Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün Açıklaması
AA) – 28.02.2013 – Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'de iç pazarda en çok satan araba markalarının Alman markaları olduğunu ancak yatırımları olmadığına dikkati çekerek, "Türkiye'ye yeni yatırım yapmazlarsa tüketici"...
AA) – 28.02.2013 – Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün,
Türkiye'de iç pazarda en çok satan araba markalarının Alman markaları olduğunu
ancak yatırımları olmadığına dikkati çekerek, "Türkiye'ye yeni yatırım
yapmazlarsa tüketici küsebilir" dedi.
Berlin'de düzenlenen "Almanya Türkiye Ekonomik İlişkileri-Yatırım ve
Büyüme'deki itici güç" sempozyumunda konuşan Ergün, sempozyumun iki ülke
arasındaki ekonomik ilişkileri çok daha üst bir seviyeye taşımada büyük katkı
sağlayacağını söyledi.
Ülkeler arasındaki ikili ilişkilerin seyrinde siyasetçilerin elbette önemli
rolleri olduğunu ancak, bu konuda esas başrol oyuncunun iş dünyası olduğunu veya
olması gerektiğini aktaran Ergün, Almanya'da iş hayatına yön veren bir sivil
toplum kuruluşunun bünyesinde Türkiye için özel bir komisyon kurulmasının iş
dünyasının siyasetçilerden birkaç adım önde olduğunu gösteren çarpıcı bir örnek
olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin G-20 üyesi bir ülke olarak, Almanya ile ekonomik ilişkilere
büyük önem verildiğini, Almanya'daki Türkler'in başarısına 3 Türk kardeşin
kurduğu Crytek firmasını örnek gösteren Ergün, firmanın bugün dünyanın en önemli
oyun yazılımları üreten firmalarından biri olduğunu anlattı.
Türkiye'de yerli ve yabancı yatırımcı arasında hiçbir ayrım olmadığını,
yerli yatırımcıların yararlandıkları her türlü teşvik, destek ve muafiyetten
yabancı firmaların da yararlanmakta olduğuna vurgu yapan Ergün, Alman
işadamlarını karşılıklı ticaret kadar, karşılıklı yatırım noktasında da daha
aktif olmaya davet etti.
Türkiye'nin, son yıllarda hayatın her alanında çok önemli reformlara imza
attığını, muazzam gelişmeler gösterdiğini, demokrasiden dış politikaya,
ekonomiden sosyal politikalara kadar her alanda çok daha gelişmiş bir Türkiye
inşa ettiklerini vurgulayan Nihat Ergün, güçlü mali yapı ve dinamik reel sektör
sayesinde küresel kriz sonrasındaki dönemin en parlak ekonomik performanslarından
birine imza atıldığını, 2010 ve 2011 yıllarında dünyanın en hızlı büyüyen
ekonomilerinden biri olunduğunu söyledi.
Ergün hedefe ulaşmak için Türkiye'de gerek KOBİ'lere, gerek büyük firmalara,
gerekse yeni girişimcilere çok önemli destekler sağladıklarını ifade ederek,
"Özellikle üniversitelerin bilgi üretim kapasitesini artırmak ve üretilen
bilgiyi nihai ürünlere dönüştürecek mekanizmaları kurmak konusunda büyük bir
gayret içindeyiz. Mesela 2002 yılında ülkemizde kurulu teknopark sayısı sadece 2
iken, bugün 34 tanesi faal olmak üzere 49 teknoparkımız mevcuttur. Teknoparklarda
faaliyet gösteren firmalara ve akademisyenlere çok önemli teşvik ve muafiyetler
sağlıyoruz" dedi.
-"Türkiye'deki teşvik sistemi önemli"-
Son çıkarılan teşvik sistemiyle, artık sadece yatırımların miktarına değil,
hangi sektöre, hatta hangi ürüne yatırım yapıldığına da odaklanan bir dönem
başlattıklarını belirterek Türkiye'deki teşvik sisteminin dünyadaki en radikal
teşvik unsurlarını içermekte olduğunu ve bunların genel teşvik, bölgesel teşvik,
büyük ölçekli yatırımların teşviki ve stratejik yatırımların teşviki olmak üzere
4 ana bileşenden oluştuğunu kaydeden Ergün, sistemle yatırımcılara KDV istisnası,
Gümrük Vergisi muafiyeti, vergi indirimi, asgari ücret üzerinden sigorta primi
işveren hissesi desteği, faiz desteği, yatırım yeri tahsisi, gelir vergisi
stopajı desteği, KDV iadesi desteği gibi destekler sağladıklarını dile getirdi.
Alman işadamlarını Türkiye'de yatırıma davet eden Bakan Ergün, şöyle
konuştu:
"Yatırım Destek Ajansımız size her konuda yardımcı olacak, teşvik
sistemiyle ilgili her türlü ayrıntıyı sizlerle paylaşacaktır. Bu teşvik sistemi
girişimcilere büyük kolaylıklar sağlıyor. Ancak aslında Türkiye'deki en büyük
teşvik, ülkemizin sahip olduğu iç ve dış büyük pazar potansiyelidir. 75 milyonu
aşan nüfusumuzun yarısı 30 yaşın altındadır ve kişi başına düşen milli gelirimiz
sürekli artmaktadır. Yine ülkemizi 5 milyonu Alman vatandaşı olmak üzere yıllık
30 milyon civarında turist ziyaret etmektedir. Ciddi şekilde artmakta olan talep,
ülkemizi en önemli pazarlardan biri haline getirmiştir. Aynı şekilde,
bulunduğumuz coğrafya, üretim kalitemiz, nitelikli işgücümüz ve özellikle
bölgemizde her geçen gün artan itibarımız, dış ticaret potansiyelimizi de sürekli
artırmaktadır. Kuzey Afrika, Ortadoğu, Kafkasya, Avrupa gibi bölgelerde eşzamanlı
operasyon yapmak isteyen firmalar için, dünyada en doğru adreslerden birisi
Türkiye'dir. Biz Türkiye olarak büyük hedefler belirledik ve bu hedeflere yabancı
dostlarımızın da ortak olmasını istiyoruz."
-Alman otomotiv markaları...-
2023 yılında yıllık 500 milyar dolar ihracat yapmayı ve dünyanın en büyük 10
ekonomisinden biri olmayı hedeflediklerini Alman işadamlarına anlatan Ergün,
özellikle otomotiv sektöründe ciddi bir potansiyele sahip olduğunu belirterek,
"Türkiye'de iç pazarda en çok satan araba markaları Alman markaları ancak
yatırımları yok. Türkiye'ye yeni yatırım yapmazlarsa tüketici küsebilirbir"
dedi.
Fatih Projesi'ne de değinen Ergün, büyük bir eğitim seferberliği
başlatıldığını ve Alman dostların da bu tür projelerde yer almalarından büyük
memnuniyet duyacaklarını ve yatırımlar konusunda her türlü desteği vereceklerini
dile getirdi.
Türkiye'nin yenilebilir enerji, biyoteknoloji ve nanoteknoloji gibi
alanlarda ciddi fırsatları olduğuna inandığını kaydeden Ergün "İkili
ilişkilerimizin gelişmesi hususunda Almanya Ekonomik Konseyi'nin Brüksel ve New
York'tan sonra, Türkiye'de bir temsilcilik açmasının faydalı olacağını
düşünüyorum" dedi.
Nihat Ergün, Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili olarak da şöyle konuştu:
"Elbette ikili ilişkilerimiz kadar, AB bünyesinde devam eden ilişkiler de
ayrı bir önem taşımaktadır. AB üyeliği hedefi, yarım asırdan bu yana Türkiye
Cumhuriyeti için bir devlet politikası olmuştur. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği,
iki taraf için de kazan-kazan durumu yaratacaktır. Kıbrıs'ın AB'ye girmesi
kurallara aykırı... Hem alıyorsunuz hem de AB'yi rehin almasına fırsat
veriyorsunuz. Türkiye, AB'nin daha güçlü, daha güvenli ve daha istikrarlı bir
geleceğe ulaşmasında, bir küresel aktöre dönüşmesinde kilit bir rol
üstlenecektir. Türkiye, enerji kaynaklarına ve özellikle Balkanlar, Avrasya,
Ortadoğu ve Kuzey Afrika piyasaları da dahil olmak üzere küresel piyasalara
erişimin kolaylıkla sağlandığı bir durumdadır."
Türkiye'nin, geniş ve büyümekte olan iç pazarı, deneyimli ve dinamik özel
sektörü, bölgedeki lider rolü, serbest ve güvenli yatırım ortamı, yüksek vasıflı
ve düşük maliyetli işgücü, gelişmiş altyapısı ve kurumsallaşmış ekonomisiyle,
AB'ye eşsiz fırsatlar sunduğuna işaret eden Ergün, Türkiye ekonomisinin, birçok
AB ülkesinin sağlayamadığı Maastricht kriterlerini sağlamakta olduğununa dikkati
çekti.
Türkiye'nin dinamik yapısı, hala ekonomik krizle mücadele eden bu yaşlı kıta
için önemli bir enerji kaynağı olduğunu ifade eden Ergün, "Ben bu noktada
özellikle Alman iş dünyasının bu konuya daha fazla eğilmesi gerektiğini
düşünüyorum" dedi.
-Alman işadamlarına yatırım daveti-
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Angela Merkel'in, hala
Türkiye'nin tam üyeliği konusunda tereddütleri olduğunu dile getirdiğini
belirterek, "Sayın Merkel'i bu konuda tereddüt göstermek bir yana, acele etmek
gerektiği konusunda ikna etmede sizlere de sorumluluk düşüyor" dedi.
1996'da imzalanan Gümrük Birliği anlaşmasıyla, AB ülkeleriyle Türkiye
arasında malların serbest dolaşımı sağlandığını hatırlatan Ergün, bu sürecin reel
ekonomiye olumlu etkilerini hem Türkiye'nin, hem de AB ülkelerinin net bir
şekilde gördüğünü ancak bugün malların serbest dolaşım izni olmasına karşın,
insanların serbest dolaşım izni olmamasını eleştirdi.
Bu tür uygulamaların, karşılıklı ekonomik ilişkilerin gelişmesinin önünde
çok büyük bir engel teşkil ettiğini vurgulayan Nihat Ergün, "Bu tür engellerin
kalkması için de Türkiye'nin AB ile tam üyelik yolunda katılım müzakerelerinin
daha sağlıklı bir zemine oturması gerekiyor" dedi.
Bakan Ergün, Alman işadamlarını Türkiye'de yatırım yapmaya, Türk firmalarla
ortaklıklar kurmaya davet ederek, "Türkiye ile ilgili çok daha detaylı fikir
edinmek için bizlerle her zaman temas sağlayabileceğinizi, kapımızın sizlere her
zaman açık olduğunu da hatırlatmak isterim" dedi.
Program kapsamında, İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, Aşağı Saksonya Eyaleti Uyum
eski Bakanı Aygül Özkan, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'ndan Kemal
Kafadar, Alman Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Hans Joachim Otto da,
Türk Alman ekonomik ilişkilerini irdeleyen sunum yaptı.
Muhabir: Cüneyt Karadağ
Yayıncı: Ali Bayaslan - BERLIN