Haberler

Bdp'den Akıllı Tahta Sistemine Mobese Benzetmesi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

BDP, 4+4+4 yeni eğitim modeli teklifiyle ilgili muhalefet şerhini verdi BDP, 4+4+4 yeni eğitim modeli teklifiyle ilgili muhalefet şerhini verdi.

BDP, 4+4+4 yeni eğitim modeli teklifiyle ilgili muhalefet şerhini verdi BDP, 4+4+4 yeni eğitim modeli teklifiyle ilgili muhalefet şerhini verdi. Değişikliğin; eğitimin "bilişim teknolojileri" adı altında devasa bir pazara dönüştürülmesi ve eğitimin tamamen sermayenin emrine sokulması olmak üzere iki hedefi olduğunu ileri süren BDP akıllı tahta sistemini de "Mobese mantığı pedagojiye girecek" diye eleştirdi.

Tartışmalı bir komisyon toplantısında kabul edilen zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartarak kesintisiz eğitime son veren teklifle ilgili muhalefet şerhini veren tek parti BDP oldu. Milli Eğitim Komisyonunun BDP'li üyesi Mülkiye Birtane imzasıyla verilen muhalefet şerhinde yapılan eleştiriler şöyle oldu:

-"DEĞİŞİKLİĞİN AMACI İMAM HATİPLER DEĞİL"-

Bu değişiklik yalnızca dindar gençlik yetiştirme projesinin bir parçası, kız çocuklarını okuldan alarak eve hapsetmenin ilk uygulaması olarak nitelendirilemez. Bu uygulama aslında eğitimde yapılmak istenen neoliberal dönüşümün bir parçasıdır. Bu değişiklik ile bir yandan eğitim tümden bir piyasa malzemesi yapılırken diğer yandan da aynı mantıkla piyasanın emrine bırakılmaktadır.

-"28 ŞUBAT'I GERÇEKLEŞTİREN ZİHNİYETLE AYNI"-

Nasıl AKP'den önceki militarist, otoriter, ulusçu zihniyet tek tip (otoriter, katı ulusçu) insan yetiştirmeyi hedefleyerek bilimsellikten uzak ve tamamen ideolojik bir değişiklikle eğitimi kesintisiz zorunlu 8 yıla çıkardıysa; bugün de AKP 28 Şubat'ı gerçekleştiren zihniyete benzer bir yaklaşımla, halkın sorunlarını ve taleplerini görmezden gelerek eğitimde yapısal bir değişikliğe gidiyor.

-DEĞİŞİKLİĞİN İKİ GİZLİ BOYUTU-

Bu değişikliğin iki gizli boyutu bulunmaktadır. Birincisi eğitimin "bilişim teknolojileri" adı altında devasa bir pazara dönüştürülmesi diğeri ise eğitim sisteminin tamamen sermayenin emrine sokulmasıdır. Okulların fiziki alt yapı yetersizlikleri yerli yerinde dururken, FATİH Projesi ile milyarlarca liralık teknolojik yatırım yapılması, kafalarda büyük bir soru işareti yaratıyor. 42 bin okulda 620 bin dersliği akıllı tahta, projeksiyon cihazı, internet, çok amaçlı yazıcı ve 16 milyon öğrenciyi tablet bilgisayarla donatmayı hedefleyen eğitimde FATİH Projesi "eğitimde fırsat eşitliği, teknoloji kullanımı" adı altında eğitim bütçesinin sermayeye aktarılmasından başka bir şey değildir. Eğitimde teknoloji kullanımı önemlidir. Fakat eğitimde niteliği artıran tek şey teknoloji değildir. Alt yapı, öğretmen sorunları çözüme kavuşturulmalıdır.

-"EĞİTİMDE MOBESE MANTIĞI"-

Eğitimde FATİH Projesinin diğer bir amacı ise, merkezi kontrolün güçlenmesidir. Artık akıllı tahtalarla bütün okullara tek merkezden yayın yapılacak, ders verilecektir. Akıllı tahtalar dersi kameraya kaydedecek ve her ders merkezden izlenebilecektir. "Mobese" mantığı pedagojiye girecektir. Bu, yeni ve sert bir yönetim biçimidir. Öğretmenlerin performansları daha bir gözetlenebilecektir. Teknolojik yoğun eğitim ile öğretmen ve öğrencinin yorum yapma yetisi körelecek ya da gelişimi engellenecektir.

-"İŞSİZ MESLEK LİSELİLERDEN HABERDAR DEĞİLLER Mİ?-

Bu yasa metnini hazırlayanlar ülkemizde meslek liselerindeki öğretimin ve meslek lisesini bitirebilenlerin durumunun iç karartan sonucundan haberdar değiller mi? AKP bugün bu karanlık tabloyu düzeltmek yerine daha da derinleştirmeye çalışıyor. Sonuç itibari ile bu değişiklikle sermayenin ihtiyaç duyduğu kalifiye ucuz iş gücü yine kamu kaynaklarıyla oluşturulacak. Bu uygulama ile yoksullara üniversite kapıları kapatılacak, doktor olma avukat olma mühendis olma hayal olacak! Yoksulsun sen yoksul kal denilecek!

-"EĞİTİMDE YERELE SÖZ HAKKI VERİLSİN"-

Eğitimde merkeziyetçi tekçi uygulamalar Türkiye'nin en önemli sorunudur. Türkiye farklı aidiyetlerden, farklı sınıflardan, farklılıklardan oluşmuş bir ülkedir. Böyle bir ülkede katı merkezi, yereli dışlayan yok sayan politikalar başarısız kalmıştır. Eğitim bu nedenle farklılıkların özgünlüğüne uygun yerel inisiyatifler üzerinden verilmelidir. Eğitimde demokratik özerk bölgeler oluşmalı, halk eğitimde söz ve karar sahibi olmalıdır. Katı merkezi asimilasyoncu ve anti demokratik eğitim reddedilmelidir. - Ankara

Kaynak: ANKA / Güncel
Tunceli'de kayyum gerginliği! Polis barikatını aşmak istediler

Polisle kalabalık arasında arbede çıktı

Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan kayyum tepkisi

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan kayyum tepkisi

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi feci şekilde can verdi

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi 20. kattan düşerek can verdi

title