Belediye Davasına Devam Ediliyor
İzmir 8.Ağır Ceza Mahkemesi'nde Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun çete lideri olarak suçlandığı 130 sanıklı davaya devam edildi.
İzmir 8.Ağır Ceza Mahkemesi'nde Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun çete lideri olarak suçlandığı 130 sanıklı davaya devam edildi. Öğleden sonra davanın kilit ismi Ferda Eser kendisini savundu.
İlçe Emniyet Müdürlüğü görevini bırakarak Büyükşehir'e Genel Sekreter olarak atanan daha sonra görevden alınan Ferda Eser, "Suç örgütü kurmak ve üye olmaktan yargılanıyorum. Gizlilik nedeniyle bilgi ve belgelere ulaşamadım. Gizlilik kararı kalktıktan sonra suç unsurlarına baktım ve dosyada suç olarak nitelendirilen hiçbir eylemde yer almadığımı, bilirkişi raporlarına konu olan iddia ile ilgili anılmadığımı gördüm. Üzücü olan şu ki sadece mesaj ve telefon görüşmelerim ile örgütsel bağım olduğu iddiası ile buradayım" dedi.
Eser, daha sonra şunları söyledi: "Hukuka aykırı delil elde edildiğine yönelik hiç itirazım olmadı. Suçlu ve suçlulukla mücadele etmiş bir kamu yöneticisi olarak bir çekince duymadım. Özel mesaj ve telefon görüşmelerimin yayınlanması örgütsel bağlantı şeklinde algılanıyor. Bu konuyu ve örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmiyorum. Savcılık ifademi kabul ediyorum. Mesajda ünibel serverinin dinlendiğine dair mesajı benim çektiğim iddianamede yer almış. Ancak dosyayı incelediğimde o mesajın başka bir numaradan gönderildiğini gördüm. Temmuz 2010'da ben de yoğun olarak dinlendim. 16 sorunun tamamı da 2010'a ait. Kamuoyunda bazı spekülasyonlar yaratacak ve linç edilme noktasına geldiğim için o tarihlerde dinlendiğimin bilinmesini istiyorum."
ŞEVVAL SAM KONSERİ YARGIDA
Bu zamana kadar görev aldığı İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde bir örgüt bulunmadığını, bu örgüte üye olmadığını anlatan Protokol Müdür Vekili Zeki Karatay da, Şevval Sam ihalesi ile ilgili yapılan çalışmalarda bir kanunsuzluk olmadığını söyledi. Karatay, "2006 yılının Ekim ayında İZFAŞ Yönetim Kurulu'nun aldığı bir karar var. Bu karar da 'İZFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürünün zaman zaman yurt dışı ziyaretlerine çalışanlardan istediği kişiyi götürebilmesidir. Gezinin maliyetinin, konaklama ve ağırlama giderlerinin de şirket tarafından karşılanabileceği ifade edilmiştir" dedi.
HAKİM MANDALİNAYI SORDU
Grand Plaza Genel Müdür Yardımcısı Haydar Ballı da 2009 yılı seçimleri öncesinde seçim bürolarına gönderilen malzemelerle ilgili görevi kötüye kullanmakla suçlandığını söyledi. 2009 yılı sonuna kadar işletmelerden sorumlu olduğunu anlatan Ballı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bana hiçbir şekilde temsil, harcama yetkisi verilmedi. Sonrasında gelen 2010 yılından gözaltına alındığım süreye kadar Genel Müdür Reha Pekerten ile birlikte sadece 10 bin TL'ye kadar alımlarda imza atma yetkim vardı. Grand Plaza'da alım kararı işletmeler tarafından verilir. Benim hiçbir alım malzemesinde imzam yoktur. Siparişlerin sevk ve irsaliyelerini içeren belgeler merkeze gönderilir. Bizim imzamız tam da burada muhasebe kontrolü için 'denetlemek' amacıyla atılır.İmza atanların hiçbir hukuki sorumluluğu yoktur. Zaten alınan malzemelerin nerede kullanıldığını bilmeyiz. Her işletmenin deposu vardır. Merkezde de bizim bir depomuz vardır. Siparişi veren ayrıca teslimatı da alır."
Ballı, mandalina alımları ile ilgili telefon kayıtlarını da, "Her zaman yaptığımız bir genel müdür ile müdür yardımcısı konuşmasıdır. Herhangi bir hukuksuzluk yoktur" diye yorumladı.
Hakimin, "50 ton mandalinayı bitiremeyiz ama evrak üzerinde bitirebiliriz. Suyunu sıktık dağıttık deriz" cümleleri yer alan konuşmasını sordu. Bunun üzerine Ballı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada zaten mandalinanın alınmışlığı yok. Alındığı zaman nasıl kullanılacağını, envantere girecekse ne yapacağımızı hesapladık. Ben sadece Pekerten'in sorusu üzerine fikir yürüttüm"
Bunun üzerine hakim "Niye bunu hayal ediyorsunuz?" dedi. Ballı da, "Hayal etmek zorundasınız. Hayal edeceksiniz, sonra da başaracaksınız. Projeyi hayata geçireceksiniz" diye konuştu.
Öğretmenler gününde dağıtılmak üzere şal alımı ve örgüt üyeliği nedeniyle tutuksuz yargılanan İzmir Büyükşehir Belediyesi Şirketler Koordinatörü Nail Yavuz da, "İddianame açıklandığında bir arkadaşım beni arayıp 'Sen de varsın. Şu kadar yıl isteniyor' dedi. Ben de 'şaka yapıyorsun' dedim. Hayatımın 15 yılı müfettişlikte ve çıkar sağlayanlarla mücadele etmekle geçti. Gerçeği yansıtmayan, delile dayanmayan 'tahmine dayalı' fikir yürütmeler var. Bu suçlamayı öncelikle şidetle ret ediyorum. Onurum ve gururum benim için çok önemli. Şerefimle oynanması beni çok üzüyor" dedi.
TEK SUÇUM EKMEK PARASI KAZANMAK
Organizayon firması çalışanlarından Harun Aslan da savunmasında örgüt üyesi olmadığını ve suçsuz yere 8 ay hapis yattığını belirterek şunları söyledi: "Tanımadığım ve bilmediğim bir örgüte üyelik suçlaması ile buradayım. Ersu hızır beyin kurmuş olduğu örgüte üyeliğimden söz ediliyor. Kendisini hayatım boyunca görmedim ve konuşmadım. Burada tanıştık. Örgüt yönetiminin Pervin Şenel'e gittiği söyleniyor. Ben onu da tanımam. Patronumun randevu isteğini iletme için bir kaç kez sekreterinin yanına gittim. O kadar. Hayatım boyunca emniyet ve hücre yüzü görmedim. Hiç ifade vermediğim için tutuklandıktan sonra kendimi iyi ifade edemedim. Dosyada hiçbir fiilim ve eylemim yok ama çıkar amaçlı suç örgütüne üye olduğum için karşınızdayım. Anlamakta güçlük çekiyorum. Tek suçum bu şirkette kendi ekmeğim için çalışıyor olduğumdur. Bana göre de o da suç değildir"
(HK -HO-Y)
10.04.2012 18: 02: 24
TSI
NNNN - İZMİR