Baykal: Anketlere Yanıtı Vatandaş Verecek
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Bazı Gazetelerde de Yayımlanan Anket Sonuçlarına Yönelik Olarak, 'Bu Anketlere Yanıtı Pazar Günü Vatandaşlarımız Verecektir.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bazı gazetelerde de yayımlanan anket sonuçlarına yönelik olarak, ''Bu anketlere yanıtı pazar günü vatandaşlarımız verecektir. Beklentim AKP'nin milletten bir ders almasıdır. CHP'nin ciddi bir destekle yükseleceğini düşünüyorum ve Türkiye'nin seçimden sonra yeni bir Türkiye olacağına güveniyorum'' dedi.
Baykal, NTV'de katıldığı canlı yayında soruları yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tek başına iktidara gelemezlerse siyasetten çekileceği yönünde bir açıklama yaparak, kendisi ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye de bunu yapmaları için çağrıda bulunduğunun hatırlatılması üzerine Baykal, herkesin kendi siyasi hayatıyla ilgili karar alma hakkı bulunduğunu ancak, hiç kimsenin bir başkasının siyasi hayatına ilişkin karar alma hakkı olmadığını söyledi.
Baykal, diğer liderlerin nasıl tavır izleyeceğine Başbakan Erdoğan'ın karar veremeyeceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Diğerleri yapar yapmaz sana ne... Ben senin icazetinle siyaset yapıyor değilim ki. Senden önce vardım, öyle anlaşılıyor ki senden sonra da var olmaya devam edeceğim. Bir Başkakan, 'şu şartla-bu şartla bırakırım' demeye başladıysa artık yolun sonu görünmüş demektir. Sona yaklaşan bir siyasetçi, 'ayrılma' söylemini son bir güç kazanma umudu içinde kullanıyorsa, bu son mermisini de ateşliyor demektir.''
Partisinin seçimlerde alacağı sonuca ilişkin beklentisinin sorulması üzerine Baykal, ''Kantitatif bir başarı tarifim yok. Ben başarıyı görev yapmak olarak görüyorum. Benim görevim CHP Genel Başkanı olarak Türkiye'ye yönelik olduğunu düşündüğüm tehlikeleri, tehditleri topluma yansıtmak ve onları harekete geçirmek'' dedi.
Baykal, bazı gazetelerde de yayınlanan anket sonuçlarına yönelik bir soruyu da şöyle yanıtladı:
''Bu anketlere hiçbir yanıtım yok. Bu anketlere yanıtı pazar günü vatandaşlarımız verecektir. Beklentim AKP'nin milletten bir ders almasıdır. CHP'nin ciddi bir destekle yükseleceğini düşünüyorum ve Türkiye'nin seçimden sonra yeni bir Türkiye olacağına güveniyorum. Bu Türkiye'yi sağlamaya çalışıyoruz. Ben hiçbir seçimde herhangi bir matematiksel oran telaffuz etmedim. Bu doğru değil, mümkün de değil. Bu konuda tahmin yapanların defalarca gülünç hale geldiğini yaşadık.''
Baykal, Türkiye'nin bu seçimden mutlaka yeni bir iktidar çıkarması gerektiğini ve ülkenin buna ihtiyacı olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Eğer böyle olmazsa Türkiye çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalır, bunu çok açık şekilde görüyorum. Bugünkü iktidar Türkiye'nin başına çok iş açacak, eğer meydanı boş bulursa. Eğer bildiğiniz anlayışını, yaklaşımını önümüzdeki dönemde serbestçe uygulama durumunda olursa Türkiye'nin başına çok iş açacaktır, bundan hiç tereddütüm yok. Ama milletin bunun farkına vardığını kesinlikle böyle bir olaya fırsat vermeyeceğini ve yeni bir tablo oluşturacağını düşünüyorum.''
Baykal, bir başka soru üzerine Başbakan Erdoğan'ın AK Parti'nin alacağı oy oranıyla ilgili açıklamalarının sürekli değiştiğini savunarak, ''Yüzde 40 ile başladı, 310 dedi. '276'yı bulamazsam bırakırım' daha sonra 'bırakmam' dedi. Bunları konuşmanın anlamı yok'' dedi.
Baykal, Parlamento'ya üç partinin gireceğine yönelik tahminlerde bulunulmasını da doğru bulmadığını kaydederek, ''Haksızlık yapmayalım belki DP, Genç Parti de girecek. Nereden biliyoruz. Birileri esip savuruyor. Bunların konuşulması dahi çok yanlış, vatandaşa saygısızlık'' diye konuştu.
Seçimlerden sonra gündeme gelecek cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik bir soruyu da yanıtlayan Baykal, şunları söyledi:
''Geçen deneme herkese başta Başbakan'a olmak üzere uzlaşmanın gerekli olduğunu öğretmiş olmalıdır. Uzlaşmadan geçen parlamentoda seçilememişti, bu parlamentoda hiç seçilemez. Bu nedenle uzlaşma zorunludur, anayasamız da zaten bunu öngörmüştür. Uzlaşmaya mecburuz. Biz CHP olarak uzlaşma gereğinin farkındayız ve buna geçen dönem katkı yapmaya çalıştık. Ama Sayın Başbakan'ın tavrı nedeniyle seçilemedi. Herhalde bunu kendisi de görmüş olmalı ki kısa bir süre önce 'yeni Meclis uzlaşmayla cumhurbaşkanını seçmeli' dedi. Uzlaşmayı prensip olarak kabul etmesi doğrudur. Biz CHP olarak gelecek parlamentonun uzlaşmayla bir cumhurbaşkanı seçmesine katkı veririz. Bu konuda üzerimize düşeni yaparız.''
Çok partili bir parlamentoda bir siyasi partinin cumhurbaşkanı adayının diğer partilerce kabul edilmesini ''çok küçük bir olasılık'' olarak gördüğünü kaydeden Baykal, ''Yani büyük bir olasılıkla partiler ancak partiler dışından tarafsız birinin etrafından uzlaşma eğilimi içinde olacaklardır. Bu bir öngörüdür, bir tahminimdir benim'' dedi.
Baykal, cumhurbaşkanının seçilememesi durumunda genel seçimlerin yenilenmesi gerektiğine dikkat çekerek, dayatmacı bir anlayışla cumhurbaşkanının seçilememesi ve yeni bir seçimin gündeme gelmesi durumunda seçmenin ''bunu yapan partiye müthiş bir ders vereceğini, aklı başında hiç kimsenin bunu göze almayacağını, parti liderlerinin bunu deneyemeceğini''söyledi.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın Meclis dışından cumhurbaşkanı seçilmesi önerisiyle ilgili olarak, ''550 milletvekili içinden hiçbiri buna layık değil mi'' değerlendirmesi yaptığının hatırlatılması üzerine de Baykal, ''Sayın Ağar inşallah Meclis'e gelir. AKP'li birini cumhurbaşkanı yapmak için oy verme niyetindeyse bunun gereğini yapmakta serbesttir. Takdir onundur'' dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''seçimlerden hemen sonra bürokraside büyük bir tasfiye hareketine gidilmesine yönelik hazırlıklar yapıldığı'' yönünde haberler aldıklarını savunarak, ''Bu çerçevede yapılacak olan tayinlerin tümü geri alınacaktır. Bu tayinlerde işbirliği yapanlara tümünün hesabı sorulacaktır'' dedi.
-"Apo bağlantısı çok açık"-
Baykal, DTP eski Genel Başkanı Ahmet Türk'ün partileri ''Kürt düşmanlığı'' yapmakla suçladığının anımsatılması üzerine ''Hiçbir şekilde bunu kabul etmiyorum. Biz Kürtleri seviyoruz. Toplumun her kesimini seviyoruz. Bu konuda hiç bir tereddüt yoktur. Biz terörü, teröristi sevmiyoruz'' diye konuştu.
Baykal, ''Bağımsız olarak gelecek olan DTP'lilerle cumhurbaşkanlığı konusunda bir masa etrafında oturulacak mı oturulmayacak mı?'' sorusunu da şöyle yanıtladı:
''Teröre karşı tavrını netleştirmeyen hiç kimseyle bir masa etrafında uzlaşma aranmaz. Uzlaşma güzel bir kavram ama temel kuralı masada silah olmayacaktır. Canım masada değil, masanın arkasında silah var, 'ben bir silahlı terör örgütünün cephe örgütüyüm, silah değil söz kullanırım' böyle bir şey olmaz. Terörle ilişkisi kesilmeden hiç kimseyle siyasi müzakereyle sonuç alınamaz. Silah tehdidiyle uzlaşma olmaz. PKK'nın terör örgütü olduğunu DTP'lilerin söylemediğini, söyleyemeyeceğimi biliyoruz, kendinizi niye kandırıyorsunuz. Apo bağlantısı çok açık, Öcalan'dan kopuk bir DTP düşünebiliyor musunuz, kendileri düşünebiliyorlar mı? Bu çok açık.''
Kuzey Irak'ta yaşanan gelişmelere değinen Baykal, ''Hizbullah'ın, HAMAS'ın, Filistin coğrafyasındaki etkinliğini Anadolu'ya doğru taşımak mı istiyorlar? Türkiye'yi tehlikeli bir çatışmanın tarafı mı yapmak istiyorlar? Olay, Güneydoğu Anadolu sorunu değil, Türkiye sorunu. Orada yaşayan tüm insanları eşit, karnı tok, şerefli insanlar olarak yaşatacağız'' dedi.