Başbakan Yardımcısı İşler Açıklaması
''Sosyal medyada organize bir şekilde sürekli hakaretler yapılıyor, insanlar bundan rahatsız, şikayetlerini dile getiriyorlar, belki mahkeme kararı götürüyorlar ama muhatap bulamıyorlardı.
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, "Sosyal medyada organize bir şekilde sürekli hakaretler yapılıyor, insanlar bundan rahatsız, şikayetlerini dile getiriyorlar, belki mahkeme kararı götürüyorlar ama muhatap bulamıyorlardı. Şimdi bundan sonra Twitter artık Türkiye'ye üçüncü dünya ülkesi muamelesi yapamayacak" dedi.
İşler, A Haber televizyonunun canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
"Twitter'a erişimin engellenmesine ilişkin Ankara 15. İdare Mahkemesinin aldığı TİB kararının yürütmesini durdurma kararına" ilişkin soru üzerine İşler, "Mahkemenin aldığı karar yürütmeyi durdurmayla ilgili. Bildiğim kadarıyla bu süreçte TİB'in bir üst mahkemeye gitme hakkı var, itiraz hakkı var. O itiraz hakkını muhtemelen yerine getirir, ardından da duruma göre zaten bir ay içerisinde bu kararın uygulanması söz konusu olabilir" dedi.
Twitter tarafından yapılan açıklamaya değinen İşler, "Bu yapılan açıklamada da ifade edildiği gibi, mahkeme kararları, bir iki tane müstehcen yayınla gerekli tedbiri aldıklarını söylüyorlar. Diğer konuda da adım attıkları takdirde, talepler karşılandıktan sonra ben Twitter'ın tamamen açılacağı kanaatindeyim. Görüşmeler hangi aşamada, nedir, içeriği hakkında bilgim yok" diye konuştu.
İktidar olarak yasaklarla mücadele etmek için geldiklerini belirten İşler, özgürlük alanlarını genişlettiklerini, insanların hayal edemeyeceği özgürlükleri yerine getirdiklerini vurguladı.
-"İnternet ağını genişleten iktidar biziz"
İnternet ağını Türkiye'de genişleten iktidarın kendileri olduğunu belirten İşler, interneti bu kadar yaygınlaştıran iktidarın interneti, sosyal medyayı yasaklamasının söz konusu olamayacağını söyledi.
Sosyal medyanın da sadece "Twitter"dan ibaret olmadığını ifade eden İşler, "Twitter ile ilgili mesele, Twitter'ın bizim vatandaşlarımızın uğradığı haksızlıklar yönündeki taleplerini gözardı etmesinden sorun kaynaklanıyor. Muhatap alınacak bir durum söz konusu değil. Twitter'ın burada ofisi, avukatı yoktu. Şimdi, bu olaydan sonra avukat tuttular. Ofis açma talebimiz var onu muhtemelen yerine getirmek durumundalar. Ondan sonra da, vatandaşlarımızın haklı talepleri yerine getirildikten sonra hiçbir sorun kalacağını düşünmüyorum" diye konuştu.
Gerçek hayatta yasak olan bir şeyin, sanal alemde de yasak olmasının en doğal ilke olduğunu ifade eden İşler, "Sosyal medyada organize bir şekilde sürekli hakaretler yapılıyor, insanlar bundan rahatsız, şikayetlerini dile getiriyorlar, belki mahkeme kararı götürüyorlar ama muhatap bulamıyorlardı. Şimdi bundan sonra Twitter artık Türkiye'ye üçüncü dünya ülkesi muamelesi yapamayacak" dedi.
Çoğu ülkede Twitter'ın talepleri mahkeme kararı olmadan karşıladığının görüldüğünü belirten İşler, "Neden Türkiye'ye ayrıcalık yapılıyor? Türkiye bir muz cumhuriyeti mi? Twitter şunu yapmış olabilir; 'Türkiye'de içeride ciddi bir kavga, çekişme var, bir tarafta hükümet, karşısında muhalifler var. Ben eğer buraya kayıtsız kaldığım zaman hükümet bana yasak getiremez. Getiremezse içeridekiler harekete geçerler. Hükümet aleyhine şartlar dönüşür' şeklinde, belki böyle bir algıya kapılmış olabilirler" diye konuştu.
İktidar olarak haklarını sonuna kadar savunduklarını, dik durduklarını ifade eden İşler, "Bu konuda da mahkeme kararlarını uyguladık. İlk yaptığım açıklamada da şu ifadeyi kullanmıştım, 'Şeriatın kestiği parmak acımaz' diye. Benim bu ifademi, bu atasözünü anlamayan bazı cahil yazarların 'Artık o zaman şeriatı getirin' şeklinde birtakım eleştirilerde bulunduklarını görünce doğrusu şaşırdım. Ne günlere kaldık diye hayıflandım" dedi.
-"Geçmişin öcünü almak için AK Parti'nin yanında olmamız lazımdı"
"CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın yeniden gündeme gelen kasetiyle" ilgili soru üzerine İşler, bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklama yaptığını bildirdi.
Türkiye'nin kaderinin 30 Mart seçimlerinde belirleneceğini belirten İşler, "Bir yanda AK Parti var, diğer yanda CHP, MHP, BDP ve bunların üçünü birden özellikle CHP ve MHP'yi de dizayn eden bir paralel çete, paralel bir yapı var. Bunlar bize karşı mücadele yürütüyorlar. Zamanında Baykal'a yapılan şantajı paralel çetenin yaptığı bugün net olarak görülüyor. Aynı şekilde MHP milletvekillerine de yapılan şantajların bu paralel çete tarafından yapıldığı Türk toplumu tarafından gayet net bir şekilde anlaşılıyor" dedi.
O gün için bu paralel çetenin varlığının bilinmediğini belirten İşler, yapılan operasyonların ardından böyle bir çeteyle karşı karşıya olunduğunu, bununla da mücadele ettiklerini söyledi. Bu mücadelede normalde MHP ile CHP'nin AK Parti'nin yanında olması gerektiğini ifade eden İşler, "Geçmişin öcünü, intikamını almak için, hesabını sormak için AK Parti'nin yanında olması lazımdı. Hayır, tam tersi onlarla birlikte hareket ediyorlar" diye konuştu.
-"Olayın şahitleri de var"
Başbakan Erdoğan'ın böyle çirkin, pis siyasetlere tevessül etmediğini vurgulayan İşler, "Bu konuda da çok net açıklamalar yaptı. Ulaştırma Bakanı, şimdi İzmir adayımız, o zamanki Basın Danışmanı olarak Kemal Öztürk de, onun da bugün açıklamaları var. 'Sayın Başbakan beni de devreye soktu' şeklinde, o gün, o yayının durdurulması konusunda.' Olayın şahitleri de var zaten. Dolayısıyla böyle bir şey kabul edilemez. O gün paralel çetenin şantajına kurban giden Baykal'ın ve CHP'nin bugün yine paralel çetenin bir başka tehditine boyun eğmesini ben çok manidar buluyorum" değerlendirmesinde bulundu.
İşler, "Failler ne zaman yakalanıp, kanun önüne çıkarılabilecek?" sorusuna karşılık, son yaşan olayları hatırlatarak, şunları kaydetti:
"TİB'in açıklaması, dinleme rakamları var. 2012, 2013 yılında 509 bin 516 dinleme yapıldığını, bunun 217 binin mahkeme kararıyla yapıldığı. Tehlikenin boyutunu görmek açısından söylüyorum, 217 bin rakamı nasıl bir örgüt, çeteyle karşı karşıya kaldığımızı milletimizin çok iyi anlaması lazım. Demek ki bir kaç savcının hiç işi yok, bu işlerle uğraşıyor. Bunlar başbakana, hükümete ayar çekme operasyonu yaptılar. Şunu da inandırdılar çevresindeki insanlara, 'Biz hükümeti deviriyoruz. Bu iş bitmiştir, 17 Aralık'ta bitecek, 25 Aralık'ta bitecek.' Bu beklentiye soktular. Şimdi netice alamadılar. Bu sefer dediler ki '15 Mart'ı bekleyin' bekledik, bir şey çıkmadı. Sonra 25 Mart dendi, bir şey çıkmadı. Bunlar artık hani denize düşen yılana sarılır, sarıla sarıla Baykal ile ilgili böyle montaj kasete sarıldılar. İşin traji komik tarafı da bu doğrusu."
-"Hiçbir ülke affetmez"
"Kanunsuzluklar hakkında adım atmak için niçin 30 Mart bekleniyor?" sorusu üzerine İşler, İçişleri Bakanlığının gerekli suç duyurularını yaptığını, bundan sonra savcıların harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
İşler, "Savcılar henüz harekete geçmedi, dün sadece bazı işyerlerine bir baskın, arama yapıldığına dair haberler düştü. Bu şunun göstergesi, gerekli evraklar hazırlandıktan sonra elbette bu ülkenin savcıları, yargı kurumları harekete geçecek, üzerine düşeni yapacak. Çünkü burada ciddi manada başbakanın, cumhurbaşkanın, hükümet yetkililerin, komutanların dinlenmesi elbette çok ciddi sonuçları olması gereken birtakım uygulamalar ve o uygulamaları hiçbir ülke affetmez, bunların hesabı muhakkak sorulacak ve ben en kısa zamanda bu işlerin sorulacağı kanaatindeyim. Gerekli hazırlıkların yapıldığını şuan düşünüyorum" diye konuştu.
Şuanda herkesin seçimle meşgul olduğunu belirten İşler, "Fakat buna rağmen yine de bürokrasi gerekli hazırlıklarını yapıyor. Yeri geldiğinde de adımlar atılıyor. Dün de bunun bir örneğini gördük, belki bugünlerde de gerekli hazırlıklar yapılmış ise o zaman birtakım adımların atılmasını bekliyoruz. Bu 30 Mart'tan önce olur, 30 Mart'tan sonra olur. Ama bunların hesabı muhakkak sorulacak" dedi.
-"Bir tek biz dinlenmiyoruz ki"
"Yasa dışı dinlemelerle ilgili eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un demecine ilişkin değerlendirmesi" sorulan İşler, şöyle konuştu:
"Bir dava açılırsa elbette insanlar yargı önünde bunu çürütür. Ama dava açılmaz ise nasıl çürütülecek? Eğer ortaya bir şey konulursa, kasetlerin gerçek olduğu söylüyorsa o zaman savcıların harekete geçip suçluları, itham edilen insanları yargı önüne çıkartması gerekmektedir. Bunlar hükümetten talimat almazlar bildiğiniz gibi. Ellerinde gerekli belge, evrak olduğu zaman görevleri icabı harekete geçmeleri gerekmektedir. Eğer böyle bir harekete geçme olursa o zaman tabii ki bu iddia edilen kasetlerle ilgili şahıslarla gidip mahkemelerde gerekli savunmalarını yaparlar diye düşünüyorum. Teknolojinin ne kadar geliştiğini, çok ilerlediğini düşünmek durumundayız."
Türkiye'de yarım milyondan fazla insanın dinlendiğini ve bu dinlemeler konusunda muhalefetin sessiz kalmasının çok manidar olduğunu belirten İşler, "Halbuki kendileri de dinleniyorlar, bir tek biz dinlenmiyoruz ki" dedi.
Başbakan'ın konuyla ilgili "Türkiye'nin beka sorunu" yorumu yaptığına işaret eden İşler, "217 bin mahkeme kararı aldırabilen bir çete" olduğunu söyledi. Türkiye Cumhuriyeti devletinin geleceğinin tehlikede olduğunu vurgulayan İşler, diğer partilerin çete ile mücadelede hükümeti yalnız bıraktıklarını dile getirdi. İşler, "Savcıların harekete geçmesi ile yargıyla da gerekli hesaplar sorulacak bu ülkede" diye konuştu.
İşler, Melih Gökçek ve Mansur Yavaş'ın iddialarının hatırlatılması üzerine, seçimlerin çalkantılı, zor bir dönemde yapıldığına işaret ederek, hükümet olarak seçimlerin huzur içerisinde yapılması için gerekli her türlü tedbiri aldıklarını bildirdi. Yaşanan olaylar ile sokakları harekete geçirmenin hedeflendiğine dikkati çeken İşler, bunlara fırsat vermemek gerektiğini vurguladı.
-Cumhurbaşkanlığı seçimi
İşler, "Yaşananların cumhurbaşkanlığı seçimlerini hedeflediğine dair yorumlar yapılıyor. Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olup olmayacağı, seçimlerden alınacak sonuçla netleşecek mi?" sorusunu yanıtlarken, yerel seçimlerin Türkiye'nin kader seçimi haline geldiğini bildirdi. Vatandaşların, yerel seçimde yeni Türkiye ile geri kalmış, fakir eski Türkiye arasında seçim yapacağını anlatan İşler, şöyle devam etti:
"Milletimiz şunun kararını verecek, 12 yıllık kazanımlarımızı bırakıp yeniden eski geri kalmış, fakir, karanlık günlere mi döneceğiz yoksa ilerleyen, büyüyen, gelişen Türkiye'ye devam mı diyeceğiz, 2023 hedeflerine devam mı diyeceğiz. Bu bakımdan kader seçimi haline geldiğini ben düşünüyorum. Elbette 30 Mart'ta alınacak sonuçlar çok önem arzedecek, cumhurbaşkanlığını da etkileyecek, 2015'i de etkileyecek. 15-20 gündür sahada müthiş bir değişim ve dönüşüm var. İnsanların sabırsızlaştığını görüyorum. İnsanlar, 'Bir an önce 30 Mart gelsin, sandıkta oynanan oyunların hesabını soralım' diyorlar. Paralel örgütünün tehlikesini halkımız çok iyi anlamış durumda. 'Bu ülkeyi paralel örgüte yem etmeyeceğiz' mesajını vermiş olacak. Bence hepsinden önemlisi de 'Sayın Başbakanımızı yedirtmeyeceğiz' mesajını vermiş olacak milletimiz."
-"Konuşmasa çok daha iyi olur çünkü konuştukça maalesef batıyor"
Emrullah İşler, Eski Bakan İdris Naim Şahin'in 'Beni PKK görevden aldı" sözlerinin hatırlatılması üzerine şunları kaydetti:
"Böyle bir yola girdi, kendi takdiri ama bence bundan sonra konuşmasa çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Çünkü konuştukça kendine zarar veriyor. Çoğu çevrede kendisi ile ilgili olumlu kanaatler de olduğunu düşünüyorum. Özellikle İçişleri Bakanı olduğu dönemde PKK ile çok güzel bir mücadele yürütüldü. Millette bundan dolayı da olumlu bir imajı vardı. Böyle konuştukça da kendisine zarar verdiğini düşünüyorum. Benim, bir kardeşi olarak ona tavsiyem, konuşmasa çok daha iyi olur çünkü konuştukça maalesef batıyor ve kendisine zarar veriyor. Kaale alınacak bir iddia olmadığını düşünüyorum. PKK bakanları görevden aldırıyorsa neden 2012 yazında PKK ile mücadele etti? Bu soruyu kendisine sormak lazım. Neden mücadele etti? Bu soruyu kendisine sormak lazım. PKK ile mücadelede çok ciddi sonuçlar alındı. Bir çaresizlik, bir tükenmişlik içerisinde. Bu kendisine bir değer katmaz. Bence konuşmasa çok daha iyi olur."
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın seçim sonrası belediyelerde demokratik özerklik ilan edecekleri yönünde açıklamasının aktırılması üzerine İşler, çözüm sürecinin ardından BDP'nin siyaseten kan kaybına uğradığını belirterek, "Böyle ekstrem açıklamalarda bulunarak, ortamı gererek yeniden kendi sempatizanlarını, destekçilerini artırma gayreti içine giriyorlar" dedi. - Ankara