Bildirinin, Bilimsel Değeri Yoktur ve Tek Taraflıdır"
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Mahmut Kaplan, "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan tutuklanan akademisyenlerin imzaladığı bildiriye ilişkin yürütülen soruşturmaya yönelik çeşitli yaptırımların olmasının ifade hürriyetinin kısıtlanması anlamına gelmediğini söyledi.
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Mahmut Kaplan, "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan tutuklanan akademisyenlerin imzaladığı bildiriye ilişkin yürütülen soruşturmaya yönelik çeşitli yaptırımların olmasının ifade hürriyetinin kısıtlanması anlamına gelmediğini söyledi.
Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı'nda ceza hukuku üzerine çalışmalar gerçekleştiren araştırma görevlisi Kaplan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı akademisyenlerin terör örgütü propagandası suçundan tutuklanmasına ilişkin, medyada "Barış için akademisyenler" adı altında servis edilen bildiride kullanılan ifadelerde devletin vatandaşını korumaya yönelik operasyon yapmasının bir katliam olarak değerlendirildiğini dile getirdi.
Kaplan, bildiri metninde bireylerin yaşam hakkını ortadan kaldırmaya yönelik terörist saldırıların eleştirilmediğini, aksine devletin operasyon yapmaması ve böylelikle de terör eylemlerinin daha rahat gerçekleştirilmesinin savunulduğunu dile getirdi.
Bildirinin terör örgütünün yapmış olduğu eylemlerin meşru kılmaya yönelik olduğunu belirten Kaplan, "Bu bildirinin, bilimsel değeri yoktur ve tek taraflıdır. Terör örgütü propagandası yapılarak, devletin vatandaşını korumaya yönelik yapmış olduğu operasyonları hukuka aykırı kabul ediliyor. Bu tür şeyler bütün demokratik toplumda suç olarak düzenlenmiştir" diye konuştu.
Ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesinin yasalarla güvence altına alındığını dile getiren Kaplan, şunları kaydetti:
"Bu veriler ışığında 'barış bildirisi' adı altında yayınlanan terör örgütünün propagandasını içerir açıklama nedeniyle bu açıklamayı yapan faillerin (imza atan kişilerin) hukuk düzeni içerisinde sorumluluğuna gidilmesi ve çeşitli yaptırımlara muhatap kılınması ifade hürriyetinin kısıtlanması anlamına gelmemelidir. Zira terör örgütünün cebir, şiddet içeren eylemlerinin meşru görülmesi hukuk düzeni ve dolayısıyla hukuk devleti ile bağdaşmayacağından suç şüphesi altında olan bu kişilere karşı açılan soruşturmalar ve koşullarının varlığı halinde uygulanan koruma tedbirleri hukuka aykırılık oluşturmayacaktır."