Belediye Başkanına İhaleye Fesat Karıştırma Suçundan Dava
Kayseri'de haklarında "görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma, dolandırıcılık, Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa muhalefet " suçlarından dava açılan, aralarında Sarıoğlan Belediye Başkanı Ali Osman Yıldız'ın da bulunduğu 4 kişinin...
Kayseri'de haklarında "görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma, dolandırıcılık, Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa muhalefet " suçlarından dava açılan, aralarında Sarıoğlan Belediye Başkanı Ali Osman Yıldız'ın da bulunduğu 4 kişinin yargılanmasına başlandı.
Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz yargılanan Ali Osman Yıldız, belediye görevlileri Hikmet Gökkurt, Hacı Osman Akbulut, Hakan Kanay ve avukatları ile müşteki İçişleri Bakanlığının avukatı katıldı.
Yıldız savunmasında hizmet alımı işlerini aksamaması için içeriğine göre ayırarak yaptıklarını belirtti.
İhaleyi alan firmanın kimleri çalıştırdığını bilmediğini ifade eden Yıldız, "Toygar isimli firmayla sözleşme yaptık. Ne kadar işçi çalıştırdılar, kim, nerede çalıştı bilmiyorum. Sözleşme uyarınca biz firmaya ödeme yaptık. Firmanın bize bildirdiği işçilerin çalışıp çalışmadığından bilgim yok. Bunları müdürler bilir." dedi.
Mahkeme başkanının, ihale öncesi fiyat araştırması yapılıp yapılmadığını sorması üzerine Yıldız, "Ben işlerin aksamaması için talimat verdim. O dönem yeni göreve geldiğim için kanunları bilmiyordum." ifadesini kullandı.
Yıldız, oğlu ve kardeşinin taşeron firma üzerinden işe alınması iddialarına ilişkin de "Muhammet Tayyip Yıldız oğlum olur. O bölgede tek greyder ve kepçe operatörüdür. Herkes bilir. Gece gündüz çalıştı. 3 ay da bedava çalıştı." diye konuştu.
Hikmet Gökkurt ise Sarıoğlan Belediyesinde mali hizmetler müdürü olarak görev yaparken Ali Osman Yıldız'ın başkanlığa seçilmesinden sonra yazı işleri müdürü olarak görevlendirildiği anlattı.
Belediye başkanı ile aynı konumda yargılanmaktan hicap duyduğunu dile getiren Gökkurt, mahkemede sanık olmamak için Yıldız'ın yaptığı her türlü kanunsuzluğu ilgili makamlara bildirdiğini kaydetti.
Hizmet alımı yapılan firmanın sözleşmesi bittikten sonra kendilerine gelen bazı işçilerin sigorta girişlerinin yapılmadığı yönünde şikayetlerde bulunduklarını öne süren Gökkurt, şunları anlattı:
"Toygar isimli firma ile sözleşme yapıldığında ben yazı işleri müdürüydüm. İhale komisyonunda da üyeydim. Piyasa araştırması yapılmadı. İşçiler zaten ihaleye çıkmadan çalışmaya başlamışlardı. Belediye başkanı bu firma ile anlaşmış. Biz ihale evraklarını usulen imzaladık. Belediye başkanı dışında kimse personel alamaz. İşe alınacakların isimlerini ve çalışacakları yerleri başkan belirler. Oğlu Muhammet Tayyip Yıldız da 18 yaşındadır. Belediyenin iş makinesini kullanarak operatör oldu ama kepçe operatörü değildir. Kardeşi Mehmet Yıldız da ara sıra belediyeye gelir gider. Şirkette hiçbir zaman çalışmadı. Hakan Kanay daha önce belediyede bilgisayarcı olarak çalışıyordu. Ali Osman Yıldız belediye başkanı olunca kum ocağında tahsilatta görevlendirdi. Kum satışından gelen parayı o topluyordu ancak o tarihlerde belediyeye para girişi olmadı."
"Başkana muhalif olan kimsenin can güvenliği yok"
Gökkurt, Ali Osman Yıldız ve Hakan Kanay adına kayıtlı kum ocağında çalışan kamyon ve tırları olduğunu bildiğini, bu araçların belediye ile ilgileri olmamasına rağmen ocaktan kum taşıdıklarını anlattı.
Kum ocağı fiyatlarını belediye meclisinin belirlediğine dikkati çeken Gökkurt, "Ali Osman Yıldız başkan olunca meclisi olağanüstü topladı. 100 bin lira üzerindeki kum satışlarında indirim uygulanması için karar aldırdı. Bu sayede Hakan Kanay çok miktarda indirimli kum alarak diğer firmalara yüksek fiyatla sattı. Buna ilişkin meclis kararları da mevcuttur." diye konuştu.
Gökkurt, kendisi hakkında da ihale komisyonu üyesi olduğu için "ihaleye fesat karıştırmak" suçundan dava açıldığını anımsatarak, "Belediye başkanının isteği üzerine ihale evraklarını imzalamak zorunda kaldım. Belediyede başkanın aldığı kararlara muhalif olan kimsenin can güvenliği yok. Ben 4 defa silahlı saldırıya uğradım" dedi.
Hacı Osman Akbulut da Ali Osman Yıldız'ın belediye başkanlığına seçildiği 2014'te, kendisini yazı işleri müdürlüğünden alarak kültür ve sosyal işler müdürlüğüne atadığını ifade etti.
Söz konusu ihale için piyasa araştırması için görevlendirildiğini ifade eden Akbulut, "Piyasa araştırması hiç yapılmadı. Yapılacak iş nevilerine göre ayrılarak doğrudan temin kapsamında Hakan Kanay'a verildi. Fiyat araştırmasına ilişkin evrakları başkanın baskısı nedeniyle imzalamak zorunda kaldım. Hizmet alımı yapılan firmada ücret ödenen kişilerin belediye adına çalışıp çalışmadığını bilmiyorum. İşçi alımında ita amiri olarak belediye başkanı yetkilidir." ifadelerini kullandı.
Hakan Kanay da savunmasında yazılım şirketi olduğunu, Ali Osman Yıldız'ın ricası üzerine kum satışını dijital ortama taşımak için belediyeye ait ocağa sistem kurduğunu söyledi.
Kum satışının tahsilatını belediye adına hizmet sözleşmesi olan işçilerin gerçekleştirdiğini öne süren Kanay, şunları kaydetti:
"Satılan kumu küçük kağıtlara not alıp, aldıkları parayı gün sonunda belediyeye yatırıyorlardı. Bilgisayar sisteminde de kum ocağından yapılan satışların giriş çıkışları görünüyordu. Hizmet alımı ihalesini alan firma da benimdir. Sarıoğlan Belediyesine 3 ay hizmet verdim. 650 bin lira civarında da hizmet bedelini fatura ettim. Bunu belediye bütçesi müsait oldukça ödediler. Çalışmadan çalıştı gösterilen kimse yoktur. Herkes sigortalıydı. Çalışma bedellerini işçilere elden ya da bankadan ödedim. Buna ilişkin bordrolar mevcuttur. Muhammet Tayyip Yıldız ve Mehmet Yıldız sigortalı çalışıyorlardı. Muhammet Tayyip kum ocağında çalışıyordu ama Mehmet Yıldız'ın nerede çalıştığını bilmiyorum."
Mahkeme heyeti, İçişleri Bakanlığı ile Maliye Bakanlığının davaya katılma taleplerini kabul ederek, eksiklerin tamamlanması için duruşmayı erteledi.