Haberler
Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin "İmralı ile yüz yüze temas olmalı" çağrısına DEM Parti'den jet yanıt

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

Yenidoğan Çetesi davasında kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Sanık hemşireden kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

CHP lideri Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 3 yıl önceki market alışverişi üzerinden yüklendi

Erdoğan'a 3 yıl önce yaptığı alışveriş üzerinden yüklendi

Başbakan Yardımcısı Arınç : Bu Şartlar Altında Bu Üretim Devam Etmemeli

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, maden sektörünün ağır risk grubu içinde yer aldığını söyleyerek, "Bir insan olarak şunu söylemeliyim; evet bu şartlar altında bu üretim devam etmemeli. Alınan bütün tedbirlere rağmen yetersizse ve ortaya çıkacak sebep de böyle basit şekilde önlenemiyorsa o zaman bizim kapatmayı bunun dışındaki tedbirleri düşünmemiz lazım" dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, maden sektörünün ağır risk grubu içinde yer aldığını söyleyerek, "Bir insan olarak şunu söylemeliyim; evet bu şartlar altında bu üretim devam etmemeli. Alınan bütün tedbirlere rağmen yetersizse ve ortaya çıkacak sebep de böyle basit şekilde önlenemiyorsa o zaman bizim kapatmayı bunun dışındaki tedbirleri düşünmemiz lazım" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'nun ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç basın toplantısı düzenleyerek, açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Soma'da yaşanan maden faciasının ardından madenlerde alınacak önlemlerin sorulması üzerine Arınç, maden işkolunun çok tehlikeli iş kollarının içinde yer aldığını belirtti. Madenlere yönelik tedbirlerin de ağır ve son derece ciddi olması gerektiğini vurgulayan Arınç şöyle devam etti:

"Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız mevcut maden kanunun 7 maddesinde değişiklik yapılmasını öngören bir taslağı bize sundu. Ancak biz meseleye daha kapsamlı baktık. Başbakanımızın talimatıyla bu taslak üzerine çalışalım ama önemli olan bu iş kazalarını minimize edecek, hayatı çok daha iyi bir noktaya çıkarabilecek, yani çok az iş kazası bunun için alınması gereken tedbirler, yani iş veren tarafından alınması gerek tedbirler, devlet tarafından alınması gereken denetim, teftiş tedbirlerinin neler olması gerektiği birincisi. İkincisi, ileri teknoloji kullanan ülkeler, ABD, Rusya, Çin, Avustralya bunlardan birisi. Bize göre gerekli tedbirlerin alındığını düşündük, buna göre tedbirlerin alındığını düşündük. Ne zaman? 2010'da çıkan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunuyla. Baktığınız zaman ileri düzey alınması gereken bütün tedbirler yazılmış oraya. Ama bu kaza da olmuş. Yani her şey çok iyiydi, çok, mükemmeldi de bu kaza nereden çıktı. Bunun da bir sebebinin olması lazım. Dolayısıyla adli soruşturma neticesinde bilirkişi incelemeleriyle, şahit ifadeleriyle, sonradan ortaya çıkan delilerle bu iş kazasının sebebini öğreneceğiz. İyi ama 301 kişi ölmüş, buna sebep nedir. Bir illiyet bağı olmalı. Şuradan başladı, şurada genişledi. Şu tedbirler olmadığı için de bu kaza ortaya çıktı. İş veren bunu düşünmüyor olabilir. Ama ben hükümetin ülkeyi yönetiyorum ve benim kurumların bu kazaların olmaması için de bir sorumluluk taşıyor" diye konuştu.

-"BU ŞARTLAR ALTINDA BU ÜRETİM DEVAM ETMEMELİ"-

Madenlerin kapatılması konusuna da değinen Arınç, bu konunun geçmişte de söylendiğini kaydetti. Bunun gerçekçi olmayacağını vurgulayan Arınç, "Türkiye için gerçekçi bulmuyoruz. Çok samimi kanaatimi söylüyorum; mesele ekonomik açısıyla sürdürülmesi geren bir iştir" dedi. Madenlerin çıkartılması gerektiğini belirten Arınç, "Ama kesinlikle buradan çıkartacağımız 15 milyar tonluk kömür rezervi bir kişinin canının bedeli değildir. Bizim bütün bunlar çalışıyorken, bu kazaları önleyecek tüm tedbirleri almamız gerekir. Eğer bu tedbirleri alamıyorsak, her zaman 301 kişinin ölümüyle değil 10 kişinin 20 kişinin, 30 kişinin göçüktü, grizu patlamasıydı, metan gazıydı bunlarla karşılaşacaksak o zaman madenleri kapatmaktan bahsedebiliriz. Her işin riski vardır. Madende de ağır risk var. Tehlikeli çalışma sınıfında. Bir insan olarak şunu söylemeliyim; evet bu şartlar altında bu üretim devam etmemeli. Alınan bütün tedbirlere rağmen yetersizse ve ortaya çıkacak sebep de böyle basit şekilde önlenemiyorsa o zaman bizim kapatmayı bunun dışındaki tedbirleri düşünmemiz lazım" ifadelerini kullandı.

-"YUMRUK ATTIĞINI GÖRMEDİM YEMİN EDERİM Kİ BÖYLE BİR CÜMLESİNİ DE DUYMADIM"-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Soma'da bir vatandaşa tokat attığı yönündeki iddiaların sorulması üzerine Arınç, Başbakan Erdoğan'ın Belediye önünde bir konuşma yaptığını, konuşmaya başladığında "yuh" seslerinin, "hükümet istifa" sloganlarının atıldığını söyledi.

Arınç Başbakan Erdoğan ile o gün gün boyu beraber olduğunu anımsatarak o gün yaşananları şöyle anlattı:

"Başbakanımız "Ben sizin acınızı paylaşmaya geldim, siyaset yapmaya gelmedim' dedi. "Hükümete bu şekilde bağırıp çağırıyorsunuz ama ben buradayım, bakanlarım burada binlerce çalışanımız burada, bizim bir eksiğimiz yok' şeklinde sözlere söyledi. Daha sonra Akhisar'a gitmek üzere araca bindik. Belediye önünden o cadde boyunca ilerliyoruz. Orada el sallayanlar oldu, alkışlayanlar oldu. Araçla giderken Başbakanımız, "Onlarla selamlaşacağım' dedi. İnsanlar mutlu oldu. O insanların yanında yuhalayanlar oldu. O sırada araca atılanlar oldu. Başbakan "istifa' diye bağıran topluluğun önüne geldi kızlar vardı orada. Kızlara "Size istifamı sunacağım, peki ben neden istifa edeyim?' dedi. Kızlar mahcup oldular bana göre. Onların yanındaki grup dozunu artırarak "katiller, matiller'. Başbakanımızın "Neden katil olayım ben' dediğini duydum. Kızlarla konuştu. Sola doğru yalpalanma oldu. Saldırgan bazı kişiler gördüm. Sola doğru bir geçiş oldu. Orada bir market varmış, Başbakanımız markete doğru girdi. Sağdan gelen 7-8 kişi bir markete doğru süratle girdiler. Ben biraz geride kaldım. Benim oradan görebildiğim ve duyabildiğim kadarıyla başbakanımız kimseye yumruk atmadı. Kendisine yumruk atıldığını söyleyen O kişide 4. kez ifadesini değiştirdi. Ne kadar itibar edilir. Ama ben bulunduğum yerden Başbakanımızın yumruk attığını görmedim. O görüntülere bakarak yorum yaparken yanlışlıklar yapıldı. Sayın Başbakanımızın bir ülkenin ismini zikrederek "filanın filanı' yemin ederim ki böyle bir cümlesini de duymadım. Orada birinin elini tutmak için elini uzatmış olabilir. Bir başbakanın yumruk atabileceğini nasıl düşünebilirsiniz. Oraya kimseye yumruk atmak için gitmedik, milletin acısını hafifletmek için gittik."

-"BU SORUYU SORULMAMIŞ KABUL EDERİM"-

Başbakan Yardımcısı Arınç, soruşturmalar neticesinde bakanların görevden alınıp alınmayacağının sorulmasını üzerine, bakanların denetimden görevinden bahsedilebileceğini, yasal eksiklikler varsa bunların neden yerine getirilmediği sorulabileceğini belirterek, "Yarın TBMM'de muhalefet partilerinin gensoruları görüşülecek. Meclis önünde bunun nasıl bir kararla sonuçlanacağını yarın hep beraber göreceğiz. Ancak etik açıdan şuanda öyle bir şeye gerek var mı derseniz? Şuanda istifa etmediklerine göre görevlerinin başında olduklarına göre bu soruyu sorulmamış kabul ederim. İleride bakanlara ait bir eksiklik, bir hata bir kusur söz konusu olursa onu da Sayın Başbakanımız takdir eder" dedi.

-"YERDE OLAN BİR İNSANA NİÇİN TEKME ATILIR?"-

Başbakanlık Müsteşarı Yusuf Yerkel'in Soma'da bir vatandaşı yerde tekmelemesiyle ilgili sorulan bir soruya ise Arınç, "Ben de o görüntüleri izledim. Bizim arkamızdaydı, ben onu görmedim. Bu çok feci bir olay. Ben yerde görüyorum onu. Yerde olan bir insana niçin tekme atılır? Hiçbir şekilde atılmaması lazım. Taşıdığı sıfat itibariyle hiç olmaması lazım. Kendisi galiba "Üzüntü duydum, keşke olmasaydı' diye beyanda bulunmuş. Bu olayı tasvip etmediğimi, benim gördüklerimi herkes gördüyse, herkes infial duymuş olabileceğini kabul ediyorum kim olursa olsun. Yerde yatan kişiye tekme atmış. Yerdeki kişi şikayetçi olmuş dava açılabilir. İdari yönden bir soruşturmaya konu olabilir, idari soruşturma sonucunda da onu atayan makam, kurum bunun sonucuna göre gereken yapılır" ifadelerini kullandı.

Kaynak: ANKA / Güncel
title