Bekir Bozdağ'dan Hürriyet'e Suriye Tepkisi
Bekir Bozdağ, bugün bazı gazetelerde Suriye'de yaşanan katliama ilişkin tek bir satıra yer verilmemesine tepki gösterdi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, bugün bazı gazetelerde Suriye'de yaşanan katliama ilişkin tek bir satır olmadığını belirterek, "Ben buradan gazetelerin yetkililerine soruyorum; köşelerine, haberlerine, sayfalarına bu en büyük vahşeti, insanlık suçunu almayan ve gazetelerinde yer vermeyenler, size kim baskı yaptı? Esad yönetiminden mi, yoksa Tuncay Güney haberini geçirin diye başkaları tarafından mı baskı var?" dedi. HÜRİYET'E SESLENDİ Medyayı eleştiren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Suriye'de yaşananlara yer vermediğini söylediği Hürriyet gazetesine seslendi. Bozdağ, "Bu haberi hangi vicdan görmezden gelme talimatı verdi?" diye konuştu. "BUNA GAZETECİLİK DENMEZ" Bozdağ, bugün bazı gazetelerde Suriye'de yaşanan katliama ilişkin tek bir satır olmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Hangi anlayış böyle bir haberi görmez? Hangi gazeteci, habercilik adına böyle bir haberi getirmez? Bırakın haberciliği, insan olmak adına da bu haberi okuyucularına duyurmak açısından da son derece önemli. Bütün dünyanın gündemi bu ama Türkiye'nin her zaman en büyüğü olduğu iddiasında olanın gündeminde yok. Ben buradan gazetelerin yetkililerine soruyorum; köşelerine, haberlerine, sayfalarına bu en büyük vahşeti, insanlık suçunu almayan ve gazetelerinde yer vermeyenler, size kim baskı yaptı? Esad yönetiminden mi, yoksa Tuncay Güney haberini geçirin diye başkaları tarafından mı baskı var? Hadi ilk sayfada görmediniz, 2., 3. sayfanızda, bir köşeye buna dair en ufacık bir satır koymama konusunda karar almanıza kim yol açtı? Bunu lütfen açıklasınlar. Tüm dünya bu insanlık zulmünü konuşuyor ama bizimkiler kör olmuş, görmüyorlar, kulaklarını kapatmış duymuyorlar, ağızlarıyla söylemiyorlar. Buna gazetecilik denmez. Dünyanın en büyük katliamlarından birini gazetenize taşımayacaksınız, sonra da etikten, ahlaktan, hukuktan, vidandan bahsedeceksiniz. Bu olayı haber yapmayanlar da Esad'ın vicdansızlığına ortak olanlardır. Onları da buradan şiddetle kınıyorum."
"TAVRIMIZI KOYMAMAMIZ ŞART" "Suriye'de kimyasal silah kullanıldığına dair iddiadan öte somut bir gerçeklik" olduğunu ifade eden Bozdağ, "Bu gerçeklik karşısında bizim gerçek bir tavır koymamız şart. İnsan olmanın getirdiği yükümlülüğü hepimizin yerine getirmesi gerekir" şeklinde konuştu. Bozdağ, "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Katkısının Sağlanması" işbirliği protokolü imza törenine katılmak üzere geldiği Diyanet İşleri Başkanlığı'nda gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Suriye'de kimyasal gaz kullanıldığı iddialarını değerlendirdi. Bu olay karşısında uluslararası örgütlerin gereken tepkiyi ortaya koyamadıklarını söyleyen Bozdağ, şunları ifade etti: "Geçmişte hatırlarsanız, Irak'ta kimyasal silah bulunduğu iddiaları vardı. Irak'ın başına neler geldiğinin bütün dünya tanığıdır. İran'ın uranyum zenginleştirme çalışmaları iddiaları üzerine İran'a uygulanan yaptırımlar hala gündemdedir, uygulanmaktadır. Şimdi Suriye'de kimyasal silah kullanıldığına ilişkin değerlendirmeler var. İddialardan öte gerçeklik var. Bu gerçeklik karşısında bizim gerçek bir insan tavrı koymaya ihtiyacımız var. Bunun için de uluslararası örgütler, topluluklar; uluslararası hukukun kendilerine yüklediği hükümlülükleri yerine getirmek zorundadır." "BM SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİREMEDİ" Bozdağ, "İnsan olmanın bize yüklediği hükümlülüğü hepimizin yerine getirmemiz lazım. Bu noktada maalesef dün akşam bir araya gelen BM Güvenlik Konseyi üyeleri omuzlarına yüklenen sorumluluğun gereğini yerine getirememişlerdir. Bu olay nedeniyle alınması gereken tedbirleri alma, atması gereken adımları atma noktasında insani, vicdani, siyasi ve uluslararası hukuktan kaynaklanan hukuki adımları atma kararlığını ortaya konulamamıştır. Suriye'de yaşanan bu vahşete, katliama, insanlık suçuna karşı sessiz kalmak, bu konuda hala siyasi çıkar hesapları yapmak, hala insandan öte birtakım değerlendirmeler üzerine politikalar inşa etmek çok büyük bir yanlışlıktır, kabul edilemez bir durumdur. Bu ölümlerden Esad yönetimi sorumlu olduğu gibi, bu ölümleri sormak uluslararası hukuk bakımından mümkünken bunun adımını atma konusunda yetkili ve sorumlu olanlar da bunun sorumluluğundan kurtulamazlar." şeklinde konuştu. "HERKES NEREDE, NE KADAR KİMYASAL SİLAH OLDUĞUNU BİLİYOR" Bozdağ, bir gazetecinin "BM, kimyasal silahla ilgili araştırma yaparken böyle bir saldırının gerçekleşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna da şu yanıtı verdi: "Ortada bir gerçek var, bir kimyasal silah kullanımı gerçeği var. O zaman BM, birtakım hesaplar yapacağına, "Esad yönetimi bunu yapmaz' argümanını dillendireceğine BM'nin uzman heyeti orada. Hemen dünden izin verilmesi lazımdı. Hemen uzman heyetlerin incelemesini yapar, nereden nasıl atıldığıyla ilgili herhalde bir değerlendirmesi olurdu. Şu ana kadar Esad yönetiminin bu yönde bir izin verdiğine ilişkin bilgim yok. Bunun incelenmesi lazım, daha incelenmesine izin verilmedi. Binlerce insan bu zulüm yüzünden hayatını kaybetmiş. Öyleyse kim bir inceleme yapmadan bunun provokasyon olduğunu iddia ederse, hangi ülke bunu söylerse o tarafını belli ediyor demektir." Kimyasal silah kullanıldığının açık olduğunu kaydeden Bozdağ, "Kimyasal silahın Suriye'de sadece Esad yönetiminde bulunduğu da açıktır. Bugün kimyasal silahların kimde, ne kadar bulunduğuna dair bütün envanter uluslararası toplumun elinde vardır. Rusya da Amerika da Avrupa Topluluğu da bunu biliyor. Herkes nerede, ne kadar kimyasal silah olduğunu biliyor. Bu silahlar nereden nereye gider, bunun hepsi gün gibi ortadadır. Öyleyse herkesin burada insandan yana tavır alması ve insanlık suçu işleyenler karşısında "Artık yeter' demesi lazım."