Haberler
İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkes için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

İsrail-Lübnan ateşkesi için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Beşiktaş taraftar grubu Çarşı davasında Yargıtay'ın bozma ilamına uyuldu

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Gezi Parkı olaylarına ilişkin aralarında Beşiktaş taraftar grubu Çarşı mensuplarının da bulunduğu 35 sanığa, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek", "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet", "terör örgütü kurma...

Gezi Parkı olaylarına ilişkin aralarında Beşiktaş taraftar grubu Çarşı mensuplarının da bulunduğu 35 sanığa, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek", "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet", "terör örgütü kurma veya yönetme ile örgüte üye olma" suçlarından verilen beraat kararlarının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından 35 sanık yeniden hakim karşısına çıktı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada 25 tutuksuz sanık ile avukatları hazır bulunurken, sanıklardan bazıları duruşmaya Beşiktaş formasıyla katıldı.

Duruşmada Cumhurbaşkanlığı avukatının, davaya müdahil olma talepli dilekçe sunduğu belirtildi.

Mahkeme başkanı, Yargıtay'ın bozma ilamını hatırlatarak, sanıklara bu karara karşı diyeceklerini sordu.

Sanık Arda Mutlu Doğan, bozma ilamını kabul etmediğini ve mahkemenin kararında direnmesini istediklerini belirterek, "6 sene önce beraat ettik. O davada her şeyi anlattık. Bu davayı açan savcı FETÖ'den yurt dışına kaçtı. O kaçmışken yargılanmamız anlamsız ve saçma geliyor. Kanuna aykırı hiçbir şey yapmadık." dedi.

Bozma kararını doğru bulmadıklarını söyleyen sanık Ayhan Güner de yaratılan algıdan dolayı saldırılara uğradıklarını, her türlü mağduriyeti yaşadıklarını söyledi.

Güner'in avukatı Devrim Alpaslan ise Çarşı Gurubunun bir terör örgütü olmadığını ifade ederek, "Çarşı yasa dışı bir örgüt değil vicdani bir harekettir. Bu ülkenin yüz akıdır. Sizden çölde bir damla su olmanızı talep ediyoruz." şeklinde konuştu.

Avukat Ali Rıza Dizdar de sanıkların Türk Bayrağını yaktıkları iddiasına tepki göstererek, "Türk Bayrağı başımızın tacıdır. Ambleminde Türk Bayrağı olan tek kulüp biziz." dedi.

Beşiktaş taraftarı olduğunu ve bununla gurur duyduğunu kaydeden sanık Güray Sözmen, "Çarşı'nın da üyesiyim bununla da şeref duyuyorum. Her 6 senede bir mahkeme bizim hakkımızdaki düzmecelerle yargılama mı yapacak? Bir Beşiktaşlı olmam bir Çarşı üyesi olmam sebebiyle bunu neden yaşadığımıza hala anlam veremiyorum. FETÖ'nün bize kurduğu kumpas bu. Gözaltına alındığımda Nazmi müdüre (FETÖ'den tutuklu eski emniyet müdürü Nazmi Ardıç) 'Bu günlerde gelir geçer, bu devran böyle kalmaz' dedim. Nazmi müdür de 'Devran bugün böyle dönüyor' demişti. Gün oldu devran döndü, o ve Muammer Akkaş kaçtı yargılanıyor. Beraat kararında direnilmesini istiyorum." diye konuştu.

Sanık Cem Yakışkan da mahkemenin verdiği ilk kararın arkasında durmasını istediklerini vurgulayarak, "Çarşı'yı 40 sene önce kurduk. Çarşı bir taraftar grubudur. Biz bu ülkenin evlatlarıyız. Tabii ki hukuksuzluğun her zaman karşısında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı, Van depremindeki yardımlarımız için bize empati ödülü verdi. Tabi ki Gezi Parkı'na katıldık doğru ama bize bir örgüt demek istiyorsanız 'Mustafa Kemal'in askerleri' diyebilirsiniz." diye konuştu.

Sanıklardan Sarp Dağ'ın avukatı Murat Erdoğan da söz alarak, müvekkilinin bu dava nedeniyle artık yurt dışında yaşadığını belirterek, "2015'de mahkeme karar verdi. Dosya Yargıtay'a gittiğinde ısrarla dilekçe verip temyiz incelemelerinin tamamlanmasını istedik. Müvekkil o dönem üniversite öğrencisiydi. Mezun oldu, pilot olmak istedi. Bu dava nedeniyle güvenlik soruşturmasından geçemedi. Yurt dışında pilotluk eğitimi aldı. Bu dava kesinleşir umudu taşıyordu ama olmadı. Müvekkil bu dava nedeniyle Türkiye'de mesleğini icra edemiyor. Yargıtay kararına direnmenizi istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Sanık Yusuf Demirci ise "Beşiktaş'ın hiçbir taraftarı Türk bayrağına el uzatılmasına, yakılmasına izin vermez. Arkadaşlarımdan biri 'Osman Kavala diye bir adamı tanıyor musun?' dediğinde Galatasaraylı ümit Davala'nın akrabası zannettim. Böyle bir adamı tanımıyorum." dedi.

Diğer sanıklar ve avukatları da direnme kararı verilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti, usul ve yasaya uygun bulduğu Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin bozma ilamına uyulmasına karar verdi.

Sanıklar ve avukatlarına, birleştirme ve dosyanın esası hususunda yazılı beyanlarını sunmak üzere süre veren heyet, taraflar dilekçelerini sunduklarında birleştirme hususunda muvafakat verilip verilmeyeceği hususunun celse arasında değerlendirilmesine hükmetti.

Cumhurbaşkanlığının müdahillik talebini kabul eden heyet, duruşmayı erteledi.

Yargıtay kararı bozmuştu

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Çarşı davasında verilen karara ilişkin temyiz incelemesini tamamlamış, sanıklar hakkında verilen beraat hükümlerini oy birliğiyle bozmuştu.

Sanıklardan Cem Yakışkan ve Numan Bülent Ergenç'in, Beşiktaş taraftarı Çarşı grubunu örgütleyerek, Gezi Parkı eylemlerine katılmalarını sağlamaya çalıştıkları anlatılan kararda, Gezi olayları olarak bilinen eylemler sonucunda, ülke genelinde 5 bin 533 eylem gerçekleştirilip, 348'i İstanbul olmak üzere 7 bin 638 kişi hakkında işlem yapıldığı ve bu olaylarla ilgili birçok kamu davası açıldığı belirtilmiş, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde de olaylara ilişkin kapsamlı bir yargılama dosyasının bulunduğu ifade edilmişti.

Kararda, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin bu dosyası, Taksim Gezi olaylarının gerçekleştirilme şekli ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" suçu bakımından, Cumhurbaşkanlığının (o dönem için Başbakanlık) doğrudan zarar görüp davaya katılma hakkı bulunduğu halde, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince, usulüne uygun olarak dava ve duruşmalardan haberdar edilmeksizin, yargılamaya devam edilerek, hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu kaydedilmişti.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesindeki Gezi parkı olaylarına ilişkin dosya ile bu dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu da belirtilen kararda, "örgüt üyeliği suçunun özelliği nazara alınarak, her iki dosyanın birleştirilmesi cihetine gidilmesi, sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma neticesinde beraatlerine karar verilmesi"nin bozma nedeni sayıldığı aktarılmıştı.

Kararda, "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçu bakımından bazı sanıkların, iletişimin tespiti ve görüntü kayıtlarını kabul etmedikleri aktarıldı. Bu suç yönünden, olaylara ilişkin mobese, kamera kayıtları, TV'lerden elde edilebilecek görüntü ve kayıtların temin edilmemesi ve görüntü ve kayıtlarının sanıklara ait olup olmadığına yönelik Adli Tıp, TRT, TÜBİTAK gibi kurumlardan rapor aldırılmadan hüküm kurulmasının da bozma nedeni yapıldığı kaydedilmişti.

Kaynak: AA / Güncel
title