Batman Hatemi.Silahların Sustuğu Dönemde Siyaset Devreye Girmeli "Akil İnsanlar'la Görüşen Oğlu...
Hatemi.Yaklaşık 4 yıldır Diyarbakır Cezaevi'nde tutuklu olan Batman Belediye Başkanı Nejdet Atalay'ın evini ziyaret eden Akil İnsanlar Heyeti'ni, tutuklu başkanın eşi Devrim Atalay kapıda karşıladı.
Hatemi: SİLAHLARIN SUSTUĞU DÖNEMDE SİYASET DEVREYE GİRMELİ
Yaklaşık 4 yıldır Diyarbakır Cezaevi'nde tutuklu olan Batman Belediye Başkanı Nejdet Atalay'ın evini ziyaret eden Akil İnsanlar Heyeti'ni, tutuklu başkanın eşi Devrim Atalay kapıda karşıladı. Kalabalık heyetin apartmana girişini gören komşularının "Belediye Başkanı tahliye mi edildi?" sorularını tebessümle karşılayan Kezban Hatemi, "Barış sürecinde artık silahların sustuğu dönemdeyiz. Artık siyasetin devreye girmesi gerekiyor. Özellikle siyasi söylemlerinden dolayı siyasetçilerin önü tıkanmamalı. Belediye başkanını halk seviyor. Seçilenlerin tutuklu olması adaletsizliktir. Bu süreçte kardeşliğin bir araya geleceğine inanıyoruz. Siyasetçilerin bırakılacağı günler yakındır. Hani derler ya; 'Bu da geçer yahu.' Umarız kısa zamanda Atalay ailesinin yüzü güler" dedi.
Devrim Atalay, çocukları Siyabend ile Öykü'nün babalarının bırakılacağı günü özlemle beklediklerini belirterek, "KCK, siyasi bir davadır. Önce belediye başkanları bırakılmalı. 4 yıldır Batman'dayız. Eşim yüzde 70 oyla belediye başkanlığına seçildi. Her şeyden önce tutuksuz yargılanabilirdi. Bu siyasi bir davadır. Halklar arasında hiçbir sorun yok. Ben de Türk'üm, Kürt değilim. Halk olarak biz hep iç içe olduk. İki topluluk da birbirinden kız alıp verdi. Eşimle gurur duyuyorum ve bir an önce eşimin serbest bırakılmasını istiyorum" diye konuştu.
"KALICI BARIŞ İÇİN MAYINLARIN TEMİZLENMESİ GEREKİYOR"
Heyette bulunanlar Batman'da 3 yıl önce Özdemir kardeşler ile Güney Raman sahasında çıkan yangını söndürmeye giderken, yola PKK'lılar tarafından döşenen mayını patlaması sonucu ölen İHD ve Batman Barosu eski başkanı Sedat Özevin'in öğretmen eşi Hülya Özevin'i de ziyaret etti. Heyet üyeleri aile fertleriyle konuşarak acılarını paylaştıklarını söyledi. Akil İnsanlar Heyeti Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, amaçlarının acıları yenilemek değil, paylaşmak olduğunu belirtirken, şöyle konuştu:
"Olay sonrasında ciddi bir dezenformasyon yapıldı. Her şeyden önce Sedat Özevin, bir insan hakları savunucusuydu. Onu kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Mayın patlaması sonucu o ve diğer arkadaşlarını kaybettik. Maalesef halen mayınlar var. Kalıcı barışlar için mayınların temizlenmesi gerekiyor. Mayınlar adres tanımıyor ve halen can alıyor. Asker ya da sivil farketmiyor. Can alan mayınlarla hükümetin mücadele etmesi gerekiyor. Özellikle mayınların zaman kaybı olmadan temizlenmesi, insanlık görevidir. Ben Balıkesirliyim, ama eşimle burada mutlu bir yaşamımız vardı."
Son süreçle birlikte herkesin umutlandığını anlatan Özevin, barışın Kürtler'in yanı sıra Ermeniler ve diğer azınlıklarla olması gerektiğini ifade ederek, "Artık kan akmasın. Kan akmaması için de etkin mücadele yöntemine girilmeli. Kürtler'in ana dilde eğitim ve benzer hakları verilmeli. Örneğin Alevi ve Ermeniler de bu sürece dahil edilmeli. Akil insanların çabaları çok önemli. Her kesimin bu işe müdahil olması lazım. Yeni Anayasa'da da sivil toplumun önerileri dikkate alınmalı. Askerliğin zorunlu olmamasını isterim. Vicdani ret yasallaşmalı" dedi.
Akil insanlar heyeti daha sonra Turgut Özal Bulvarı'ndaki esnaf ziyaretlerine devam etti.
ACILI BABA İÇİNİ HATEMİ'YE DÖKTÜ
Görev yaptığı Muş-Hasköy Jandarma Karakolu'nda 6 Mart 2013 tarihinde intihar ettiği açıklanan Abdurrahman Çiftçi'nin babası Zübeyir Çiftçi, heyet üyesi Kezban Hatemi'ye içini döktü. Oğlunun terhisine 3 ay 20 gün kala şüpheli bir ölümle kurban gittiğini, intihar ettiğinin öne sürüldüğünü anlatan Çiftçi, olayın aydınlatılmasını istedi. Askeri mahkemede açılan davanın takipsizlikle sonuçlandığını söyleyen Zübeyir Çiftçi, "Olayın hemen ardından gittiğimiz Muş-Hasköy'de maalesef bazı deliller karartılmıştı. Silah da oğlum Abdurrahman'ın değildi. Başkasının silahı, ona sonradan zimmet ettirilmişti. Kafamızda halen soru işaretleri var. Karakol nizamiyesi önünde oğlumun bir görüntüsü var, başka da bir görüntüsü ortada yok. Karakolun bazı komutanları oğluma baskı yapıyordu. Daha önce de oğlum bu isimleri bizimle paylaşmıştı. Hatta oğlumun ayaklarında darp izleri vardı. Olay apar-topar kapatılmıştı. Biz bu olayın takipçisiyiz" dedi.
Heyet üyeleri daha sonra bazı kahvelere giderek buradakilerle görüştü. Görüşme sırasında bazı kişilerin Karadeniz'de Akil İnsanlara yönelik tepkilerine anlam veremediklerini ve bu sürecin barışı gölgelemesinden duydukları endişeyi dile getirmesi üzerine Kezban Hatemi, "Hiç merak etmeyin. Süreçte hiçbir sapma yok. İt ürür, kervan yürür" dedi.