Arınç: Sarıgül Gibi On Kişi Olsa Yine de Kazanamaz
Arınç, önümüzdeki yerel seçimlerle ilgili olarak, "Sarıgül gibi on kişi de olsa CHP'nin İstanbul'u kazanamayacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
Arınç, kendilerinin İstanbullu'ya İstanbullu'nun ise kendilerine güvendiğini belirterek, "Sarıgül de olsa Sarıgül gibi on kişi de olsa CHP'nin İstanbul'u kazanamayacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile iftihar edilmesi gerektiğini belirterek, "Bir defa gerçek bir asker, görevini iyi bilen bir asker. Dağlardan, terörle mücadeleden, askerin içerisinden bir asker babanın oğlu olarak gelmiş ve askerlikten başka bir şeyi bilmeyen ve sivil iradenin emrinde bir görevli olarak sadece kendisine Anayasa'da verilmiş görevleri ifa etmeye çalışan bir değerli asker" dedi.
Arınç, A Haber televizyonunda katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
MUHARREM İNCE'YE SERT CEVAP
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'in açıklamaları hatırlatılarak, "AK Parti'nin başörtülü milletvekili konusunda mağduriyet yaratmaya çalıştığını söyledi. 'Asıl niyetinizi söyleyin, herkesin başını kapatmanızın zamanı ne zaman gelecek? Ne zaman herkesi zorunlu tutacaksınız' dedi. Bir de başörtülü milletvekillerine şöyle bir suçlaması var; '2,5 yıldan beri yeminden başka hiçbir şey yapmayanlar bu konularda açıklamalar yapıyorlar, demek ki özel görevli olarak gelmişsiniz' der" ifadelerinin kullanılması üzerine Arınç, "Bu çok çirkin ve çok saçma sözler. Sahibine yakışıyor doğrusu. Bunların hiçbirisi doğru da şık da samimi de değil. Bayan milletvekillerimiz bugüne kadar kaç defa kürsüye çıktılar, onun çetelesini tutmak onların haddi değil".
"ÜÇ YILDIR KÜRSÜYE ÇIKMAYAN VEKİLLERİ VAR"
CHP'nin içinde aradan geçen üç yıla rağmen bir gün bile kürsüye çıkmayan milletvekillerinin isimlerini verebileceğini belirten Arınç, şunları söyledi: "En azından 8 aydan beri Meclis'e gelmeyen kaç tane milletvekili var CHP'de, sebepleriyle birlikte İnce'nin önüne koyabilirim. Bu bayan milletvekillerimizi suçlayıcı bir tonda konuşmasınlar. Her ay 12 - 13 bin lira milletvekili maaşını alarak Meclis'e 8 aydan beri onu, bunu protesto etmek amacıyla veya kendisine tavır takınıldığı iddiasıyla parlamentoya gelmeyenler var, bizi konuşturmasınlar. İktidar partisi milletvekillerinin kürsüye çıkma şansı daima azdır. Muhalefet daha çok konuşur. Çünkü biz tasarıyı ve teklifi getiriyoruz, bunun bir an evvel kanunlaşmasını istiyoruz. Muhalefet de işi uzatmak, işi yokuşa sürmek için İçtüzük'te olan olmayan bütün imkanlarını engelleme adına kullanıyor. Biz orada milletvekillerimize 'Sakin olun, sadece grup adına bir konuşma yapılsın, muhalefetin konuşmalarıyla işi bitirelim' diyoruz. Yoksa bizim, ismini saydığı milletvekillerimizin hepsinin teşkilatla ilgili çalışmaları var, hepsi Meclis'te çok gayretlidirler, komisyonlara giderler, halkla ilişkilerde bütün gayretleriyle çalışmalarını yaparlar."
"BAŞÖRTÜSÜNÜN MAĞDURLARIYIZ"
"Mağduriyet konusuysa gerçekten biz başörtüsünün mağdurlarıyız" diyen Arınç, şöyle devam etti: "Kendi ailemizden ve çocuklarımızdan başlayarak üniversiteyi bitirmelerinden bugüne, Meclis Başkanı olduğum günden bugüne. Ama biz bu mağduriyetimizi hiçbir zaman oya tahvil etmek için çalışmadık, sabrettik, hukuk içinde bu işin çözüleceğine inandık. Aslında CHP bunları söyleyeceği yerde MHP ve BDP'nin yaptığı gibi 'Artık Türkiye'nin geldiği noktada bu ayrımcılığa gerek yoktur, bu bir demokratik haktır buna saygı duymak gerekir' dese belki çok daha kazanacak. Ama bütün amaçları bunu kabul etmemek olduğu için bunu tevil etmek adına bazı konuşmalar yapıyorlar. Ama en azından daha büyük çirkinlikleri göstermemek, Meclis'te belki daha yatıştırıcı bir rol oynamak istiyorlarsa bu konuşmalarını yapmış olabilirler diye düşünüyorum."
Özel durumu olduğu belirtilen CHP Milletvekili Şafak Pavey'in bundan sonra pantolonla gelmesinde bir sakıncanın olup olmadığının sorulması üzerine Arınç, "Hiçbir sakıncası yok" diye konuştu.
"PANTOLONUN BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VAR"
Pantolon konusunun Meclis Başkanı olduğu dönemde de gündeme geldiğini hatırlatan Arınç, şunları kaydetti: "Ben dedim ki, 'Nasıl memurlar için serbestliği getirilmişti, çok da güzel bir kıyafet olur. Milletvekillerimiz rahat böyle bir kıyafeti seçeceklerse onlar için tayyör görünüyor o yüzden pantolonu eklememiz lazım. Biz bu pantolonu İçtüzük'e koyalım' dedik. Bunu söyleyenlerin kulakları çınlasın, CHP'liler geldiler bana dediler ki, 'Biz sizin asıl amacını biliyoruz.' 'Nedir benim asıl amacım?' 'Siz pantolonu getiriyorsunuz arkasından başörtüsünü getireceksiniz' dediler. Bu ne kadar büyük bir korkudur, bu ne kadar saçma bir düşüncedir. O yüzden pantolonla ilgili hiçbir sıkıntıları olmasın. Pantolon kadınların kıyafetleri konusunda bence tercih edecekleri bir şey ise başımızın üzerinde yeri var. Bunu İçtüzük'e koyabiliriz."
ÇARŞAF MECLİS'E GELMEYECEK
"Bunun bir hamle sonrası çarşafla gelenler olacak mı soruları var. Söz konusu değil mi" sorusu üzerine Arınç, "Hayır" karşılığını verdi.
"ÖZEL'LE İFTİHAR ETMELİYİZ"
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel'in Cumhuriyet Bayramı resepsiyonundaki sözleri hatırlatılarak, "Şu anda sizce TSK'nın siyasallaşması gibi bir tehdit söz konusu mu" demesi üzerine Arınç, "Geçmişte böyle sıkıntıların yaşandığını cümle alem biliyor" diye konuştu.Görülen davalarda elde edilen bilgileri hatırlatan Arınç, şöyle konuştu: "Geçmişte 1960 darbesini yapan gücün, 71 muhtırasını veren, hükümetleri deviren gücün, 80 darbesini yapan, 90'lı yıllarda bile 'Ben varım siz kim oluyorsunuz' diyen bir gücün siyasete müdahale ettiğini söylemek iki kere iki dört eder gibi çok büyük bir gerçek. Geçmişte bunlar yaşandı. Şimdi bunların yargı önünde hesap verdiklerini görüyoruz. Yargı önünde hesap verenlerin bugün bazı meydan okumalarına veya bunların dışarıdaki uzantıların tehditlerine bakarsanız böyle bir şey daha sonralarda olabilir, daha sonralarında bunlar Türkiye'nin önünü kapatabilecek, içini karıştırabilecek bir argüman olarak ortaya çıkabilir. Bugün biz Genelkurmay Başkanımızla her Türk vatandaşı olarak iftihar etmeliyiz. Bir defa gerçek bir asker, görevini iyi bilen bir asker. Dağlardan, terörle mücadeleden, askerin içerisinden bir asker babanın oğlu olarak gelmiş ve askerlikten başka bir şeyi bilmeyen ve sivil iradenin emrinde bir görevli olarak sadece kendisine Anayasa'da verilmiş görevleri ifa etmeye çalışan bir değerli asker. Onun geçmişte yaşanan kötü örnekler gibi siyasete müdahale etmek veya kendini siyasetin üzerinde görmek, Türkiye'yi biz daha iyi yönetiriz gibi bir iddiası olmadığını biz biliyor ve inanıyoruz. Bunu demokrasi yanlıları büyük bir takdirle karşılarken, ben işte şimdi söyleyemeyeceğim, eski bir hakem bozuntusunun affedersiniz televizyonlarda bir konuşması vardı, 'Ben Genelkurmay Başkanı öyle isterim ki filancayı oturturum' diye bir şeyi vardı. Öylelerini bekleyenler açısından bir düş kırıklığı."
"GENELKURMAY BAŞKANI YARGIYA MÜDAHALE EDEMEZ"
Yargılamalarda ceza alanlarının büyük bir kısmının asker olması nedeniyle sanki Genelkurmay Başkanı onlara sahip çıkmamış gibi bir kanaat oluşturmaya çalışanların olduğunu ifade eden Arınç, "Genelkurmay Başkanı'nın yargıya etki etme, yargıya talimat verme, yargıyı yönlendirme gibi bir görevi mi var? Böyle bir etkisi mi olmalı? Biz siyasetçiler yürütme olarak yargı önünde hangi yetkiye sahibiz ki Genelkurmay Başkanı veya onun bir altındaki komutanlar, 'Şunları bırak, şunları al, bu davayı kapat' diyebilsin. Bir hukuk devletinde bu mümkün mü?" diye konuştu.
Bunları, Türkiye'nin içini tekrar karıştırmak niyetinde olanların sözleri olarak nitelendiren Arınç, kendisinin Genelkurmay Başkanı'nın sözlerini yorumlayacak bir görevde olmadığını da söyledi. Arınç, "Ama bu sözü fevkalade önemlidir. Türkiye'nin dönüşümü içerisinde sivil asker ilişkilerinin batılı anlamda bir mecraya oturduğu Türkiye'de alkışlanacak sözlerdir" diye konuştu.
"ETKİLEMEYE ÇALIŞIYORLAR"
Orgeneral Özel'in istifa konusuna ilişkin sözlerine yönelik değerlendirmesi sorulması üzerine Arınç bu konuya girmeyeceğini vurguladı. Arınç, şöyle devam etti: "Nihayetinde insanız biz, duygusal yönümüzde var. Özellikle bir askerlik gururu, onuru içerisinde görevini layıkıyla yapan bir insana her gün 3-5 kişi kendi çevresinden veya köşe yazarlarından 'istifa et' diye edep dışı bir takım ithamlarda bulunursa bundan etkilenmemesi şüphesiz söz konusu olamaz. Ama diyor ki kendisi, 'Ben 3-5 kişinin bunları söylemesiyle istifa edecek de değilim.' Yani onların gerçek niyetini biliyor ona karşı da bir söylemde bulunuyor."
"İSTANBUL HALKI NANKÖR DEĞİL"
CHP'de yaşanan Mustafa Sarıgül ile ilgili gelişmeler hatırlatılarak Sarıgül'ün aday olması durumunda İstanbul'da seçimlerin nasıl etkileneceğinin sorulması üzerine Arınç, Sarıgül ile ilgili konuların CHP'nin iç meselesi olduğunu söyledi.
"İSTANBUL'U KAZANACAĞIZ"
AK Parti'nin iki dönemdir İstanbul'da belediye başkanlığını kazandığını, öncesinde ise Ali Müfit Gürtuna ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu görevde olduğunu anımsatan Arınç, "Biz 1994'ten bu yana İstanbul'da belediye başkanlığını düşünce, zihniyet, çalışma bakımından hamd olsun temsil ediyoruz ve İstanbul halkı da bu çalışmalara karşılık bizi her zaman ödüllendiriyor. Önümüzdeki seçimde de biz İstanbul'u tekrar kazanacağımıza inanıyoruz. Bunu yaptığımız anketler ve yaptığımız hizmetler de gösteriyor" dedi.
Asrın projesi olarak nitelendirilen Marmaray'ın hayata geçtiğini anımsatan Arınç, yapılan çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Kentte ulaşım, temizlik, çevre, yeşil alan bakımından en güzel hizmetlerin verildiğini vurgulayan Arınç, "İstanbul halkı nankör değil. Bu hizmetleri yapanları mutlaka takdir edecektir, adayımız kim olursa olsun biz buna inanıyoruz" diye konuştu.
"HİÇBİR ADAYIMIZ KESİN DEĞİL"
Arınç, kendilerinin İstanbullu'ya İstanbullu'nun ise kendilerine güvendiğini belirterek, "Sarıgül de olsa Sarıgül gibi on kişi de olsa CHP'nin İstanbul'u kazanamayacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek gibi bazı isimlere kesin gözüyle bakıldığı belirtilerek diğer şehirlere ilişkin adayların sorulması üzerine Arınç, "Hiçbir adayımız kesin değil" dedi.
Geçen hafta teşkilatların düşüncelerinin alındığını, anket çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Arınç, "Bir ihtimal Kasım'ın 20'lerine doğru açıklamalar başlayacak. Kesinleşen belediye başkanı adaylarımızı açıklayacağız. Melih Gökçek, Ankara'da yıllardan beri belediye başkanlığı yapmış değerli arkadaşımızdır, başarılı bir insandır. Tekrar aday olup olmama noktasında 'bugün adaydır' veya 'değildir' noktasında değiliz" diye konuştu.
"İZMİR İÇİN BİNALİ YILDIRIM'IN ADI GEÇİYOR"
İzmir için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın adının çokça geçtiğinin hatırlatılması üzerine Arınç, şu açıklamalarda bulundu: "Binali Yıldırım Bey'in ismi çokça geçiyor, başka isimler mutlaka bulunacaktır veya aday olacaklardır. Onlar konusunda da kasımın ortalarından itibaren netleşecektir. Aslında aday listelerinin Yüksek Seçim Kuruluna verileceği tarih bildiğim kadarıyla 7 Şubat olmalı. Yani 7 Şubat'a kadar adaylar üzerinde değişiklikler de olabilir, meclis üyeleri arasında da değişiklikler olabilir, esas son noktaya bakmak lazım. Ama belediye başkan adayları 7 Şubat'a kadar şüphesiz beklemez. Çalışma yapacaklar, önlerini açacağız, onlar için kasımın ortasından itibaren adaylarımızın peyder pey açıklanacağını düşünüyorum."
"KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ BAŞBAKAN'IN TASARRUFU"
"Olası bir kabine değişikliği için kasım sonunu mu beklemek lazım?" sorusu üzerine Arınç, konunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tasarrufunda olduğunu, belediye başkanlığı için aday olacak bakanların görevlerinden ayrılacağını, ayrılan bakanların yerine de Başbakan Erdoğan'ın Köşk'e yeni isimler götüreceğini ifade etti.
Arınç, "Bir kabine değişikliği hemen yakın gelecekte olacak bir şey değil gibi gözüküyor" değerlendirmesi üzerine de "Bugünden yarına mı? Hayır" ifadesine kullandı.