Başbakanın Turizmcilere Açıkladığı ?rusya Desteğini? Tekstilciler de İstiyor
Başbakanın turizmcilere açıkladığı 'Rusya desteğini' tekstilciler de istiyor Son dönemlerde Rusya'da yaşanan olumsuzluklardan etkilenen ve geçen yıla göre ihracatta büyük düşüş yaşayan tekstil sektörünün temsilcileri Moskova'da bir araya geldi.
Başbakanın turizmcilere açıkladığı 'Rusya desteğini' tekstilciler de istiyor
Son dönemlerde Rusya'da yaşanan olumsuzluklardan etkilenen ve geçen yıla göre ihracatta büyük düşüş yaşayan tekstil sektörünün temsilcileri Moskova'da bir araya geldi. Tekstil sektörünün temsilcileri yaptıkları açıklamada Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Rusya'dan turist getiren turizmcilere açıkladığı destek paketinin benzerini tekstil sektörü için istediler.
Rus Türk İşadamları Birliği (RTİB)?in organizasyonda; İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği (İTHİB), Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği (OTİAD), İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB), Laleli Sanayici İşadamları Derneği (LASİAD ), Merter Sanayici ve İşadamları Derneği (MESİAD) ve Rusya'da faaliyette bulunan markalaşmış Türk tekstilcileri RTİB'in Moskova ofisinde bir araya geldiler. Sektörün yaşadığı sıkıntıları dile getiren sektör temsilcileri, devletin turizmciler gibi kendilerine de destek olması gerektiğini dile getirdiler.
Sektör temsilcileri Türk ürünlerini pazarlama konusunda sahadaki asıl oyuncu olan Rusya'da yerleşik olan Türk tekstilcilerine teşviklerin artırılarak bu geçiş sürecinde krizi avantaja çevirebileceklerini belirttiler. Avrupalı rakiplerin boşalttığı pazardaki yerleri de Türk firmalarının doldurabileceğini belirten Türk tekstilcileri, devletten turizmcilere açıklanan destek paketinin benzerini tekstilciler için bir an önce hayata geçirmesi talebinde bulundular.
Tekstil sektörünün önündeki en büyük sorunun yakın dönemde kur farkının olduğunu belirten tekstilciler devletten buna da çözüm bulması konusunda yardım istediler. Bir malın üretimden son alıcıya ulaşım sürecinde para döngüsünün dolara, sonra rubleye sonra tekrar dolara ve sonra Türk lirasına çevrildiğini belirterek aradaki kaybın önüne geçilmesi için TL-Ruble ticaretinin ve şuanda iki ülke ekonomi bakanlığı arasında konuşulan tercihli ticaret anlaşmasının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini belirttiler.
-Tekstil de turizm gibi gelir kaynağımız
Rusya'da 25'inci yılını dolduracağını belirten RTİB Başkanı Naki Karaaslan, 'Bizim için Rusya ve Türkiye aynı önemde. Çünkü birisi doğduğumuz birisi doyduğumuz yer. Birinde dolar 20'den 26 olmuş, birinde 35'ten 70 olmuş. Eğer iş adamıysan belin kırk yerden kırılır. Hesaplar tutmaz.
Diyoruz ki 'Türkiye ile Rusya'nın ticareti çok güzel' ekonominin coştuğu sene 2008'de 38 milyar doları gördük. Hesap kabaca şöyle; bunun 29'u gaz ve petrol geri kalan 9'u ise ticarettir. Bugünkü hesap ise 6 milyar ticaret gerisi gaz ve enerjidir. Geçen yıl Avrupalı bir şirketin Bağımsız Devletler Topluluğu cirosu 6,5 milyar dolar. Biz neyin büyüklüğünden bahsediyoruz. Bine yakın şirketimiz var. Tekstil var, meyve-sebze var, sanayi var, turizm var? Rakam ne? Devede kuyruk. Kimse burada başarıdan söz etmesin. Efendim 5'ten 35'e geldi diyorlar? İyide neyle geldi? Gazla geldi, petrolle geldi. Mal satabildik mi buraya? Bunu beceremiyoruz. Üretim yapıyoruz ama satmayı beceremiyoruz. Ticareti öğrenmemiz lazım. Burada da devletin desteği gerek.
Turizm sektörünün sıkıntı yaşayacağını önceden gören devlet ne yaptı; bir destek paketi hazırladı. Neden bunu tekstil sektörü için yapmasın. Sonuçta tekstilde turizm gibi bir gelir kaynağımız.? dedi.
-Bu tekstilciler geldi ağladı meselesi değil, ülkenin ihracat meselesi
İTHİB Başkanı İsmail Gülle ise Rusya'da çok ciddi bir potansiyel olduğunu pazardan Türk tekstilcisinin hak ettiği kadar payı alamadığını belirterek üstüne son iki yıldır da bir düşüş yaşadıklarını belirtti. Rusya'ya geliş amaçlarının sahadaki asıl oyuncularla görüşerek çözümü yerinde tespit etmek olduğunu belirten Gülle, şöyle devam etti:
'Rusya gibi bakir bir pazarda çok daha fazla iş yapmamız lazımdı yapamadık. Bunun sebebinden çok bundan sonra ne yapabiliriz ona bakmamız lazım.
Şimdi Perşembe günü sayın başbakan bir paket açıkladı, üretim ve istihdam ile ilgili. Bunların çoğu gerek İstanbul Sanayi Odası gerek ihracatçı birlikleri, gerek TİM olarak, gerek TOBB olarak iş dünyasının vermiş olduğu notlar. Zaten başkası da olamaz ki. İşi bilene soracak, acıyı çekene soracak, eşekten düşmüşe soracak, yolda kalmışa soracak. Sahadakine soracak. Bunun nabzını tutacak. Bizim buraya gelişimizin temel nedeni burası bizim birinci pazarımız. Ama yaklaşık iki senedir bir düşüş içinde. Bunun sebebinin bizden olmadığını biliyoruz. Ama bu bizi kurtarmaz ki. Biz sorumlu yöneticiler olarak, sorumlu sanayiciler olarak, üreten insanlar olarak buraya geldik ve biz bu işi başka yolla nasıl aşabiliriz? Onu görmeye geldik. Yol tıkanınca biz beklemek yerine yeni bir yol yapıp yürümemiz lazım. Onun için buraya geldik Moskova Sanayi ve Ticaret Odası ile görüştük.
Tekstil sektörünün yaklaşık 10 milyar dolar ihracatı vardı bunun bir milyar doları buraya idi geçen sene 700 milyon dolara düştü. Ama üç aydır ihracat %50'nin altında. Bunu aşabilir miyiz? Aşabiliriz. Nasıl aşabiliriz? Yeni koşullara müşteri ile uyum sağlayarak aşabiliriz. Bunu Çinliler çok iyi yapıyorlar anında çözüm üretip başka bir yoldan gidiyorlar. Biz de geldik burada ortak bir akıl yaratalım, sizler sahadasınız bizler oradayız. Bizim temel amacımız bugün düşmüş olan Türkiye'nin ihracatı ki bu sadece bize mahsus bir şey değil. Tekstil ihracatı düştü diye değil, bütün ülkenin ihracatı düştü. Bunlar Rusya ile ilgili bir strateji üretmemiz gerektiğinin sinyallerini veriyor. Bu işte tekstilciler geldi ağladı meselesi değil. Bu ülkenin ihracat meselesi. Bu ülke ile ilgili ciddi bir ihracat düşüşümüz var. Bizim artık sayın bakana ve ya başbakana önerebileceğimiz bir çözüm önerimiz olması lazım. Bir yol haritası çizmemiz lazım. Onun için buraya geldik, sahayı bir koklayalım, zemini bir koklayalım. Maçın oynanacağı sahaya gidip bir bakalım istedik.
Şu anda çok önemli bir pozisyonumuz var, elimizde bir jokerimiz var ve bu jokerimizi çok iyi kullanmamız lazım. Bugün Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya arasında çok ileri seviyede bir ilişki avantajı var. Şuanda bütün Avrupa ve Amerika bu işe karşıyken Türkiye ile çok ciddi bir ilişki var. Biz bu jokeri çok iyi kullanmamız lazım.?
-Özel tercihli ticaret bütün sorunları çözer
Moskova'daki Türk Ticaret Merkezi Arkadia'nın Genel Müdürü ve aynı zamanda RTİB Başkan Vekili Sebahattin Yavuz da çözüm önerisinin burada faaliyet gösteren sektör temsilcilerinden alınmasının çok daha efektif olacağını, belirterek 23 yıllık Rusya tecrübesine dayanarak Türk tekstilcisinin Rusya kronolojisini anlattı. Yavuz, Türk tekstilinin Rusya pazarına geliş öyküsünü şöyle anlattı:
'Biz 1990'larda şöyle bir şeye alıştık; Laleli'ye, Osmanbey'e gelen Rus alıcı malını alıp bavuluna dolduruyordu ve dönüyordu. Bizde orada nakdimizi alıyorduk keyfimiz yerindeydi. Hiç bir stratejimiz, Rusya ile ilgili hiçbir planlamamız yoktu. Çünkü sürekli mal satıyorduk ve bu nakit oluyordu. İşte sektörün büyük bir kısmı bu keyfi çıkarırken bugün sahada mücadele den bazı arkadaşlarımız da buraya geldiler ve bu işin Rusya'da burada olması gerektiğini görerek buraya gelip pozisyon aldılar.
Şimdi 90'ndan bugüne Laleli ve Osmanbey'deki arkadaşlarımızın durumunda ne oldu? Buraya gelen arkadaşlarımızın durumunda ne oldu? İncelediğimiz zaman burada ciddi yatırımları olan, buradaki sistemi çözmüş güçlü bir yapıya sahip markalarımız oldu. Geri kalan grup ise süreç içinde 'Rusya ile yaşanan gümrük problemi, referans fiyat problemleri, yeşil hat' dedik, 'bunu nasıl çalıştırırız' dedik tabi bu arada Rusya Dünya Ticaret Örgütü'ne üye oldu bu defa onun peşine takıldık. 'Belki yolumuz açılır, mal satarız' dedik ama bu süreçler işlerken iki üç tane de kriz yaşadık. Şimdi ki ise en derin olanı. Bu defa ne oldu herkes buraya gelmeye başladı. Çünkü demin anlattığım gibi sektör Türkiye'de sıkışmaya başladı. Çünkü bavuluyla oraya gidip alış veriş yapan kalmadı, alıcı satışı ayağına istiyor, modeli ayağına istiyor, depoyu burada görmek istiyor, parasını burada ödemek istiyor. Malını değiştirebilecek, siparişini anında verebilecek hızlı hareket etmek istiyor. Şimdi 2015'e gelmişiz, her şeyi yapmışız ama bu ülke ile ilgili sadece tekstil ve hazır giyim olarak değil, ihracat anlamında yanı başımızda devasa büyüklükteki ülke için ihracat stratejisi yaratamamışız.
İşte tam da burada artık devleti sıkıştırmamız lazım. Devlette dönüp ben senin için ne yapayım diyor? Biz devletin önüne bu ülkeye ihracatı artırmak için proje koyamıyoruz.
Şimdi son dönemlerde biz RTİB olarak da içerisinde etkin olarak bulunduğumuz ve benimde yıllardır dillendirdiğim gibi iki ülke olarak karşılıklı olarak bir birine ne alıp sattığına baktığımız zaman bu konularda bizim özel tercihli ticaret konusundan başka kapıyı açabilecek çaremiz yok. Ben ne kargosu ile ne gümrüğü ile ne referans fiyatı gibi birçok şey ile uğraşmadan özel tercihli ticaret anlaşması ile onlarca gözüken problemimizi tek bir sepette bitirebiliriz. Bu taraf istekli. Çünkü karşılıklı bir birini etkileyen rekabet eden ürünümüz yok. Bu nedenle çok rahat biz bu anlaşmayı imzalayabiliriz. Ekonomi bakanlıkları çok ciddi bir şekilde bunu masaya yatırmış durumdalar ve bu konu üzerinde çok ciddi çalışmaları var. Bizim Türkiye'deki sektör olarak yapacağımız bunun hayata geçmesi için baskı kurmak. Biz bunu istiyoruz.
İkinci bir konu 98 yılından beridir bir Türk Ticaret Kompleksi lafı dolaşıp durur. Hepsinin içinde de bizzat bulunmuşumdur. Hiç birisi de hayata geçmedi. Biz burada yol kaybederken, başta Çin gibi birçok ülke burada yol aldılar. Bugün Fransızlara bakın; lojistik merkezlerini Moskova'nın dışında kurmuş bütün gümrüğünü bütün lojistiğini sektörel olarak akıtıyor oraya ve sorunu olmadan beş dakikada geçiriyor ülkeye. İspanyol aynı şeyi yapıyor, İtalyan aynı şeyi yapıyor? Türklerin ise malı takılıyor, Ahmet, Mehmet, Hasan tek tek derdini çözmeye çalışıyor. Bizim yine pozisyon olarak gene devletimizi sıkıştırarak sektörel olarak şemsiye bir mekana ihtiyacımız var.?
Rus alıcı dolar bulmakta zorlanıyorsa gelsin bu sıkıntıyı Türkiye'de halletsin
OTİAD Başkanı İlker Karataş ise yaptığı değerlendirmede kur artışının asıl nedenin arz talep meselesi olduğunu belirterek, 'Burada bir alıcı borcunu ödemek için cebinde ruble var, gidip dolar alacak ve borcunu ödeyecek. Çünkü dolarla borçlanmış, bu ülke sınırları içinde dolara talebi artıracak bir pozisyon olduğu anda artan talep doğrultusunda doların artması anlamına geliyor. Sonuçta bir malın değerini arz ve talep belirler. Dolara yönelik talep artıkça doların değeri artıyor. Bu ülkede bu sıkıntılar yaşandı. Cebinde rublesi vardı, dolar almaya gittiği zaman yüksek komisyonlar ödeyerek doları almak zorunda kaldılar. Bu da değerin artırdı. Biz diyoruz ki; Rus alıcı dolar bulmakta zorlanıyorsa gelsin bu sıkıntıyı Türkiye'de ruble ile halletsin. Bunun önü açılabilir. Ruble dolara dönecek o tarafa gidecek sonra TL'ye dönecek arada ciddi bir kur kaybı yaşanacak. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor.' dedi.
-Teşvikler arttırılmaz ise geri dönen çok olur
LASİAD Başkanı Giyassedin Eyyüp Koca da, Rusya'da yaşayan firmaların bu krizden etkilenmesinin daha yüksek olduğunu belirterek, bu dönemde desteklenmez isler geri dönenlerin çok olacağını belirtti. Koca, hem yerleşik firmaların desteklerini artırmak gerektiğini, hem de yaşananlar sonrası Avrupaların boşalttığı pazarı doldurabilecek cesaretli girişimcilerin desteklenerek pazara oyuncu olarak dahil edilmesi gerektiğinin altını çizerek, 'Teşvikler artırılmazsa birçok firma geri dönmek sorunda kalacaktır' uyarısında bulundu.