Baydemir: Aday değilim, kadın başkan olacak SAN
Şenhan Bolelli - Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) içinde tartışmalara neden olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) adlı yeni siyasi oluşumla ilgili olarak...
Şenhan Bolelli - Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) içinde tartışmalara neden olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) adlı yeni siyasi oluşumla ilgili olarak "BDP'nin Türkiye halklarıyla buluşmasını hayati derecede önemli görüyorum. 'Kucaklaştırmayı sağlayacak ne kadar araç varsa tümünü değerlendirmemiz gerekiyor'' dedi.
İspanya'nın San Sebastian kentinde düzenlenen ''Yerelden barışı tesis etmek'' başlıklı uluslararası konferansa katılan Baydemir, burada AA muhabirine yaptığı açıklamada, görev yaptığı 10 yıllık görev sürecini Diyarbakır halkının kalkınmasına hizmet için adadığını belirterek, "Görevde bulunduğum son saniyeye kadar Diyarbakır için, Diyarbakır halkı için hizmet etmenin heyecanını taşıyacağım'' diye konuştu.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) kadın meclisinin kararıyla 2014 yılındaki yerel seçimlerde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı adayının kadın olacağını hatırlatan Baydemir, ''Kadın adayın kim olacağı parti içinde seçimle belirlenecek. Ben de partimizin aldığı bu kararı büyük bir memnuniyetle destekliyorum. Nasıl ki bir bayrak onurla taşınabiliyorsa günü geldiğinde onurla da devretmesini bilmek gerekiyor. Bayrağı devrettikten sonra da Diyarbakır'da yaşamaya ve Diyarbakır halkına hizmet etmeye devam edeceğim'' ifadelerini kullandı.
Kendisini siyasetçiden daha çok insan hakları aktivisti olarak tanımlamayı tercih ettiğini belirten Baydemir, belediye başkanlığını bırakmasından sonra da bir sivil toplum örgütü, dernek, sendika veya siyaset kulvarının içerisinde olabileceğini söyledi. Baydemir, ''Halkımın nerede bana ihtiyacı varsa, barış ve demokrasi mücadelesinin nerede bana ihtiyacı varsa, büyük bir memnuniyetle, legal, demokratik kanallar içinde olması kaydıyla katkımı sunmaya hazırım'' dedi.
Baydemir, BDP içinde tartışmalara neden olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) adlı yeni siyasi oluşumla ilgili olarak ise şunları söyledi:
''Kendi hesabıma, Türkiye'deki bütün halklarla, bütün ötekilerle, bütün farklılıklarla ortak bir kadere sahip olduğumuza inanıyorum. Eğer, tırnak içerisinde belirterek, Türkiye partisi olacaksak, BDP'nin bütünün parçası olmayı hedeflediğini hatırlatmak gerekiyor. BDP, Kürtlere demokratik bir statü ile Türkiye bütünlüğünün bir parçası olarak kalmayı hedefliyor. O halde sadece devlet ile barışmayı değil halkların birbiriyle barışmasını sağlamamız gerekiyor. Dolayısıyla halkların buluşmasını sağlamamız gerekiyor. Ben BDP'nin, Türkiye halklarıyla Türkiye'nin bütün farklılıklarıyla buluşmasını, hayati derecede önemli olduğunu düşünüyorum. Maalesef 30 yıllık zaman dilimi ve çatışma duygusal kırılmalara yol açtı. O halde, Türkiye'nin bütün dinamikleriyle buluşmak, ortak platformda bir araya getirmek, zaman zaman ittifaklar kurmak, ortak deklarasyonlarla hareket etmek bence Türkiye halklarını birbirine yakınlaştıracaktır. Kucaklaştırmayı sağlayacak ne kadar araç varsa tümünü değerlendirmemiz gerekiyor.''
BDP'nin Türkiye'deki tüm siyasi partiler içerisinde iç demokrasinin, iç tartışmanın en yoğun olduğu siyasi parti olduğunu savunan Baydemir, tartışmaların partiye güç kaybettirmeyeceğini, aksine partinin çoğulculuğunu güçlendireceğini ve halka daha yakın bir hareket haline dönüşmesine yardımcı olacağını ileri sürdü.
-''Türkiye, Ortadoğu'da bir model ülke olabilir"-
Türkiye'nin Ortadoğu'da demokrasisiyle bir model ülke olabileceğini ancak bunun başarılması için önce kendi coğrafyasında, kendi Kürt yurttaşlarıyla barışmayı başarması gerektiğini vurgulayan Baydemir, Türkiye Kürtleri olarak hedeflerinin bir rejim yıkıp, oradan yeni bir rejim inşa etmek değil. Türkiye'nin bütünlüğü ve demokratik bir rejim içinde yaşam sürdürmek olduğunun altını çizdi. Baydemir, bu nedenle de BDP'nin hükümetin reform yapma aşamasında zorlayıcı, demokratik baskı uygulayan bir pozisyonu olduğunu kaydetti.
Türkiye'deki barış sürecine terörün tüm mağdurlarının da dahil olması gerektiğini vurgulayan Baydemir, ''Geçmişin acılarını, travmalarını yok sayarak aydınlık bir gelecek kurma şansımız yok. A'dan Z'ye kimin mağduru veya kimin eyleminin mağduru olduğuna bakılmaksızın geçmişimizle yüzleşmemiz gerekiyor. Mağdurları kesinlikle sürecin içerisine dahil etmek gerekiyor. Aslında, yerel bir deyişle mağdurlarla helalleşmemiz gerekiyor, hesaplaşma değil. Bence helalleşmede bir anlamda geçmişin negatif yönlerini reddederek bir hesaplaşma da gerçekleşmiş olacaktır'' diye konuştu.