Başbakan Yardımcısı Arınç, Dünya Vakıflar Konferansı'nda Konuştu
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından WOW Otel'de düzenlenen Dünya Vakıflar Konferansı'nın açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, tarihteki vakıf kültürü ile modern dönemdeki vakıf ve sivil toplum kuruluşları kavramları arasında...
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından WOW Otel'de düzenlenen Dünya Vakıflar Konferansı'nın açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, tarihteki vakıf kültürü ile modern dönemdeki vakıf ve sivil toplum kuruluşları kavramları arasında benzerliklerle beraber farklılıklar olduğunu belirterek, tarihi anlamda bir kişinin malını, mülkünü, dini, sosyal ve kültürel bir amaç için tahsis etmesi olarak anlaşılan vakıf kavramına, gelişen süreç içinde artık sivil toplum kuruluşu olma ya da bu kuruluşları destekleme de eklendiğini kaydetti.
Vakıf ve vakıf ruhuna bakıldığında bunun büyük ölçüde İslam medeniyetinden kaynaklandığı ve geliştiğinin rahatlıkla söylenebildiğini ifade eden Arınç, Allah için ödünç vermek, Allah yolunda harcamak, yetimlere ve yoksullara yardımda bulunmak, fakirleri beslemek, sadaka vermek, hayır faaliyetlerinde yarışmak hususlarında Kur'an-ı Kerim'de yazılı ayetler olduğunu, Hazreti Muhammed'in de bu konudaki teşvik edici beyanlarının ötesinde kendisine ait Medine'deki mülkünü vakfederek İslam dünyasına ve insanlığa bizzat örnek olduğunu anlattı. Arınç, bunlardan dolayı İslam dünyasının vakıf konusunda önemli iz bıraktığını, bu kültürü bugünlere kadar canlı bir şekilde yaşattığını söyleyerek, kurumsallaşmış vakıf kültürünün ülkemizde ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde zirve dönemini yaşadığının herkes tarafından kabul edilen bir gerçek olduğunu belirtti. Osmanlı döneminde vakıf konusunda önemli ilerlemeler kaydedildiğini ifade eden Arınç, devletten beklenen birçok hizmetin, vakıflar kanalıyla yapıldığını aktardı.
DEVLET VAKIFLARIN EMANETÇİSİDİR
Arınç, tarihi vakıf eserlerinin yeniden gün yüzüne çıkarılması, vakıf gelirlerinin arttırılması ve toplumda yeniden vakfetme kültürünün yaygınlaştırılmasını hedeflediklerini belirterek, 3 bin 500'ü aşkın vakıf eserinin restorasyonunun yapıldığını anlattı. Vakıf gelirlerinin son 10 yılda 15 kat arttığını kaydeden Arınç, "Bizim vakıf anlayışımızın özü; devlet vakıfların emanetçisidir. Bizler, tarafımızca işlemleri takip edilen vakıfları ayrı bir hassasiyetle ve emanete yakışır biçimde yönetiyoruz" dedi. Vakfetme ve hayırseverliğin sadece Türkiye'ye ve İslam dünyasına ait bir olgu olmadığını ifade eden Arınç, hayırseverlik anlamında kullanılan "filantrop" kavramının uluslararası alanda yaygınlaşmasının memnuniyet verici olduğunu dile getirdi.
Arınç, "Hayırseverlik ve yardımseverlik insanın hamurunda vardır, dini, dili, rengi yoktur. Günümüzdeki tablo da bunu tümüyle yansıtmaktadır. Artık özellikle ABD ve Avrupa'nın vakıf faaliyetlerindeki çalışmalarını imrenerek izliyorum. ABD'de hayır faaliyetlerinde bulunan ve bizim anladığımız, 'filantropi' manasında vakıf diyebileceklerimizin sayısı 100 bindir. Bu vakıfların bağışları 300 milyar doları bulmaktadır. AB ülkelerinde ise 110 bin vakıf bulunmakta, bunların toplam mal varlığı 350 milyar Avroya ulaşmaktadır. AB vakıflarının yıllık harcamaları da 150 milyar Avroyu bulmaktadır" diye konuştu.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE SADECE 4 BİN 734 VAKIF KURULDU
Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde Osmanlı İmparatorluğu'ndan intikal eden 40 binden fazla vakfın yılık gelirinin 300 milyon lirayı aşmadığını belirten Arınç, bunlara ilaveten Cumhuriyet döneminde ise sadece 4 bin 734 vakıf kurulduğunu söyledi. Arınç, bunların malvarlığının ise 13 milyar lira, diğer ifadeyle 6.5 milyar dolar olduğunu ifade ederek, bu verilerin ekonomik gücün ve zenginliğin vakıflara yansımasının da açık bir işareti olduğunu anlattı.
Vakıf kültürünün maddi boyutunun yanında bir de manevi yönü olduğunu vurgulayan Arınç, daha çok insana vakıf kültürünün tertemiz havasını aldırabilmenin formüllerinin bulunması gerektiğini söyledi.
VAKIF VE HAYIR KURULUŞLARINA, İNSANLIK ADINA SORUMLULUK DÜŞMEKTEDİR
Arınç, vakıf alanında öncülük etmiş olan İslam dünyası ve Türkiye olarak bu konuda daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğine işaret ederek, "Ekonomik gücümüzle orantılı olarak taşın altına elimizi daha fazla sokmalıyız. Osmanlı'yı anlatırken kullandığımız vakıf medeniyeti ifadesinin bugün de bir karşılığı olduğunu göstermeliyiz. Esasen Türkiye'de bunun emareleri görünmeye başlamıştır" dedi. Vakıflara yardım ve desteklerin artırılması gerektiğini söyleyen Arınç, "Dünya, son dönemde yoksulluk, geri kalmışlık, cehalet girdabına giren coğrafyalara yönelik sadece devletlerin değil, belli gelire ulaşmış bireylerin de sosyal duyarlılık göstererek insanlığın yardımına koşmasına her zamankinden daha fazla muhtaçtır. Benim bu konudaki çağrım, biraz önce saydığım muazzam finansal imkanları olan Batılı vakıfların, dünyada artarak devam eden yoksullukla mücadelede daha etkin rol almaları, hayırseverlik hedeflerini başta Afrika olmak üzere üçüncü dünya ülkelerine yönlendirmeleri olacaktır. Yoksulluk, eğitimsizlik, sağlıktan yararlanamama, su ihtiyacı, yol ve ulaşım ihtiyaçları gibi birçok ihtiyaç, devletlerin tek başlarına baş edemediği bir problem haline gelmiştir. Ayrıca gelişmiş ülkeler olarak nitelendirilen G-20 ülkelerinde de önemli sayıda yoksul bulunduğunu unutmamalıyız. Bu itibarla, yardımsever insanların oluşturdukları vakıf ve benzeri hayır kuruluşlarına, insanlık adına çok büyük bir görev ve sorumluluk düşmektedir. Çünkü bazen devletlerin kurumsal yapıları, toplumun sorunlarını veya sosyal krizleri anlamada
ve yanıt vermekte başarısız ve hatta kimi zaman kayıtsız kalmaktadır. İşte bu noktada sivil inisiyatif önemlidir ve toplumsal yapıyı ayakta tutan en önemli dinamiklerden biridir" diye konuştu.
VAKIF KÜLTÜR VARLIKLARININ ONARIMI İÇİN 200 MİLYON LİRA AYRILDI
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem de, konferansa 5 kıta üzerindeki 40 ülkeden davetlilerin katıldığını kaydederek, bu yılın bütçesinden 200 milyon liranın vakıf kültür varlıklarının onarımı için ayrıldığını, binlerce taşınmazdan gelir elde etmeye başladıklarını, hayır hizmetlerinin fonksiyonunu genişlettiklerini anlattı.
Arınç, konferansın ardından Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Sanayi ve Ticaret Bakanı Sinan Çelebi'yi kabul etti. Kabul, basına kapalı gerçekleşti.
(BB) (FOTOĞRFALI) - İstanbul