Başbakan Yardımcısı Şimşek'ten Kilis Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Zaman zaman maalesef bizim topraklara da atılan birtakım roketler düşebiliyor.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Zaman zaman maalesef bizim topraklara da atılan birtakım roketler düşebiliyor. Ülke olarak biz ne gerekiyorsa yapacağız. Ulusal güvenlik tartışılacak bir konu değil. Ne tedbir alınması gerekiyorsa alınır" dedi.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, AB- Türkiye Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog toplantılarının sonucuna ilişkin AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Jyrki Katainen ile ortak düzenlenen basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Kilise düşen roketler için alınacak tedbirlere nasıl bir kaynak ayrılacak" yönündeki soruya Şimşek, "Maalesef yakın coğrafyamızda sıkıntılar var. Suriye'de bizim bildiğimiz anlamda sınırları kontrol edecek bir ülke yok ve karşımızda barbar bir terör örgütü DAEŞ var. Zaman zaman da maalesef bizim topraklara da atılan bir takım roketler düşebiliyor. Ülke olarak biz ne gerekiyorsa yapacağız. Bunun hesabı yapılmaz ama Türkiye bütçesi içerisinde güvenlik harcamaları sınırlı. Bizim bütçede manevra alanlarımız var. Ulusal güvenlik tartışılacak bir konu değil. Ne tedbir alınması gerekiyorsa alınır. Kaynak konusunda sorun çıkacağına pek inanmıyorum" cevabını verdi.
"YENİ İŞE BAŞLAYAN VEYA İŞ DEĞİŞTİREN ÇALIŞANLARIMIZ BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİNDE KISA BİR SÜRELİĞİNE OTOMATİK OLARAK GİRMİŞ OLACAK"
Başbakan Yardımcısı Şimşek bireysel emeklilik ile ilgili de bilgiler verdi. Türkiye'nin en büyük sorununun düşük tasarruf olduğunu belirten Şimşek, bu durumun yatırımları ve ekonomik büyümeyi sınırlandırdığını söyledi. Ekonomik risk oluşturması adına en büyük politika önceliklerinden bir tanesinin tasarrufları arttırmak olduğunu vurgulayan Şimşek, "Tasarrufları arttırmak için de 2013 yılında bireysel emeklilik sistemini hayata geçirdik. Şimdi ikinci bir adım atacağız. Yeni işe başlayan veya iş değiştiren çalışanlarımız bireysel emeklilik sisteminde kısa bir süreliğine otomatik olarak girmiş olacak ama sonradan çıkmak isterse çıkabilecek. Dolayısıyla yakında biz bunun bütün parametrelerini belirleriz, çalışmalarımızı son aşamada. Bu konuda nihai kararı Bakanlar Kurulu verecek ve bu tasarıyı meclise göndereceğiz" şeklinde konuştu.
"AB İLE DOĞRUDAN TİCARET HACMİMİZ YAKLAŞIK 150 MİLYAR DOLAR"
AB ile Gümrük Birliği'nin yenilenmesi sürecindeki son durumun sorulması üzerine ise Şimşek, "Gümrük Birliği'nin akredite edilmesi çalışmaları devam ediyor. Etki analizleri yapılıyor. Muhtemelen etki analizleri bittikten sonra AB'de bu istişareleri ve etki analizini tamamladıktan sonra müzakere dönemine geçilir. Süre koymak bu aşamada anlamlı olmaz ama Türkiye birçok konuda da AB mevzuatına vakıf. AB mevzuatını yavaş yavaş Türkiye'ye getiriyoruz, uyguluyoruz. Bizim AB ile doğrudan ticaret hacmimiz yaklaşık 150 milyar dolar'ın üzerinde. Ama eğer biz hizmetleri, tarımları da koyacak olursak belki bu ikiye katlanır. Bu önemli bir büyüklüktür" diye konuştu.
Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTIP) konusunda da açıklamalarda bulunan Şimşek, şunları kaydetti:
"TTIP konusunda gerek Amerika, gerekse AB ile biz yakın diyalog içerisindeyiz. TTIP yeni nesil bir ticaret antlaşması. Hiçbir şekilde Türkiye'nin TTIP dışında kalmaması lazım. Etrafımızda bu tip antlaşmalar yapılırken biz dışında yapamayız. Bizim de reform yaparak bu süreçlerin parçası olmamız gerekiyor."
"KALICI BİR ŞEKİLDE FİYAT İSTİKRARININ SAĞLANMASI ENFLASYONUN YÜZDE 5 VE ALTINA İNDİRMESİ İLE GERÇEKLEŞEBİLİR"
Merkez Bankası'nın faiz politikaları ile ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Şimşek, "Merkez Bankası bağımsız bir kuruluş. Merkez Bankasının kredibilitesini çok önemsiyorum. Merkez Bankası'nın para politikasının bundan sonraki gidişatı üzerinde yorum yapmayı doğru bulmuyorum. Merkez Bankamızın enflasyon hedeflerini tutturarak enflasyonu kalıcı bir şekilde düşük tekameye çekerek hem kredibilite kazanılması hem de yatırımların önünü açması, özellikle şirketlerimizin uzun vadeli, kalıcı, düşük maliyetli finansmana erişimin sağlanması bizim de arzumuzdur. Kalıcı bir şekilde fiyat istikrarının sağlanması enflasyonun yüzde 5 ve altına indirmesi ile gerçekleşebilir" değerlendirmesinde bulundu.