Beşiktaş'ta başörtülü kadına saldırı davası - Avukat Neslihan Evci
Beşiktaş'ta başörtülü kadına saldırdığı gerekçesiyle tutuklanan sanık Berrak Karaoğlu'nun "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" ve "basit yaralama" suçlarından 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Beşiktaş'ta başörtülü kadına saldırdığı gerekçesiyle tutuklanan sanık Berrak Karaoğlu'nun "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" ve "basit yaralama" suçlarından 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada tutukluluk halinin devamına karar verildi.
İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Berrak Karaoğlu ile müşteki Şüheda Nur Eriş katıldı.
Müşteki Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ile yaklaşık 30 müşteki avukatı da salonda hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan sanık Karaoğlu, olay gecesi bir sergiden çıktığını, alkollü ve keyifli olduğunu belirterek, "Hatta bağıra bağıra gidiyordum. Olay anını hatırlamıyorum. Mağdur şahsın başörtülü olması tesadüftür. Hiç kimsenin yaşayış tarzına karşı şiddet göstermem mümkün değildir. Bu olay iç politika malzemesi yapıldı. Basit yaralamadan beraatimi, üzerimdeki diğer suçun ise düşürülmesini istiyorum." diye konuştu.
Müşteki Eriş ise olay günü evine yürürken sanığın uzaktan gelip kendisini eliyle işaret ettiğini anlatarak, "Göz göze geldik sonra beni darbetti. Müzik dinlediğim için kulaklık takılıydı. O yüzden o an ne dediğini duymadım. 'Ne yapıyorsun?' diye sorduğumda 'Bir şey yapmıyorum, ne oldu?' dedi. Tanımadığım bir beyefendi arkamdan gelerek, olaya müdahale etmek istedi. Sanık, beyefendiyi de darbetti. Beyefendi müdahale etmeye çalışınca sanık 'Kadına şiddet var.' diye bağırdı. Bunun üzerine beyefendi gitti. Görünüşüm itibarıyla sokakta yürürken çok fazla imaya ve söze maruz kalıyorum ama bu ilk defa başıma geldi. Sanıktan davacı ve şikayetçiyim." ifadelerini kullandı.
Duruşmada daha sonra, sanığın akıl sağlığına ilişkin Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden gelen 25 Aralık 2019 tarihli sağlık raporu okundu.
Raporda, sanığın değişik tarihlerde 5 kez yatarak tedavisinin yapıldığı, bipolar ve şizoaffektif bozukluk tanısına varıldığı, eylemlerinin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamadığı ve cezai sorumluluğunun olmadığı ifade edildi.
Müşteki avukatlarından Mustafa Doğan İnal'ın, sanığın gayet düzgün ve öngörülü savunmalar yaptığını, raporun doğru olmadığını söylemesi üzerine sanık yakınları, "Doktor musun? Sen nereden biliyorsun?" diye tepki gösterdi.
Bunun üzerine sanık yakınları ile müşteki avukatları arasında kısa süreli sözlü tartışma çıkınca sanık yakınları salondan çıkarıldı.
Devam eden duruşmada, tanık Bahri Biçer'in beyanları alındı.
Tanık Biçer, sanığın müştekiye saldırdığını gördüğünü, bir adamın sadığa müdahale ettiğini ancak sanığın adama da saldırdığını, adamın elindeki poşetleri bırakıp kaçtığını söyledi.
Tanığın ifadesinin ardından salonda olay anı görüntüleri izlendi.
Sanık bu sırada müştekiyi kast ederek, "Aa o da bana mı vurmuş ne? Bunun için mi bu kadar şey yaptınız?" dedi.
Müşteki avukatlarından Neslihan Evci, sanığın cezalandırılmasını, olayı işlerken manipülasyon yapabilecek şekilde fiilin hukuki sonuçlarını kavrayabilecek durumda olduğunu belirterek, "Karaköy'de gerçekleşen olay da göz önünde bulundurulduğunda hadisenin münferit bir olay olarak görülmemesini, emsal teşkil etmesi ve toplum vicdanını rahatlatması açısından sanığın cezalandırılmasını, dosyanın Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesini ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istiyoruz." dedi.
Sanığın avukatı Hüseyin Kader ise müvekkilinin müştekiye karşı herhangi bir söz söylemediğini ifade ederek, "Bu eylem başı açık bir kişiye karşı gerçekleşmiş olsaydı aynı şekilde mi yargılama olacaktı'Raporda açıkça müvekkilin cezai ehliyeti olmadığı belirtilmiştir. Müvekkilin hastalığı bipolar bozukluğun ilerisine gitmiştir. Deliller toplanmıştır. Tahliyesini istiyoruz." diye konuştu.
Duruşmada söz alan KADEM ve Bakanlık avukatları ise davaya "Katılan" sıfatıyla kabul edilmelerini istedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Karaoğlu'nu tutukluluk halinin devamına, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne müzekkere yazılarak sanığın görmüş olduğu tedavilere ilişkin evrakların istenmesine, sanığın gelecek olan bu evraklarla birlikte Adli Tıp Kurumu'na sevk edilerek, olay tarihinde atılı suçlara ilişkin akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için rapor aldırılmasına hükmetti.
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın davaya katılma talebini kabul eden, Kadem'in ise bu talebini reddeden mahkeme, duruşmayı erteledi.
Ara kararların okunmasının ardından sanığın avukatı, müvekkilinin tutukluluk halinin devamına karar verilmesine tepki göstererek, "Cezai ehliyeti yok, nasıl tutukluluk devam dersiniz?" dedi. Hakim ise "İstiyorsanız itiraz edebilirsiniz diye" şeklinde yanıt verdi.
-"Müslümanlara yönelik paylaşımları..."
Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan müşteki Şüheda Nur Eriş'in avukat Neslihan Evci, "Bu tarz olaylarda yaklaşım peşin hükümlü olarak bu şahısların meczup, akıl hastası gibi gösterilip olayların üstünün kapatılması yoluna gidilmesine biz tamamen karşıyız. Zira bu tarz olayların üzerinin örtülmemesi gerekiyor. Şayet bu kişilerin akıl sağlığı yerinde değilse de buna özgü tedbirlerin uygulanamsı gerekiyor. Çünkü bu tarz kişilerin toplum içerisinde bu tarz eylemler gerçekleştirmesi toplumda ki güven ortamını da zedeliyor." diye konuştu.
Bu olayda da sanığın yakalanmadan önce olay gerçekleştikten 5 gün sonra sosyal medya hesabında Müslümanlara yönelik olarak "ezan vakti geldi ansızın solukları kesile" şeklinde toplumun belli bir kesimini kin ve düşmanlığa tahrik eden paylaşımlar yaptığını anlatan avukat Evci, yine 8 Mart 2019 tarihinde Yeni Zelanda'da meydana gelen cami katliamına atıf yaparak paylaşımlarda bulunduğunu, dolayısıyla yaptığı fiilin gayet politik bir şekilde gerçekleştirdiğini ve bu fiilin hukuki olarak anlam ve sonuçlarını kavrayabilecek durumda olduğunu düşündüklerini belirterek, davanın takipçisi olacaklarını anlattı.
Avukatının ardından gazetecilerin sorusu üzerine konuşan müşteki Şüheda Nur Eriş de, "Olayın takipçisiyim. Kendisi (sanık ) pişmanlığını da dile getirmedi, dava süreci devam edecek" dedi.