Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Basın Konseyi Heyetini Kabul Etti
Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ve beraberindeki Yüksek Kurul Üyelerini, Harbiye'de bulunan tarihi TRT Radyo evinde kabul etti.
Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ve beraberindeki Yüksek Kurul Üyelerini, Harbiye'de bulunan tarihi TRT Radyo evinde kabul etti.
Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü Ahmet Göktürk İnan, TRT Genel Müdürü Şenol Göka ve Anadolu Ajansı Genel Müdürü Şenol Kazancı'nın da bulunduğu toplantıda basının son durumu masaya yatırıldı. Ziyaretle ilgili açıklama Basın Konseyi'nden yapıldı. Ziyaret sebebiyle Basın Konseyi heyetine teşekkür eden Numan Kurtulmuş, "64. hükümetin basın ve yayından sorumlu bakanı olarak, basın yayın organları ile yakından ilişki kurmak istiyorum. Belli konularda elbette farklılıklarımız olacaktır. Ancak karşılıklı anlayış ve nezaket kuralları içerisinde, görüşmelerimizi devam ettirebiliriz" dedi.
Türkiye'nin hassas bir dönemden geçtiğini de vurgulayan Başbakan Yardımcısı, basın özgürlüğü ile ilgili 3 temel kuralın gerekliliğin altını çizdi. "Basın özgürlüğü için, medya kendi öz denetimini sağlamalıdır. Eleştiri sınırları içerisinde haberler yapılmalıdır." diyen Kurtulmuş, "Ulusal değerler ve çıkarlar konusunda hassasiyet gösterilmesi" gerektiğini bir kez daha söyledi.
Samimi ortamda Basın Konseyi heyetini ağırladıkları için teşekkür eden ve Kurtulmuş'a Basın Konseyi rozetini takan Türenç ise, Basın Konseyi faaliyetlerini anlattıktan ve heyeti tanıttıktan sonra sözlerine şöyle devam etti:
"İçinde olduğumuz bu süreçte, Türk Basını sıkıntılar yaşamaktadır. Sizin yapıcı kişiliğiniz de sorunlarımızı iletmemizde önemli bir etken. Akreditasyonlar, gözdağları, darp edilmeler, tutuklamalar bizi boğmuş durumda. Son 8-10 yılda 7 bin işsiz gazeteci var. Daha fazla nefes almak ve daha özgür bir ortamın yaratılmasını istiyoruz. Çeşitli kaynakların teyid ettiği gibi, cezaevinde 30'u aşkın tutuklu gazeteci var. Öncelikli talebimiz, sadece habercilik yaptığı için tutuklu olan meslektaşlarımızın salıverilmeleri. "
Türenç; "Avrupa'da ve ileri demokrasilerde yaşandığı gibi Türkiye'nin de demokratik ilkeler ışığında medya özgürlüğüne kavuşturulmasını" istedi. Sadece gazetecilik yaptıkları için tutuklu olan gazeteciler konusundaki sıkıntıları da dile getiren Türenç, şöyle devam etti:
"Bugün tutuklu olan gazetecilerle bir basın kurumu olarak iki aydır görüşme yapamadık. Basın Konseyi olarak Adalet Bakanlığı'na defalarca açık görüş için başvuruda bulunduk. Ancak Basın Konseyi'ne ve bizzat benimde telefonla yaptığım ısrarlı takibime verilen yanıt; "Talebiniz makamda bekliyor' şeklinde oldu. Sizden de bu konuda ilgili bakanlıkla görüşme izni konusunda yardımlarını bekliyoruz. Demokrasinin olmazsa olmazı basın ve ifade özgürlüğüdür. Bu yolda el birliğiyle çalışmak zorundayız. tutukluluk hallerini ve görüşememe durumlarını yurt dışından gelen basın kuruluşları heyetlerine de izah etmekte güçlük çekmekteyiz. "
Basın Konseyi Başkanı Türenç, ayrıca çatışmaların da sürdüğü Güneydoğu da gazetecilik yapmanın çok zor olduğunu işaret ederek, "Bölgedeki gazeteci arkadaşlarımız haber peşinde büyük güçlükler yaşıyorlar. Kimi gözaltında kimi tutuklanmakta. Mesleğini yapan gazetecilerin sorunlarına eğilmenizi istiyoruz" diye konuştu.
Bunun üzerine Başbakan Yardımcıs Kurtulmuş da, önümüzdeki günlerde konu ile ilgili bölgede toplantılar yapılacağını açıkladı. Türenç, toplantıda medyada ayrıştırmaya da dikkat çekti ve şunları söyledi:
"Bugün medyanın % 80'ine yakını 'yandaş' olarak tabir edilmektedir. Kamu ilan ve reklamlarının, kaynaklarının bu kesime ağırlıklı aktarıldığı ileri sürülmektedir. Bu da eşitsizliği beraberinde getirmektedir. Bu konuda daha duyarlı davranılmasını, ayrıştırmanın ortadan kaldırılmasını istiyoruz."
Bazı Yüksek Kurul Üyelerinden Gazeteci Orhan Birgit, TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk, hukukçu Turgut Kazan ve Basın Konseyi Dayanışma Vakfı Başkanı Bahattin Yücel, toplantıda söz alarak; demokrasilerde fikir suçunun olmadığı için gazetecilerin tutukluluk hallerinin kabul edilemeyeceğini ve kayyım marifetiyle yapılan dayatmalardan da vazgeçilmesi gerektiğini söylediler. - İstanbul