Bedenlerini ve ruhlarını "emekli" etmeyenlerin dans grubu "Parlak Şapkalılar"
İstanbul'da, dinç kalmak ve sosyalleşmek için bir araya gelen yaşları 65 ile 84 arasında değişen emeklilerden oluşan "Parlak Şapkalılar" isimli dans grubu, sokak ve huzurevlerinde yaptıkları gösterilerle genç dansçılara ilham verirken, akranlarına da moral aşılıyor.
İstanbul'da, dinç kalmak ve sosyalleşmek için bir araya gelen yaşları 65 ile 84 arasında değişen emeklilerden oluşan "Parlak Şapkalılar" isimli dans grubu, sokak ve huzurevlerinde yaptıkları gösterilerle genç dansçılara ilham verirken, akranlarına da moral aşılıyor.
Dans eğitmeni Zerrin Gün, yaş almış kişilerin daha dinç, sağlıklı ve sosyal olmaları için yaklaşık 8 yıl önce harekete geçerek, hayali olan projeyle tamamı emeklilerden oluşan "Parlak Şapkalılar" dans grubunu kurdu.
Hareketsiz bir yaşam yerine dansı tercih ederek hem bedenlerini hem ruhlarını "emekli" etmeyenlerden oluşan grup, dans serüvenlerine çaça, bachata, salsa ile başladı. Dans grubu, zaman içinde eğitimlerle 12 koreografiye ulaştı.
Kadıköy Belediyesi 19 Mayıs Mahallesi Sosyal Hizmet Merkezi'nde haftanın belli saatleri eğitimlerine devam eden dans grubu, huzurevlerinde kalan yaşlıları da ziyaret ederek dans performanslarını sergiliyor.
Yaşları 65 ile 84 arasında değişen dansçılar, hareket ederek daha sağlıklı yaşamayı, hayat enerjilerini yüksek tutmayı, psikolojik açıdan mutlu hissetmeyi ve enerjilerini akranlarına aşılayarak onları hayata bağlamayı hedefliyor.
Genç dansçılara da ilham veren "Parlak Şapkalılar" dans grubunun en büyük hayali, başlattıkları projenin Türkiye'nin her yerine yayılması.
"Dans ederek ilacı, doktoru bırakanlar var"
Zerrin Gün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaş almış kişilerin evlerinde zaman geçirmek yerine sokağa çıkıp dans ederek sosyalleşmeleri misyonuyla böyle bir proje geliştirmeye karar verdiğini söyledi.
Gün, grubun adını Parlak Şapkalılar koymasının nedenine ilişkin, "Gruba da bir isim takmak gerekiyordu. Şapka bizim için hem gösterişi hem de bir şeyleri kamufle edecek bir şeydi. Bu yüzden böyle bir isim bulduk. Grubu kuralı yaklaşık 8 yıl oldu. Grupta 26 üye var." dedi.
Grup üyelerinin dans ederek hem daha dinç olduklarını hem de sosyalleştiklerini kaydeden Gün, şunları söyledi:
"Dans ederek ilacı, doktoru bırakanlar var. Psikolojik olarak kendilerini daha iyi hissettikleri için bizimle beraberler. Buraya gelen insanlar yaş aldıkları için hayatın bütün yükleri omuzlarındaydı. Anlattıkları çok hikayeler var. Hayatlarında çok şey değişti. Dünya sokak danslarıyla koreografiler yapıyoruz. Bu koreografiler içinde beyinleri çalışıyor, aktif bir bedene sahip oluyorlar. Sabahın erken saatinde koştular, geldiler, hazırlandılar, süslendiler. Bu çok önemli, içlerindeki dünyayı dışarıya yansıtıyorlar. Birlik, beraberlik, mutlu oluyorlar. İçimizde doktora gidip sonrasında koşa koşa buraya gelenler var."
"Özellikle gençlerden tebrik alıyoruz"
Grubun örnek olmasını arzuladığını ifade eden Gün, talep gelmesi durumunda farklı şehirlerde gönüllü eğitimler vermek istediğini söyledi.
Zerrin Gün, sokakta dans ederken verilen tepkilerin çok güzel olduğunu, özellikle gençlerin hayranlıkla izlediğini kaydederek, "Gençler 'Çok şaşırdık, annem de gelsin, ne kadar güzel.' diyorlar. Özellikle gençlerden tebrik alıyoruz. 'Dans ediyoruz.' dediğimize insanlar çok şaşırıyor. Dansa ilk dönemlerde çaça, bachata, salsa ile başladık. Vücutlar bunları benimseyince koreografilere başladık. Yaklaşık 12 koreografi üzerinde çalışıyorlar, öğrenmeleri çok kolaylaştı." diye konuştu.
Büyük bir salonda daha çok kişiye ulaşmayı hedeflediğini kaydeden Gün, "En büyük hedeflerimden biri huzurevlerinde gösteri yapmaktı. Oraya gitmeyi çok seviyorum. Bizi çok güzel karşılıyorlar. Müziklerimizin hepsi 70-80'li yıllara ait olduğu için dans ederken onlar da şarkının sözlerine eşlik ediyor. Gruba katılmak isteyenler oluyor. Sokakta yolumu kesip Parlak Şapkalılara katılmak isteyenler çok oluyor." ifadelerini kullandı.
İmkan sağlanırsa ülkedeki huzurevlerini gezip dans gösterisi yapmak istediklerini belirten Gün, "Gelsinler, dans etsinler, hepsinin evlerinden çıkıp gelmelerini istiyorum. Hem ruhlarına hem sağlıklarına hem de hayatlarına neşe getiren bir konumdayız. Evdekiler de bize gelsin." dedi.
"Hareketlerim daha da kuvvetlendi"
Emekli eczacı 81 yaşındaki Fahire Seçkiner, Alzheimer hastası eşini terapi merkezine getirdiğinde o esnada kendisini oyalamak için bir şeyler ararken Zerrin Gün ile tanıştığını ve kendini grubun içinde bulduğunu anlattı.
Dans etmenin kendisine çok iyi geldiğini dile getiren Seçkiner, şöyle konuştu:
"Hasta eşime çok alaka gösterdim. Yıprandığımı, sinir sistemimin bozulabileceğini düşünürken dans etme teklifi bana can kurtaran simidi gibi geldi. Dans, benim ruhuma çok iyi geldi. Evde bile hareketlerim değişti. Hareketlerle kas kabiliyetim, motivasyonum, zekam arttı. Yaş ilerledikçe beyinler küçülmeye başlar, benim vücudumda serotonin fazlalaşmaya, beynim daha iyi çalışmaya başladı. Çok şey kattı bana, çok mutluyum. Çevremdeki insanlar tebrik ediyor, onlar da katılmak istiyor. Çevrem, arkadaşlarım değişti. Hareketlerim daha da kuvvetlendi. Bizim yaşlarda yürürken denge bozukluğu olur, bende denge bozukluğu yok. Böyle bir topluluk, hareket bize lazım."
"Kolesterol, tansiyon, şeker hastasıyım. Dans ile bunlarda düzelme oldu"
75 yaşındaki Ayşegül Alptekin, dans ile öz güveninin arttığını, hayatında çok şeyin değiştiğini belirterek, "Yolda yürürken sergilediğim ciddiyetim gitti, daha sevimli, daha sevecen oldum. Arkadaşlarım da bunun farkında, çevre edinmiş oldum." diye konuştu.
Birçok sosyal faaliyetlerinin olduğunu aktaran Alptekin, "Kolesterol, tansiyon, şeker hastasıyım. Dans ile bunlarda düzelme oldu. Çoğu arkadaşım evde oturuyor, dizleri ağrıyor, ben bunu engelliyorum. Dansla cildim bile güzelleşti, fiziğimin de çok değiştiğini söylüyorlar. Benim amacım gençlerin bizi görüp, onların yüzlerinin gülmesi. Eşim de bazen bana evde dans ederken eşlik ediyor. Huyum çok değişti, önceden daha soğuktum, şimdi daha güler yüzlüyüm. Bunu dans ile başardım." ifadelerini kullandı.
"Neresi olursa olsun biz her zaman dansa hazırız"
Hemşire Leman Atlı, emekli olduğu gün meme kanseri olduğunu öğrendiğini, tedavi sürecinde kendisine dansın iyi geleceğini düşünüp tango yapmaya başladığını dile getirdi.
Bu süre içinde Zerrin Gün ile tanışarak gruba dahil olduğunu ve birlikte eğitimler vermeye başladığını anlatan Atlı, "Dans ile öz güvenim yerine geldi. Park, AVM, sokak neresi olursa olsun biz her zaman dansa hazırız. Beli ağrıyan kişiler bile buraya geldiklerinde kendilerini çok iyi hissettiklerini söylüyor. Ruhsal olarak evdeki sorunlarını evde bırakıp buraya gelen bir sürü arkadaşımız var, torunlarıyla gelen kişiler var. Eşlerini Alzheimer merkezine getirip dansa gelenler var." diye konuştu.