Batı Medyasının Hedefi İslam ve Türkiye"
İletişim uzmanı Ali Saydam, Batı medyasının iki yüzlü tutumunu eleştirerek, "İslam'ı şiddetle ve cinsel saldırılarla anmak istiyorlar.
SEFA MUTLU - İletişim uzmanı Ali Saydam, Batı medyasının iki yüzlü tutumunu eleştirerek, "İslam'ı şiddetle ve cinsel saldırılarla anmak istiyorlar. Bu sadece soyut bir düşmanlık değil. Türkiye üzerinden İslam alemini izole ederek saldırıyorlar." dedi.
Saydam, Batı medyasında Türkiye'ye yönelik algı operasyonlarını değerlendirdi. Avrupalıların Türkiye'de medyaya yönelik baskılar olduğu yönünde propaganda yaptığını dile getiren Saydam, "Kapatılan yayın organları yayımladıkları yazılar nedeniyle bu işleme tabi tutulmadılar. Bunlar doğrudan teröre destek verdikleri için kapatıldı. Burada, yasal olmayan bir işlem de yok. İki yüzlülük yapıyorlar. Can Dündar, pasaportla yurt dışına çıkıyor. Orada, Türkiye aleyhine beyanat veriyor. Türkiye'de diktatörlük olsa sen pasaportla yurt dışına çıkabilir misin? Bunu da Alman gazeteci yiyor. 'Sen nasıl yurt dışına çıktın?' diye sormuyor. Batı medyasının tutumunda 15 Temmuz öncesi ve sonrasında da bir değişiklik yok." diye konuştu.
Saydam, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın terör örgütlerini desteklediği konusunda da uzun süredir algı oluşturulmaya çalışıldığına dikkati çekerek, bunun içeride FETÖ tarafından MİT tırları konusunda yapıldığını anımsattı.
Bu tür çalışmaların Batı'da sistematik şekilde sürdürüldüğünü anlatan Saydam, Alman basınında Erdoğan aleyhine yayınların devam ettiğini söyledi.
Saydam, yalanlara dayalı saldırıların düzenli ve sistematik olduğunu aktararak, Batı'daki söylemleri yurt içinde dillendiren kişilerin varlığına dikkati çekti.
"Türkiye son derece demokratik davranıyor"
Bu kişilerin kendilerini "Aydın" olarak tanımlamasının komik bir durum olduğunu dile getiren Saydam, şöyle devam etti:
"Bunlar dışarıyla aynı türküyü çığıran kişilerdir. Türkiye'nin direnmesi, halkın devletiyle bütünleşmesi sonucunda aldığı tavır nedeniyle bunlar yavaş yavaş geri adım atmaya başladılar. Bunun en tipik örneği de İsveç'ten gelen açıklamalar ve Biden'ın Türkiye'ye gelmesidir. 'Darbecilere orantısız güç uygulamayın' diyorlar. Darbeciler, orantılı bir güç mü uyguladı? Allah'ı var Türkiye çok demokratik davranıyor."
Saydam, Türkiye'yi ve Türk halkını cinsel içerikli ithamlarla karalanmasına ilişkin, "Burada sadece Türkiye'ye vurmuyorlar. Bir yandan da İslam'a vuruyorlar. Soğuk savaşın sonunda bir derginin kapağına kara çarşaflı bir kadın koyarak, 'Yeni düşmanımız İslam' başlığı atıldı. Bu süreçten sonra ne kadar mel'un varsa İslam aleyhine bir araya geldi. İslam'ı şiddetle ve cinsel saldırılarla anmak istiyorlar. Bu sadece soyut bir düşmanlık değil. Türkiye üzerinden İslam alemini izole ederek saldırıyorlar" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Batı'da algı konusunda gerekli çalışmaları yapmadığını ve bu alanı boş bıraktığını savunan Saydam, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yalnız bırakıldığını söyledi.
Ali Saydam, Türkiye algısının iyi yönetilemediğini ifade ederek, şunları söyledi:
"2010'da kurulmuş Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü'nün hala bütçesi ve elemanı yok. Hala yurt dışındaki iletişim konusunda bir şeyler yapılmadı. 15 Temmuz nedeniyle can havliyle bir şeyler yapıldı. Doğru dürüst toparlanarak bu konu da işler yapılmadı. Bu mevzuda yatacak yerimiz yok. Cumhurbaşkanı çırpınıyor. Bu işleri yürütmesi gereken Dışişleri Bakanlığı değildir. Bu konuda çok ciddi eksiğimiz var. Başka bir konu Aylan Kurdi ve Ümran Dakneş'in fotoğraflarının Batı medyasında yer alması... Gaziantep'te de bir sürü çocuk öldü ama görmemezlikten geldiler."
"Batı medyası iki yüzlü"
Medipol Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Büyükaslan ise Batı medyasının Türkiye'yle ilgili tutumunun toptancı bir bakış açısına sahip olduğunu söyledi.
Bu medyanın doğru olandan ziyade kendi çıkarlarına uygun olanı yansıttığını dile getiren Büyükaslan, "Temel çıkar ekseninde değerlendirmelerde bulunuyorlar. Çoğu zaman kendi toplumunda olan benzer şeyi görmeyip başka toplumlarda abartarak gösterme gibi bir anlayışa sahip Batı medyası. Batı'nın değerleri kavramı altına sığınarak, övündükleri değerleri görmemezlikten gelebiliyorlar. Bunun en son örneği de Mısır'daki darbeyi alkışlamaları oldu. Avusturya'da bir havaalanında veya İsveçli bir siyasetçinin Türkiye'yle ilgili cinsel içerikli paylaşımlarını bu çerçevede değerlendirmek lazım. Biz de bir laf var 'Ele verir talkını, kendi yutar salkımı' Batının tutumu tam bu anlayıştadır." diye konuştu.
Büyükaslan, Batı'da Gaziantep patlamasına ilişkin yapıcı bir haber olmamasına dikkati çekerek, "Transeksüel bir vatandaşın ölümünün manşetlere çekildiği yerde Gaziantep'te ölenlerden hiç bahsedilmiyor. Cinsellik üzerinden gösterilen bu tavır, son derece iki yüzlüdür." dedi.