Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü İzmir'de Konsoloslarla Bir Araya Geldi
İZMİR'de konsoloslarla bir araya gelen Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, güvenlik ve iç siyasi hareketlerin reform sürecine olumsuz etki etse de vazgeçmeyeceklerini, Türkiye'nin teknoloji üreten ülke olmasına yönelik çalışacaklarını söyledi.
İZMİR'de konsoloslarla bir araya gelen Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, güvenlik ve iç siyasi hareketlerin reform sürecine olumsuz etki etse de vazgeçmeyeceklerini, Türkiye'nin teknoloji üreten ülke olmasına yönelik çalışacaklarını söyledi. Bakan Özlü, bilim, sanayi ve teknolojinin birbirini desteklediği bir model oluşturduklarını, araştırma, geliştirme ve teknoloji fonu oluşturacaklarını açıkladı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Konsolosluk Erkanı Üyeleri Derneği tarafından düzenlenen kahvaltılı toplantıda 16 ülkenin konsolos ve fahri konsolosları ile biraraya geldi. Konsolosluk Erkanı Üyeleri Derneği Başkanı Ömer Kaplan'ın ev sahipliğinde Mövenpick Otel'de düzenlenen toplantıya, Bakan Faruk Özlü, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, AK Parti Milletvekili Necip Kalkan, ve konsoloslar katıldı. Toplantıda konuşan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Konsolosların önemli bir görevi olduğunu vurgulayarak, "Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün çok güzel bir sözü vardır; 'Yurtta barış dünyada barış'. Sizin göreviniz ülkemiz ve temsil ettiğiniz ülkeler arasındaki barış, kalkınma ve iş birliğini sağlayan güçlendiren bir vazife icra ediyorsunuz" dedi.
"2016 YILI ÇOK BAŞARILI GEÇMEDİ"
Geçen yılının Türkiye, hem de dünya için çok başarılı geçmediğini ifade eden Özlü, "2016, artan küresel güvenlik sorunları hem de terörist faaliyetlerin ağırlık kazandığı bir yıl olarak geçti. Bu güvenlik sorunları hem ekonomimizi etkiledi hem bölgesel olarak önemli sıkıntılar meydana getirdi. 2016 ekonomik, güvenlik ve işsizlik bakımından çok başarılı parlak bir yıl olarak geçmedi. Ülkemizdeki her sorunun küresel bir tarafı da var. Türkiye için en önemli 3 konu ekonomi, güvenlik ve issizlik, hükümetimiz bu 3 konu üzerinde ciddiyetle çalışıyor. Bakanlar kurulunun her hafta yapılan toplantısında bu konular detaylı olarak konuşuluyor. Sokakta, kamuoyunda ne konuşuluyorsa hepsi bakanlar kurulunda konuşuluyor, tedbirler üzerinde çalışılıyor" diye konuştu.
"EKONOMİ DÜNYA İÇİN DE PROBLEM"
Özlü, geçen yıl reform niteliğinde Varlık Fonu, BES Fonu, KOBİ'lere verdikleri destekler gibi önemli kararlar alındığını anlatırken "Bu kararların bir kısmı henüz topluma yansımadı. Yasa çıkardık, Bakanlar Kurulu kararı alındı ama henüz bir kısmı piyasalara yansımadı. Zamana ihtiyaç var. 2017'in ilk çeyreğinde topluma yansıyacak. Ekonomi sadece bizim için değil dünya için de büyük problem. Ekonomistler geçtiğimiz 50 yılda dünyadaki büyüme oranının gelecek 50 yılda olmayacağını söylüyorlar. Dünya ticaretsizleşmeye doğru gidiyor. Dış ticaretten çok kendi içinde ticarete doğru gidiyor. Bu küresel ölçekte bir sıkıntı" dedi.
"ASGARİ ÜCRETLİNİN PRİM BORÇLARINI DEVLET ÖDEYECEK"
"Yeni ABD başkanının ekonomik alanda uygulayacağı politikalarda ne kadar ısrarcı olacağını bilemiyoruz. Bu da bizi ve dünyayı etkiliyor" diyen Özlü, Türkiye'nin geçen yılın ilk iki çeyreğinde yüzde 4,5 düzeyinde büyüdüğünü, 3. çeyrekte yaşanan olaylar nedeniyle yatırımcıların beklemeyi tercih etmesi nedeniyle daralma yaşadığını ancak son çeyrekte toparlandığını anlattı. 2017 yılında ise Türkiye'nin orta vadeli mali planda ön görülen oranlarda büyüyeceğini söyleyen Özlü, işsizlik konusunda tedbirler aldıklarını belirterek, "Asgari ücretle çalıştırılan kişilerin bütün prim borçlarını devlet karşılayacak. Bunun da bir iyileşme sağlayacağını düşünüyoruz" diye konuştu.
"BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI YAPISAL REFORMLARDA KARARLI"
Bakan Özlü, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın yapısal dönüşüm faaliyetlerinden vazgeçmeyeceğine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakanlığım ile ilgili birkaç hususu ifade etmek istiyorum. Yapısal dönüşüm yapısal reform faaliyetlerinin yürütülmesinde fayda var. Bunlardan vazgeçmeyeceğiz, güvenlik ve iç siyasi hareketler reform sürecine menfi olarak etki etse de vazgeçmeyeceğiz. Bunlardan biri Türkiye'nin teknoloji üreten ülke olmasına yönelik çalışmalardır. Daha önce TÜBİTAK dönüşüm programından bahsettik. Sadece TÜBİTAK'ı kapsamıyor, devletin özel sektöre vereceği desteği ifade eden bir dönüşüm. Her bir sanayicimiz aslında aynı zamanda bir tüccar. Ticaretle ekonomiye fayda sağlıyor. Bilim teknoloji ve sanayi dediğimiz 3 halkayı birbiriyle ilişkilendirmek üzerine bir politika benimsiyoruz. Birinin çıktısı öbürünün girdisi olsun. Sanayinin gelişmesi için teknolojiye ihtiyaç var. Teknolojinin iki kaynağı var transfer ya da kendinizin üretmesi. Teknoloji üretiminde bilimin desteklenmesini benimsiyoruz. Bilimden teknolojiye, teknolojiden sanayiye şeklinde çalışacağız. 6 aylık çalışma sonucu ortaya çıkan yeni modeli Bakanlar Kurulu, Başbakan ve Cumhurbaşkanı'na arz ettik, hayata geçirilmesi için çalışıyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde yasalaştıracağız. Bilim, sanayi ve teknoloji politikaları ayrı ayrı değil birbirinin tamamlayıcısı olmasını ön görüyor. Araştırma geliştirme ve teknoloji fonu oluşturacağız. Bütçe içi fon olacak. Araştırma ve geliştirme teknoloji faaliyetlerine daha fazla katkı olacak. Gayri Safi Milli Hasıla'nın yüzde 1.06 oranında pay ayırdık. Orta vadede yüzde 2'ye inşallah 2023'e kadar yüzde 3'e çıkarmayı düşünüyoruz."
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ İCRA KURULU
Araştırma, geliştirme ve teknoloji faaliyetlerine ayrılan kaynaklarda artış yaptıklarını belirten Özlü, şöyle konuştu:
"Geçen yıl özel sektör dahil 20 milyar 600 milyon liraydı, araştırmacı personel sayısı 122 bine ulaştı, patent başvurularında çok ciddi artışlar oldu. Hükümetin verdiği desteklere rağmen ihracatımız ve imalat sanayindeki ileri teknolojili ürün sayısı artmadı yüzde 4'ün altında. Avrupa'da yüzde 19 -20 seviyesinde. Güney Kore ve Çin'de ise yüzde 30'lar seviyesinde. Mevcut sistemin girdisi var, kaynak aktarıyoruz ancak çıktısı istenilen düzeyde değil. Bu nedenle yapısal dönüşüm önemli. Sistem çıktılarını baz alan, çıktılara bakarak gözden geçirilen bir sitemi öngörüyoruz. Yeni sistemde bütün kamunun araştırma geliştirme ve teknoloji için özel sektörlere yapacağı fonlamayı tek bir merkezden bütçelemeyi ve çıktı bazlı performans değerlemesi yapıp politikaları gözden geçirmeyi umuyoruz. Bunun için de bir karar mercii olabilecek mekanizma kuruyoruz. Bilim, Sanayi ve Teknoloji İcra Kurulu olacak. Başbakanın başkanlığında ilgili bakanlar görev alacak. Bunu çok önemsiyoruz."
AR-GE'YE AĞIRLIK VERİLECEK
Sanayinin desteklenmesi ve geliştirilmesi konusunda üzerinde çalıştıkları paketi de tamamladıklarını önce Ekonomik Koordinasyon Kurulu'na, ardından 2 hafta içinde Bakanlar Kurulu'na sunacaklarını açıklayan Bakan Özlü, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sanayicimizin bize ilettiği problemlerin çözümü bu pakette var. Organize sanayi sitelerinden tutun da şehir içinde kalan sanayilerin taşınmasını ihtiva eden bir paket. Özel endüstri bölgelerinin kurulmasının önünü açıyoruz. İşletmecileri isterlerse kurup işletebilecekler. Organize sanayi siteleri içinde bulunan fabrika ve işletmelerden emlak vergisi alınmamsı ya da minimize edilmesi hususları var. Sanayimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi konusunda maddeler var. 71 maddeden oluşuyor bu yeni paket. Geçen sene çıkardığımız Ar-Ge reform paketi vardı. Bu sene çıkaracağımız üretim reform paketi, iki kanatlı bir kuş gibi düşünün, geçen sene çıkardığımız Ar-Ge reform paketinde çok sayıda teşvik, destek mekanizmasını uygulamaya koyduk. Türkiye'de 376, İzmir'de 31 Ar-Ge merkezi var. Türkiye'deki Ar-Ge merkezi sayısını arttırmak için toplantılar yapcağız, sanayicilerimizin Ar-Ge merkezi kurmaları için teşvik edeceğiz. Türkiye'de Ar-Ge merkezi sayısını önce 500 ardından 1000'e ulaştırmayı hedefliyoruz. OSB'ler içinde teknik kolej olarak adlandırmayı planladığımız okullar açacağız. Bunlar için kredi desteği sağlayacağız."
- İzmir