

bilgiyi nihai ürünlere dönüştürecek mekanizmaları kurmak konusunda büyük bir

gayret içindeyiz. Mesela 2002 yılında ülkemizde kurulu teknopark sayısı sadece 2

iken, bugün 34 tanesi faal olmak üzere 49 teknoparkımız mevcuttur. Teknoparklarda

faaliyet gösteren firmalara ve akademisyenlere çok önemli teşvik ve muafiyetler

sağlıyoruz" dedi.

-"Türkiye'deki teşvik sistemi önemli"-

Son çıkarılan teşvik sistemiyle, artık sadece yatırımların miktarına değil,

hangi sektöre, hatta hangi ürüne yatırım yapıldığına da odaklanan bir dönem

başlattıklarını belirterek Türkiye'deki teşvik sisteminin dünyadaki en radikal

teşvik unsurlarını içermekte olduğunu ve bunların genel teşvik, bölgesel teşvik,

büyük ölçekli yatırımların teşviki ve stratejik yatırımların teşviki olmak üzere

4 ana bileşenden oluştuğunu kaydeden Ergün, sistemle yatırımcılara KDV istisnası,

Gümrük Vergisi muafiyeti, vergi indirimi, asgari ücret üzerinden sigorta primi

işveren hissesi desteği, faiz desteği, yatırım yeri tahsisi, gelir vergisi

stopajı desteği, KDV iadesi desteği gibi destekler sağladıklarını dile getirdi.

Alman işadamlarını Türkiye'de yatırıma davet eden Bakan Ergün, şöyle

konuştu:

"Yatırım Destek Ajansımız size her konuda yardımcı olacak, teşvik

sistemiyle ilgili her türlü ayrıntıyı sizlerle paylaşacaktır. Bu teşvik sistemi

girişimcilere büyük kolaylıklar sağlıyor. Ancak aslında Türkiye'deki en büyük

teşvik, ülkemizin sahip olduğu iç ve dış büyük pazar potansiyelidir. 75 milyonu

aşan nüfusumuzun yarısı 30 yaşın altındadır ve kişi başına düşen milli gelirimiz

sürekli artmaktadır. Yine ülkemizi 5 milyonu Alman vatandaşı olmak üzere yıllık

30 milyon civarında turist ziyaret etmektedir. Ciddi şekilde artmakta olan talep,

ülkemizi en önemli pazarlardan biri haline getirmiştir. Aynı şekilde,

bulunduğumuz coğrafya, üretim kalitemiz, nitelikli işgücümüz ve özellikle

bölgemizde her geçen gün artan itibarımız, dış ticaret potansiyelimizi de sürekli

artırmaktadır. Kuzey Afrika, Ortadoğu, Kafkasya, Avrupa gibi bölgelerde eşzamanlı

operasyon yapmak isteyen firmalar için, dünyada en doğru adreslerden birisi

Türkiye'dir. Biz Türkiye olarak büyük hedefler belirledik ve bu hedeflere yabancı

dostlarımızın da ortak olmasını istiyoruz."

-Alman otomotiv markaları...-

2023 yılında yıllık 500 milyar dolar ihracat yapmayı ve dünyanın en büyük 10

ekonomisinden biri olmayı hedeflediklerini Alman işadamlarına anlatan Ergün,

özellikle otomotiv sektöründe ciddi bir potansiyele sahip olduğunu belirterek,

"Türkiye'de iç pazarda en çok satan araba markaları Alman markaları ancak

yatırımları yok. Türkiye'ye yeni yatırım yapmazlarsa tüketici küsebilirbir"

dedi.

Fatih Projesi'ne de değinen Ergün, büyük bir eğitim seferberliği

başlatıldığını ve Alman dostların da bu tür projelerde yer almalarından büyük

memnuniyet duyacaklarını ve yatırımlar konusunda her türlü desteği vereceklerini

dile getirdi.

Türkiye'nin yenilebilir enerji, biyoteknoloji ve nanoteknoloji gibi

alanlarda ciddi fırsatları olduğuna inandığını kaydeden Ergün "İkili

ilişkilerimizin gelişmesi hususunda Almanya Ekonomik Konseyi'nin Brüksel ve New

York'tan sonra, Türkiye'de bir temsilcilik açmasının faydalı olacağını

düşünüyorum" dedi.

Nihat Ergün, Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili olarak da şöyle konuştu:

"Elbette ikili ilişkilerimiz kadar, AB bünyesinde devam eden ilişkiler de

ayrı bir önem taşımaktadır. AB üyeliği hedefi, yarım asırdan bu yana Türkiye

Cumhuriyeti için bir devlet politikası olmuştur. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği,

iki taraf için de kazan-kazan durumu yaratacaktır. Kıbrıs'ın AB'ye girmesi

kurallara aykırı... Hem alıyorsunuz hem de AB'yi rehin almasına fırsat

veriyorsunuz. Türkiye, AB'nin daha güçlü, daha güvenli ve daha istikrarlı bir

geleceğe ulaşmasında, bir küresel aktöre dönüşmesinde kilit bir rol

üstlenecektir. Türkiye, enerji kaynaklarına ve özellikle Balkanlar, Avrasya,

Ortadoğu ve Kuzey Afrika piyasaları da dahil olmak üzere küresel piyasalara

erişimin kolaylıkla sağlandığı bir durumdadır."

Türkiye'nin, geniş ve büyümekte olan iç pazarı, deneyimli ve dinamik özel

sektörü, bölgedeki lider rolü, serbest ve güvenli yatırım ortamı, yüksek vasıflı

ve düşük maliyetli işgücü, gelişmiş altyapısı ve kurumsallaşmış ekonomisiyle,

AB'ye eşsiz fırsatlar sunduğuna işaret eden Ergün, Türkiye ekonomisinin, birçok

AB ülkesinin sağlayamadığı Maastricht kriterlerini sağlamakta olduğununa dikkati

çekti.

Türkiye'nin dinamik yapısı, hala ekonomik krizle mücadele eden bu yaşlı kıta

için önemli bir enerji kaynağı olduğunu ifade eden Ergün, "Ben bu noktada

özellikle Alman iş dünyasının bu konuya daha fazla eğilmesi gerektiğini

düşünüyorum" dedi.

-Alman işadamlarına yatırım daveti-

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Angela Merkel'in, hala

Türkiye'nin tam üyeliği konusunda tereddütleri olduğunu dile getirdiğini

belirterek, "Sayın Merkel'i bu konuda tereddüt göstermek bir yana, acele etmek

gerektiği konusunda ikna etmede sizlere de sorumluluk düşüyor" dedi.

1996'da imzalanan Gümrük Birliği anlaşmasıyla, AB ülkeleriyle Türkiye

arasında malların serbest dolaşımı sağlandığını hatırlatan Ergün, bu sürecin reel

ekonomiye olumlu etkilerini hem Türkiye'nin, hem de AB ülkelerinin net bir

şekilde gördüğünü ancak bugün malların serbest dolaşım izni olmasına karşın,

insanların serbest dolaşım izni olmamasını eleştirdi.

Bu tür uygulamaların, karşılıklı ekonomik ilişkilerin gelişmesinin önünde

çok büyük bir engel teşkil ettiğini vurgulayan Nihat Ergün, "Bu tür engellerin

kalkması için de Türkiye'nin AB ile tam üyelik yolunda katılım müzakerelerinin

daha sağlıklı bir zemine oturması gerekiyor" dedi.

Bakan Ergün, Alman işadamlarını Türkiye'de yatırım yapmaya, Türk firmalarla

ortaklıklar kurmaya davet ederek, "Türkiye ile ilgili çok daha detaylı fikir

edinmek için bizlerle her zaman temas sağlayabileceğinizi, kapımızın sizlere her

zaman açık olduğunu da hatırlatmak isterim" dedi.

Program kapsamında, İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, Aşağı Saksonya Eyaleti Uyum

eski Bakanı Aygül Özkan, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'ndan Kemal

Kafadar, Alman Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Hans Joachim Otto da,

Türk Alman ekonomik ilişkilerini irdeleyen sunum yaptı.

Muhabir: Cüneyt Karadağ

Yayıncı: Ali Bayaslan - BERLIN

Kaynak: AA / Güncel
title