"Batı aşkıyla yanıp tutuşan sanattan bir şey çıkmıyor"
Oyuncu Mehmet Pala, yerli ve milli olmanın önemine işaret ederek, "Ulusal olmadan evrensel olamazsınız. Evrensel olabilmek için ulusallığın etrafında gezinmeniz gerekiyor.
SAADET FİRDEVS APARI - Oyuncu Mehmet Pala, yerli ve milli olmanın önemine işaret ederek, "Ulusal olmadan evrensel olamazsınız. Evrensel olabilmek için ulusallığın etrafında gezinmeniz gerekiyor." dedi.
"Diriliş Ertuğrul" ve "Nöbet" adlı dizilerde rol alan Pala, sanat hayatı ve kariyerine ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Türkiye'de kültür sanat alanında yerli ve milli olunması gerektiğini belirten Pala, "Batıya olan platonik aşkla ilerleyemeyeceğimizi gördük. Gerek tiyatrolar gerekse dizi filmler olsun, Batı aşkıyla yanıp tutuşan sanattan bir şey çıkmıyor. O biz değiliz." diye konuştu.
Pala, Heidegger'in "Oturmadığın yer senin değildir." sözüne atıfta bulunarak, "Biz nereliyiz? Cemil Meriç'in 'Nesin?' sorusunu 'Nerelisin?'e çevirdiğimizde, biz nereliyiz, neye bağlıyız, neye göre hareket etmeliyiz? Biz yüzümüzü batıya çevirdiğimiz için kültür ve sanatta onların yaptıklarını buraya kopyalayıp yapıştırdığımızda pek tutmuyor. Tiyatroda 'Romeo ve Juliet' de oynanmalı evet ama yanında 'Leyla ile Mecnun' da olmalı. Çünkü 'Leyla ile Mecnun' biziz. Onları övüp durmanın bir alemi yok." ifadelerini kullandı.
"Kendi dizimi, filmimi çekmek istiyorum"
İrfan olmayınca kültürün boş bir zemine yerleştiğini dile getiren Pala, "Bu zemin kaygan, taklit ve yapmacık oluyor. Yeni nesillere bir şeyler aktaracaksak öz kültürümüzden gelen insanları ve sanatları aktarmamız gerekiyor. Mozart yerine Itri mesela. Neden Itri'yi anlatmıyoruz da Mozart dinlemenin daha havalı olduğunu düşünen bir kitle olduk?" değerlendirmesinde bulundu.
Mehmet Pala, teklif geldiğinde, yapıma ve amacına baktığını söyleyerek, şunları kaydetti:
"Milli ve manevi değerlerimize saygı gösteriyor mu göstermiyor mu bu tarafından bakıyorum. Halka bir mesajı var mı ve iyi bir şey öğretiyor mu diye bakıyorum. Bu güne kadar özellikle kameranın önünde girdiğim rollerin hepsinde bu değerler vardı. Kötü karakter de oynarım ama yapımın bütününe bakıyorum. Oyunculuk ne kadar meşhur olduğunuzla alakalı bir şey değil. Bu mesleği ünlü olmak için mi, gerçekten sevdiğiniz, yapmak istediğiniz meslek olduğu için mi yapıyorsunuz? Benim meşhur olmak gibi bir derdim olmadı. Bu sektörde kendi hayallerimi, amacımı gerçekleştirmek istedim. Gelecekte inşallah bir gün kendi dizimi, filmimi çekmek istiyorum."
Fırsat bulduğunda tiyatroda oynamayı tercih ettiğini ancak dizi ve sinema sektörünün yoğunluğundan vakit ayıramadığını aktaran Pala, "Yaklaşık 20 tiyatro oyununda oynadım. Milli Sanat Tiyatro'sunda oyunlarımıza devam ediyoruz. Orada ortalama 8 oyunumuz var. Genelde meddah oyunları üzerinde duruyoruz. Tarihimizde insanlara, çocuklara rol model olabilecek kişilikleri tanıtmaya çalışıyoruz." dedi.
"Dijitalleşen dünyaya ayak uydurmalıyız"
Türkiye'deki dizi ve sinema sektörüne dair değerlendirmelerde de bulunan oyuncu, sektörün çok güzel bir yere geldiğini kaydetti.
Oyuncu Pala, "Diriliş Ertuğrul" dizisinin Türkiye'de bugüne kadarki en iyi reytingleri aldığını ve birçok ülkede yayınlandığını vurgulayarak, farklı dizilerin de çok sayıda ülkeye ihraç edildiğini belirtti.
Dijital platformlarda daha çok yer alınması gerektiğinin altını çizen Pala, "Dijitalleşen bir dünyadayız. Buna ayak uydurmalıyız. Sadece Orta Doğu'ya Türk ve Arap ülkelerine değil de Batı'ya da bir şeyler verebilirsek ne mutlu bize." dedi.
Pala, Türk sanatçıların dünya sanatına kendilerinden bir şey katması gerektiğine dikkati çekerek, seküler kesimin doğuyu yok saydığı ve muhafazakarların da sanat dallarına eğilmediği değerlendirmesinde bulundu.
Bir şeylerin değişebilmesi için sektörde yer almak gerektiğinin altını çizen oyuncu, "Ailelerin çocuklarını herhangi bir sanat dalıyla mutlaka ilgilendirmesi gerekiyor. Yerli ve milli kişilerin sayısı artarsa bu tür sanat faaliyetlerinin sayısı da artar." diye konuştu.
Mehmet Pala, sanatçının muhalefette bir sınırı olması gerektiğini kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sanatçı elbette muhalif olmalıdır. Tenkit etmeli, eleştirmeli. Yeri geldiğinde hükumeti de eleştirebilmeli, eleştiriden beslenmelidir ama dünyanın hiçbir yerinde sanatçılık adı altında devletin aleyhine tavır sergileyemezsiniz. Bu sadece sanatçılar anlamında da değil. Dünyanın hiçbir yerinde muhafazakar kesimle seküler kesim ayrı değildir. Hepsi sanatın içinde vardır."