Bilim Kurulu üyesi normalleşme öncesi "15 gün tam kapanma" iddialarıyla ilgili konuştu: Aciliyeti olan bir noktada değiliz
1 Mart itibarıyla başlaması beklenen normalleşme öncesi "15 gün tam kapanma" sesleri yükselirken Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Deniz Çalışkan iddialara noktayı koydu. Tam kapanmanın son çare olduğunu belirten Prof. Dr. Deniz Çalışkan, "Şu anda o kadar aciliyeti olan bir noktada değiliz. Belki şehirler arası erişimde sınırlamalar getirilebilir" dedi
Türkiye'de 1 Mart itibarıyla illere göre normalleşme adımlarının atılması bekleniyor. 'Yerinde karar' dönemiyle birlikte illerdeki vaka yoğunluğu, aşılama oranı ve hastanelerin durumuna göre kısıtlamalar gevşetilecek.
KADEMELİ NORMALLEŞME MARTTA BAŞLAYACAK
Sağlık Bakanlığı'nın belirlediği vaka, aşılama oranı gibi ölçütler çerçevesinde 'düşük', 'orta', 'yüksek' ve 'çok yüksek' olmak üzere 4 risk grubunda sınıflandırılacak. Bu risk grupları gözetilerek mart itibarıyla kademeli normalleşme süreci başlatılacak.
BİLİM KURULU ÜYESİ: TAM KAPANMA SON ÇARE
Milliyet gazetesinin birinci sayfasında yer alan Aykut Yılmaz imzalı habere göre, normalleşme öncesi 15 gün tam kapanma önerileri geldi. Normalleşmenin bu süreden sonra başlatılması gerektiği önerilirken, konuyla ilgili açıklama yapan Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Deniz Çalışkan, tam kapanmanın son çare olduğunu belirtti.
"EN AZ 10 GÜN SÜREYLE YEREL HALKLA TEMAS ETMEYİN"
Geçtiğimiz mart ayından bu yana pandemiyi takip ettiklerini belirten Prof. Dr. Çalışkan, Türkiye koşullarında hiç tam kapanmaya gidilmediğine dikkati çekti. Yeterli önlemlerin alınmasıyla kapanmaya gerek olmayacağını belirten Çalışkan, şöyle konuştu:
"Hep şunu söylüyoruz; sadece yurt dışından değil, iller arasında geçiş yaptığınızda da en az 10 gün süreyle yerel halkla temas etmeyin. Eğer 10 gün evinde kendisine gönüllü izolasyon yapsa, eğer İstanbul'dan hastalığı getiriyorsa Rize'ye ya da Rize'den hastalığı alacaksa kendisini korumuş olacak. Özellikle Karadeniz bölgesinde geniş aile modeli, aile etkinlikleri çok fazla. Biz toplum olarak hala sosyal mesafenin farkında değiliz. Hâlâ insanlar birbirlerini sarılıp öpebiliyorlar. Özellikle aile fertlerinden bulaşacağı konusunda daha düşük risk algısı var. 'Dışarıdan bulaşır da aile bireylerinden bulaşmaz' gibi algılanıyor. Biz eğer aile içerisinde bu önlemleri uygulanabilir hale getirebilirsek, bu kadar katı bir tedbir almak durumunda kalmayız."
"İL BAZINDANSA BÖLGE TABANLI BİR GEÇİŞ SINIRLAMASI DAHA UYGUN"
"Şu anda o kadar aciliyeti olan bir noktada değiliz" diyen Prof. Dr. Çalışkan, şunları ifade etti: "Belki geçen sene nisan ayında olduğu gibi şehirler arası erişimde sınırlamalar getirilebilir. Ama dediğim gibi tek bir il düzeyinde bu çok anlamlı gözükmüyor. Bölgesel olabilir. İl bazındansa bölge tabanlı bir geçiş sınırlaması çok daha uygun olur. Tüm Türkiye'nin kapanması noktasında olduğumuzu düşünmüyorum. Tek bir ilin, tek başına kapanması, bu coğrafik yerleşimde çok olası gözükmüyor. İş yeri başka ilde olan insanlar var. Ankara'da ikamet edip de Kırıkkale'de üniversitede okuyan, fabrikada çalışan pek çok insan var. Dolayısıyla bu tür bölgesel düzenlemeler, radikal kararlarda öne çıkabilir. Şu anki yapıda tek başına bir ilin kapanması mümkün gözükmüyor."