Haberler
Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

CHP lideri Özel'den çok konuşulacak Öcalan iddiası: Bir günde izin çıkaracak

Özel'den bomba Öcalan iddiası

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte cani anne için istenen ceza

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte anne için istenen ceza

Yenidoğan Çetesi davasında Başhekim Fetin Rüştü Yıldız, Fırat Sarı'ya para ödediklerini itiraf etti

Sanık sandalyesine oturan başhekimden Fırat Sarı'yı zora sokacak itiraf

Başbuğ: Edip Başer Olsaydı Ergenekon ve Balyoz Olmazdı

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İlker Başbuğ, kaleme aldığı kitabında "Kara Kuvvetleri'ne Edip Başer getirilmiş olsaydı, Ergenekon ve Balyoz davaları olmazdı" ifadelerini kullanıyor.

Eski Genelkurmay Başkanı hazırladığı kitapta gündem yaratacak iddialarda bulundu. İlker Başbuğ, "Yalman'ın Kara Kuvvetleri'ne getirilmesi teamüllere aykırıydı, onun yerine Edip Başer gelseydi belki de bu davalar olmazdı" dedi.

Ergenekon hükümlüsü, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, tutuklanmasından hüküm verilene kadar geçen süreyi ve geçmişte yaşanan olayları kitaplaştırdı. Kaynak yayınlarından 'Suçlamalara karşı gerçekler' adıyla çıkacak kitapta Başbuğ, bilinmeyen birçok konuya açıklık getiriyor. Hatta bazı iddiaları ise yeni tartışmalara sebep olabilecek türden.

İşte gündem yaratacak konulardan bazıları:

"EDİP BAŞER OLSAYDI BU DAVALAR OLMAZDI"

2002 yılındaki atamalarda Orgeneral Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanı olmuş ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na ise Orgeneral Aytaç Yalman getirilmişti. Başbuğ kitabında Aytaç Yalman'ın aldığı görevin teamüllere aykırı olduğunu dikkat çekiyor ve Kara Kuvvetleri'ne gelmesi gereken Edip Başer'di, eğer o getirilmiş olsaydı, Ergenekon ya da Balyoz gibi davaların olmayacağını iddia ediyor.

"TSK'DA ŞAİBE KALMASIN"

Türkiye'nin unutamayacağı olaylardan biri de kozmik odanın aranması. Bülent Arınç'a suikast iddiasıyla başlayan süreçte 27 Aralık 2009 Ankara Cumhuriyet Savcılığı kozmik odada arama talebinde bulundu. Talep reddedilince mahkeme kararı alındı. Başbuğ yaşananları şöyle anlatıyor: "(...) Ertesi gün Kara Kuvvetleri Komutanı ile birlikte, Başbakanlıktaki toplantıya katılındı. Durum anlatıldı, bizim aramadan endişe duymadığımız belirtildi. Aramanın yasalar gereği yapılmasının uygun olacağı bize bildirildi. İddia çok çirkindi. TSK üzerinde şaibe kalmaması için izin verilmesinin daha uygun olduğu kararına varıldı."

"CD'Yİ KOYAN BULUNAMADI"

Balyoz davasının en önemli kanıtları arasında 5 no'lu CD bulunuyor. Döşeme zemininde bulunan döküman ve 5 no'lu CD'yi oraya ancak askerler koyabilir. Bu döküman ve 5 no'lu CD oraya kim tarafından konulmuştur? Donanma Komutanlığı Savcılığı soruşturma açtı, ancak nedense bir sonuca ulaşılmadı. Bu odaya kimse giremez. Bu kişinin ortaya çıkartılması çok önemli ve aslında o kadar da zor değildir. Eğer bu CD'yi oraya kim tarafından konulduğu bulunabilseydi, Balyoz ve Ergenekon davalarının seyri değişirdi."

"ÜSTLER, KOMUTAN VASFINA SAHİP DEĞİL"

Balyoz davasıyla ilgili de çarpıcı bir yorum var. Özellikle dava sürecinde, 1. Ordu'nun, Kara Kuvvetleri'ne plan semineri toplantısı için izin istediği fakat kapsamdan dolayı önce izin verilmediği, bunun üzerine 1. Ordu tarafından ikinci kez izin istendiği tartışıldı. İkinci izin yazısına Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın cevap vermediği yine mahkeme tutanaklarına geçti. Bu konuyu Başbuğ kitabında şöyle değerlendiriyor: "Görüldüğü gibi 31 Ocak 2003 tarihli teklife bir cevap verilmemiştir. Bu durumda, üst komutanlıkların, ast komutanlıkları suçlamaya kalkması etik değildir. Ortada bir hata varsa, o hatayı da üst komutanlık üstlenmek durumundadır. Hele komutanların karargahlarını suçlamaya kalkması, onların komutanlık vasıflarına sahip olmadıklarının açık bir göstergesidir.

Kaynak: Haberler.Com / Güncel
title