Beştepe'de Atatürk'ü Anma Töreni
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "10 Kasım, uzun savaşların yıprattığı, varını yoğunu alıp götürdüğü bir milletin vatan sevgisi, istiklal aşkı ile yeniden ayağa kalkmasını, derlenip toparlanmasını sağlayan, kararlılığı, dik duruşu ve sağlam iradesiyle Gazi Mustafa Kemal'i hatırlattığı ölçüde...
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "10 Kasım, uzun savaşların yıprattığı, varını yoğunu alıp götürdüğü bir milletin vatan sevgisi, istiklal aşkı ile yeniden ayağa kalkmasını, derlenip toparlanmasını sağlayan, kararlılığı, dik duruşu ve sağlam iradesiyle Gazi Mustafa Kemal'i hatırlattığı ölçüde bir kıymet taşır." dedi.
Türkeş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 78'inci yılında, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen anma törenine katıldı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 78. yıl dönümünde kendisini minnet ve şükranla andığını belirten Türkeş, Milli Mücadele'de Gazi Mustafa Kemal'le ülkenin bağımsızlığı uğrunda hayatını feda eden şehitlere, kanını veren gazilere rahmet diledi.
Türkeş, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 93. yılında, Cumhuriyete, milletin bağımsızlığına karşı düzenlenen meşum ve hain darbe girişiminde, ülkenin bütünlüğü, istikbal ve istiklali için göğüs gererek hayatını feda eden şehitlere Allah'tan rahmet diledi.
10 Kasım 1938'de Mustafa Kemal Atatürk'ün fani hayata veda ettiğinde, ülkeye, üzerinde yaşanılan bu toprakları vatan olarak bıraktığını belirten Türkeş, Mustafa Kemal'in, Milli Mücadele'ye başlarken milletin sadece sahip olduğu asalet ve bu asaletten doğan yüksek manevi kudretine güvendiğini söyledi.
Türkeş, bu güven duygusunda, dört bir yandan kuşatılmış, işgal edilmiş Anadolu'yu düşman istilasından temizleyerek üzerinde Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl kurulduğunu anlattı.
Mustafa Kemal Atatürk'ün, bu milletin, birlik içinde fedakarlıkla Anadolu'yu düşman işgalinden kurtaracağına ve kurulacak devleti yaşatacağına inancının tam olduğuna işaret eden Türkeş, Mustafa Kemal'in, bu milleti etnik kökeni, inancı ve dili ne olursa olsun, fark gözetilmeksizin, eşit haklara sahip, kardeş bir millet olduğunu vurguladığını aktardı.
"Gazi Mustafa Kemal, uluslararası camiada bu milletin yer almasını sağladı"
Türkeş, Türk milletinin, ülkenin işgalini, parçalanmasını hedef alan hain ve hunhar saldırıya karşı 15 Temmuz destanını yazdığını kaydederek, şöyle devam etti:
"Yıl dönümleri, uzun ve görkemli tarihimizin kilometre taşlarıdır. Hatırlattığı ölçüde de derin ve öğretici anlamlar ifade eder. Hatırlatıyorsa, hafızayı uyanık, toplumsal bünyeyi canlı ve diri tutar. Yakın tarihimizin kilometre taşları, günümüze etkisi bakımından daha da anlamlıdır çünkü günümüzü, içinde bulunduğumuz zamanı kavramamızı sağlar.
10 Kasım, uzun savaşların yıprattığı, varını yoğunu alıp götürdüğü bir milletin vatan sevgisi, istiklal aşkı ile yeniden ayağa kalkmasını, derlenip toparlanmasını sağlayan, kararlılığı, dik duruşu ve sağlam iradesiyle Gazi Mustafa Kemal'i hatırlattığı ölçüde bir kıymet taşır. Gazi Mustafa Kemal, Anadolu üzerinde yeni bir devlet kurarak uluslararası camiada bu milletin yer almasını sağladı."
Türkeş, Türkiye'nin önemli bir geçidin eşiğinde bulunduğuna dikkati çekerek, ülkenin artık kendi imkanlarıyla kendine yetebilecek bir düzeye gelmek üzere olduğunu söyledi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi üzerinden üç ay geçtiğini hatırlatan Türkeş, "Cumhuriyetin 93. yılını idrak ettiğimiz şu günlerde, ülkemizin bütünlüğüne ve hızlı adımlarla kutsal hedefine doğru yürüyüşüne karşı sergilenen oyunların tamamı, bu kahraman milletin gücü ve feraseti karşısında boşa çıkacaktır. 21. yüzyılın ilk çeyreğinde bulunduğumuz şu günlerde, ülkemizde ve coğrafyamızda sergilenen kirli oyunlar, milletimizin güçlü desteği ile bozulmaya mahkumdur." diye konuştu.
Türkeş, güçlü bir Türkiye'nin, iç huzurun ve bölgede barışın teminatı ve mazlum milletlerin umudu olacağına işaret etti.
"FETÖ, en sinsi terör örgütü"
Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, milli egemenlik düsturuyla Cumhuriyet'in kurulmasına öncülük ettiğini söyledi.
Derya Örs, Atatürk'ün, Türkiye Cumhuriyeti devleti için idealize ettiği milli irade ve egemenlik kavramının, kendisinin vefatından sonra Cumhuriyet tarihinin çeşitli dönemlerinde bazen gözardı edildiğini, bazen askıya alındığını, bazen de büsbütün yok edilmek istendiğinin altını çizdi.
Türk siyasi tarihinde gerçekleşen askeri ve siyasi darbelerden örnek veren Örs, yaşananların Türkiye'nin çağdaş dünyadan onlarca yıl geri kalmasına sebep olduğunu dile getirdi. Örs, bu yüzden 1982 Anayasası'nın Türk devletinin üstünde ağır bir yük olduğunu, vesayet rejimlerinin bıraktığı kötü bir miras olduğunu kaydetti.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimini hatırlatan Örs, "Küresel emperyalizm, devleti içeriden yıkma ve 1919 sonrası Türkiye'yi bir defa daha işgal etme hedeflerinin 40 yıllık taşeronu olan FETÖ, Türk devleti ve milletinin bugüne kadar karşılaştığı en hain, en alçak, en sinsi terör örgütüdür." diye konuştu.
Örs, şunları kaydetti:
"FETÖ, yalnızca Türkiye'de değil dünyanın her yerinde sahip olduğu eğitim kurumlarıyla kreşlerden anaokullarına, ilk ve ortaöğretimden yükseköğretime dek devletin rahlei tedrisinden kaçırdığı, tek taraflı basın yayın organlarıyla zihinlerini esir aldığı, Kur'an ve hadisle değil Feto'nun hezeyanlarıyla beslediği körpecik beyinleri, katil birer canavara dönüştürmüştür. FETÖ ve onun kerameti kendisinden menkul terörist başı, İslam'ın bazı kavramlarını suistimal ederek, insanların akıllarını başlarından almış, sahih dine karşı batıl ve sahte bir din üretmiş, paralel devletle birlikte aslında bir de paralel din icat etmiştir. FETÖ'yü sadece Türkiye için değil bütün dünya için tehlikeli bir terör örgütüne dönüştüren, Haçlı ve siyonist güçlerce desteklenen işte bu sahte, batıl paralel din anlayışıdır."
Derya Örs, "Cumhuriyet tarihi artık bir darbeler tarihi olmaktan çıkmalıdır. Terörle mücadelede milletin kahir ekseriyetinin desteği devletimizin arkasındayken Kandil canavarlarının kandili de sonsuza dek söndürülmelidir. Artık milletimize ve devletimize on yıllardır bedel ödetenlerin, bedel ödeme zamanıdır." ifadelerini kullandı.