Batı'da Tehlikeli Görülenin Vatandaşlıktan Çıkarılması Öngörülür"
Paris Sorbonne Cite Üniversitesi Diplomatik ve Stratejik Etütler Merkezi Akademi Direktörü Doç. Dr. Fuad Nohra, Batı'da ülke güvenliği tehdit altında görüldüğünde olağanüstü yasaların devreye sokulduğunu belirterek, "Siyasi aktörler, tehlike anında devreye sokulan olağanüstü yasaları makul tavır olarak görüyorlar.
HÜSEYİN ALTINALAN - Paris Sorbonne Cite Üniversitesi Diplomatik ve Stratejik Etütler Merkezi Akademi Direktörü Doç. Dr. Fuad Nohra, Batı'da ülke güvenliği tehdit altında görüldüğünde olağanüstü yasaların devreye sokulduğunu belirterek, "Siyasi aktörler, tehlike anında devreye sokulan olağanüstü yasaları makul tavır olarak görüyorlar. Avrupa'daki hükümetler, güvenlik ve ulusal kimlik üzerine yoğunlaştı" dedi.
Nohra, Batı'nın terörle mücadeledeki tutumu ve yöntemleri, Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler ile Türkiye'ye yönelik algı operasyonlarını AA muhabirine değerlendirdi.
Avrupa demokrasilerinde bazı söylenebilir ve söylenmeyen kodlar olduğunu ifade eden Nohra, "Batı'da tehlike anında devreye sokulan olağanüstü yasalar var. Vatandaşlıktan çıkarılma durumu ve yargıç kararı olmadan geçici gözaltılar bulunuyor. Batı'daki siyasi aktörler bunu makul bir tavır olarak görüyor" diye konuştu.
Son dönemde Avrupa'daki hükümetlerin birçoğunun demokratik standartlardan sapıp güvenlik ve ulusal kimlik üzerine yoğunlaştığını dile getiren Nohra, "Arap mültecilere karşı Orta Avrupa'da gösterilen tutum, bu prensip ve ilkelerden sapmayı yansıtıyor. 2014 yılının sonuna doğru Türkiye'deki mülteci sayısı, 28 Avrupa ülkesinden 12 kat daha fazlaydı. Öte yandan, Atatürk Havalimanı'nda, pek çok Avrupa'daki havalimanından daha fazla milletten yolcu gördüğümde, Türkiye'nin medeniyetler arasında dinamik bir köprü olma potansiyelini anladım" ifadelerini kullandı.
- Kitlesel protestolar ve ayrılıkçı terör
Nohra, ayrılıkçı terör eylemleri ve kitlesel gösterilerin "Arap Baharı"nın etkisiyle gerçekleştiğini anlatarak, "Arap Baharı'nın etkisiyle Türk demokrasisi kitlesel protestolar ve ayrılıkçı terörle sarsıldı. Irak ve Suriye'deki Kürtlerin durumu Türkiye'nin birliğine yönelik risk taşımaktadır" değerlendirmesine bulundu.
Komşularındaki istikrarsızlığa rağmen Türkiye ekonomisinin, sanayisi ve dış ticareti ile yabancı yatırımlar sayesinde başarılı bir grafikle olumlu bir gelişme ortaya koyduğunu aktaran Fuat Nohra, "AK Parti hükümetinin reformları sayesinde Türkiye, dünyanın 18. ekonomik gücü oldu. Son 10 yılda ülkenin GSYH'si yüzde 350 arttı. Ancak Türkiye güçlü olduğu kadar hassas bir ülkedir" dedi.
Ortadoğu'daki son gelişmelerin Türkiye'ye etkisinin ne olduğuna ilişkin soruyu Nohra, şöyle yanıtladı:
"Davutoğlu'nun 'Stratejik Derinlik' kitabında belirttiği gibi, Türk diplomasisi daha dinamik bir hale geldi. Bu anlayış, yumuşak güç, çok yönlü diplomasi ve yüzyıllık kayıtsız-şartsız Batı'ya yönelimin ardından, Müslüman dünya ile tekrar bağların pekiştirilmesi şeklinde yerleşti. Bu yeni modelle Türkiye'ye liderlik fırsatı veren Arap krizinin takip ettiği rota, gelinen bu süreçte ne yazık ki yeni diplomasinin prensiplerinden bağımsız olarak kördüğümün kaynağı oldu. Çünkü Arap Baharı'yla demokratik devrim olarak adlandırılan süreçlerin karmaşık yapısı, Arap devletlerindeki siyasi tezatlar ve pragmatik olmayan yaklaşımlar ve dış güçlerin çabaları, Türkiye'nin bölgedeki liderlik rolünü etkisiz hale getirmeyi hedefledi."
- Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye bakışı
Avrupa kamuoyundaki Türkiye algısına değinen Nohra, "Ne yaparsanız yapın problem İslam ülkesi olmanızdır" anlayışının ön plana çıktığını belirterek, şunları kaydetti:
"Bu algının, Müslüman kimliğine sahip aktörlere karşı artan şüpheye dayandığı gözüküyor. AK Parti hükümeti, Avrupa Birliği kriterleriyle uyum için gelişmiş ve radikal reformlar yapmaya başlayınca pek çok basın kuruluşu bunu destekledi. Ancak Avusturya, Fransa, Almanya ve Polonya gibi ülkelerde aşırı sağcı hareketler Türkiye'nin AB'ye üye olmasına, çok sayıda Müslüman Avrupa'ya gelecek korkusu yayarak karşı çıktı. Son olarak bazı aşırı sağcı partilerin demagojik söylemleri haricinde ciddi bir neden ortada yokken, uyum süreci 2008'de durdu. Türkiye'ye cephe almalarının olumsuz sonuçlarını hiç düşünmediler. Halbuki Türkiye Kopenhag kriterlerinin gerekliliklerini Romanya ve Bulgaristan'a göre fazlasıyla yerine getirdi. Böylece Türkiye'ye şu mesaj veriliyordu: 'Ne yaparsanız yapın problem İslam ülkesi olmanız.' Her ne kadar birçok Avrupa devlet başkanı ve ülkesi bu mesajı desteklemese de durum buydu. Buna rağmen AK Parti hükümeti, düşük bir profil izledi, laik bir çizgide durmaya devam etti ve buna rağmen birçok Avrupa ülkesi buna itimat etmedi."
- "Türkiye'ye yönelik ithamlar haksız"
Türkiye'nin bölgedeki bazı kilit ve hayati önem taşıyan konularda (Filistin, mülteciler ve baskı altındaki halklar) dayanışma göstermesi üzerine Batı basınındaki haberlerin arttığını vurgulayan Nohra, "Bunun beraberinde Türkiye'nin bölgedeki etkisi arttıkça bu durumu hazmedemeyen ve Türkiye'nin siyasetine karşı çıkan Avrupalı ve Ortadoğulu aktörler ve Türkiye içerisindeki radikal muhalifler Türkiye'nin dış politikasını karalamaya ve dış basında gerçekleri çarpıtarak Batı kamuoyunu yanlış bilgilendirip algı operasyonu başlattılar. Türkiye'ye yönelik pek çok itham aslında tamamen haksız ama bunlar basında işe yarıyor" yorumunu yaptı.
-"Türkiye karşıtı kampanyalar, Batı ve Rusya üzerinden yürütülüyor"
Türkiye karşıtı kampanyaların Batı ve Rusya üzerinden yönetildiğine işaret eden Nohra, sözlerini şöyle tamamladı:
"Büyük medya kuruluşlarının Türkiye karşıtı kampanyaları Avrupa, Rusya ve ABD üzerinden yönetilmektedir. Genellikle basındaki haberler, gelecekteki diplomatik hücuma da hazır. Ancak bu hücum, Araplar ve Türkiye'nin ara buluculuk süreçleriyle sağlanacak iş birliğiyle oluşturulacak aktif bir kamu diplomasisiyle zayıflatılabilir."
Lübnan asıllı Fransız vatandaşı Fuad Nohra'nın akademi editörleri tarafından yayımlanan 7 kitabı bulunuyor. Arapça ve Fransızca yayımlanan kitaplarında Nohra, "Küreselleşme ve kalkınma politikaları, Gelişmekte olan ülkelerde eğitim politikaları, ABD dış politikası ve Ortadoğu, Avrupa dış politikası ve Ortadoğu"konularını ele alıyor.
Paris, Beyrut, Kahire ve İstanbul'daki ( Marmara Üniversitesi) araştırma kurumlarında çalışan Nohra'nın 60'tan fazla bilimsel makalesi bulunuyor.