Başbakan Yardımcısı Babacan: (1)
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "İktisatta bir kriz tanımı vardır, kriz terminolojisi hangi ortamda kullanılır bu çok açıktır.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "İktisatta bir kriz tanımı vardır, kriz terminolojisi hangi ortamda kullanılır bu çok açıktır. Dolayısıyla kriz ifadesini kullananlarda biraz art niyet aramak lazım" dedi.
Babacan Kanal A televizyonunda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Siyasete giriş sürecini anlatan Babacan, "AK Parti ilk kurulduğunda niyetim dışarıdan destek olmak, ticari hayatla ilgili sorun ve önerileri partimizle paylaşmaktı" dedi.
Babacan, hükümette görevlendirildiğini de bir ramazan günü akşam televizyonlardan öğrendiğini belirtti.
Göreve geldiği dönemde ülkenin zor dönemlerden geçtiğini hatırlatan Babacan, süreç içerisinde AK Parti'nin bu zorlukları aşabileceğinin görüldüğünü kaydetti.
Babacan, son zamanlarda piyasalarda kriz ifadeleri kullanıldığının hatırlatılması üzerine, "İktisatta bir kriz tanımı vardır, kriz terminolojisi hangi ortamda kullanılır bu çok açıktır. Dolayısıyla kriz ifadesini kullananlarda biraz art niyet aramak lazım" diye konuştu.
Türkiye'nin, zor bir ekonomik konjonktürde bulunduğuna dikkati çeken Babacan, bu zorluklara rağmen ülkenin büyümeye ve istihdam üretmeye devam ettiğini, böyle bir ekonomiye kriz ekonomisi demenin gülünç olacağını belirtti.
Babacan, böyle bir kara propagandanın sonucunun olmayacağının yakında görüleceğini söyledi.
" Türkiye'nin geleceğini yapısal reformlar belirleyecek"
Babacan, Türkiye'deki ekonomik başarının en önemli sebebinin siyasi istikrar ortamı olduğunu belirterek, "Siyasi istikrarın kaybolduğu ülkelerde ekonomik başarıyı görmek mümkün değil. Dünyada bunun örneğini kolay kolay bulamazsınız" dedi.
Yapısal reformlara da değinen Babacan, " Türkiye'nin bundan sonraki ekonomik kalkınmasını ve geleceğini belirleyecek olan yapısal reformlar olacaktır" ifadelerini kullandı.
Babacan, muhalefetin ekonomik vaatlerinin hatırlatılması, kendilerinin asgari ücreti neden bin 500 liraya çıkarmadıklarının sorulması üzerine de "Şu anda iktidar sorumluluğunu omuzunda taşıyan, seçimlerden sonra tek başına iktidar olma ihtimali en yüksek parti AK Parti'dir. Biz hayallerle uğraşamayız, kimseyi aldatamayız. Bu bizim kültürümüzde yok. Ne aldatan oluruz, ne aldanan oluruz. Biz ekonomi politikalarımızı hep gerçekler üzerine inşa ettik. Hayaller üzerine kurgulanan ekonomi politikalarının nasıl kötü sonuçlar verdiğini de kendi tarihimizde yaşadık" değerlendirmesinde bulundu.
Kendilerinden önceki koalisyon hükümeti döneminin ekonomik başarısızlıklarına dikkati çeken Babacan, muhalefet partilerinin ekonomi vaatlerinin kötü dönemin kötü politikaları olduğunu kaydetti.
Babacan, AK Parti hükümetleri döneminde paranın satın alma gücünün arttığını belirterek, "Biz şunun sözünü veriyoruz; sabit gelirli vatandaşımızın geliri en az enflasyon kadar, hatta enflasyondan da daha fazla artacaktır. Biz bunun garantisini veriyoruz. Ama hayali olarak 'yüzde 30-50 zam vereceğim' deyip de arkadan gelecek enflasyonun bütün o zamları alıp götüreceği tabloyu Türkiye'de görmek istemeyiz. Böyle yapmadık. Ekonomimizdeki gelişme akılcı ve rasyonel politikaların sonucudur, popülizmle böyle iyi sonuçlar elde edilemez" dedi.
"Birçok konuda ilkeli hareket ediyoruz"
Babacan, gençleri nasıl ikna edeceklerinin sorulması üzerine ise bazı değerlerin, onlara sahipken kıymetinin bilinemeyebildiğini söyledi.
İstikrarın da böyle olduğunu anlatan Babacan, vatandaşların bir kısmının kriz dönemlerini hatırladığını ama genç nüfusun böyle zorluklar yaşamadığını belirtti. Babacan, halkın sağduyusunun çok kuvvetli olduğuna işaret ederek, "Halkımızın kuvvetli sağduyusu ve tercihlerindeki isabet bizim en çok güvendiğimiz unsur. Belki bu dönemde bir kriz yaşanmadı ama komşularımızdaki tabloyu herkes görüyor" diye konuştu.
Muhalefet partilerinden yapılan koalisyon açıklamalarının hatırlatılması üzerine Babacan, şunları söyledi:
"Bazı çevrelerde, AK Parti'den kurtulmak lazım, eğer bunun bedeli Türkiye'nin batması ise varsın Türkiye batsın, yeter ki şunlardan kurtulalım eğilimi var. Bu son derece sıkıntılı bir yaklaşım. Türkiye'nin kaybetmesi demek, herkesin kaybetmesi demek. Bu çok yaygın değil, daha kısıtlı çevrelerin yaklaşımı ama bunu arızalı bir yaklaşım olarak görüyorum."
Türkiye'nin elde ettiği başarılardan rahatsız olanların olduğunu vurgulayan Babacan, ülkenin birçok konuda ilkeli hareket ettiğini söyledi. Babacan, iş dünyasından kendilerine bazen teklifler geldiğini anlatarak, "İş dünyasından bazen gelip, 'Mısır ile aranızı düzeltin, biz de rahat iş yapalım' diyorlar, biz onlara 'prensipli olmak zorundayız' diyoruz. Bir askeri darbe rejimi ile gidip el sıkışamayız, onlara destek veremeyiz. Belki kısa vadeli bizim çıkarlarımız etkileniyor ama orta, uzun vadede kredibilite kazanıyoruz. Türkiye her şartta doğruyu savunuyor intibası bizim için çok kıymetli, bunun er yada geç ekonomik karşılığı da alınır" diye konuştu.
AK Parti hükümetleri dönemindeki rekabet ortamının bazılarının çıkarlarına zarar vermiş olabileceğine işaret eden Babacan, "Bir ülkede hukuk yoksa o ülkede zenginler olabilir ama ülke topyekün asla zenginleşemez. Biz 12 yıllık dönemde bunun da mücadelesini verdik. Yüzde 100 başarılı olduk mu? Değil. Demokrasimizi hala ilerletmemiz gerekiyor. Hukuk devletimiz çok darbe aldı, örselendi. Yargıya olan güveni yeniden tuğla tuğla inşa etmemiz gerekiyor" değerlendirmelerinde bulundu.
Türkiye'nin Gezi olaylarının ardından dış basında olumsuz işlendiğini anlatan Babacan, bütün bunlara rağmen ülkenin büyümeye devam ettiğini söyledi. Babacan, başarılı olmuş her ülkenin tarihinde bir mücadele olduğuna dikkati çekerek, başarı için mücadele vermeye devam edeceklerini ifade etti. (Sürecek)