Başbakan Yardımcısı Ali Babacan: Vergi Oranlarını Aşağı Çekmeye Çalışacağız
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) ve Akbank tarafından düzenlenen "İstanbul'u Önemli Bir Finans Merkezi Haline Dönüştürmek" adlı konferans Sabancı Center'da başladı.
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) ve Akbank tarafından düzenlenen "İstanbul'u Önemli Bir Finans Merkezi Haline Dönüştürmek" adlı konferans Sabancı Center'da başladı. Konferansa Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, IIF Başkanı Charles Dallara ve Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer katıldı.
"KRİZ DENEYİMİ ÇOK DEĞERLİ BİR DENEYİMDİR"
Konferansın açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Bankalarımız 1994'te ve 2001'de yerel krizlerden de geçtiler. Kriz yönetimi açısından oldukça deneyimli olduklarını söyleyebilirim. Avrupa'da sorunların büyük boyutta yaşanmasının sebebi bankalar ve hükümetler taze kriz anılarına sahip değiller. Kriz deneyimi çok değerli bir deneyimdir. Bizim bankalarımızın deneyimi büyük önem taşıyor. Deneyimli aktörlerin bankacılık sektöründe olması bizim bankacılık sektörümüzün krizden sıkıntısız biçimde çıkmasını sağladı. Yardım paketleri gerçekleştirilmedi Türkiye'de. Mevduat garantimiz 2004'e bakacak olursak aynı kaldı. Kriz süreci boyunca hiç dokunmadık ona. Bu olduka sıradışı bir durum bu aslında. Krizden önce yaptıklarımız Avrupa'daki pek çok ülkeden farklıydı. 2010 yılında Türkiye'de ekonomi yüzde 9,2, 2011'de yüzde 8,5 büyüdü. İstihdam yaratılması açısından çok güçlü bir durum ortaya çıktı. 3,8 milyon yeni iş yaratıldı. 2009'dan 2012'nin başına kadar bu 3,8 milyon iş imkanı içinde 1,5 milyon kadın istihdam edildi. Kadınların istihdamında önemli bir artış görüldü" dedi.
"SIKI PARA POLİTİKALARIMIZ HER KOŞULDA DEVAM EDECEK"
Başbakan Yardımcısı Babacan, "Eskiye oranla yüzde 4'lük bir büyüme var ama Avrupa için olukça yüksek olsa da bizim açımızdan önceki 3 yıla göre daha düşük bir büyüme. Biz burada sürdürülebilirliği sağlamak istiyoruz. Ekonomik bir dengeye oturtmak istiyoruz. Bu eskiye oranla halihazırda oluyor. İhracatımızı artıyor. İç talep orta seviyede ve geçen sene pik yapan açıklarımız şu anda aşamalı olarak azalmakta" diye konuştu. Gelecekte Türkiye'nin neler yapmayı planladığına da değinen Babacan, "Gelecekte ne yapacağız? Biz gelecekte Türkiye'den ne beklemeliyiz? Bizim sıkı mali politikalarımız her koşulda olumlu ya da olumsuz senaryolarda devam edecek. Merkez Bankası'nın sıkı para politikası devam edecek. Öngörülemeyen zamanlarda öngörülemeyen tedbirler alınabilir. Makroekonomik tedbirler ihtiyaç duyulduğu anda devam edecek" diye konuştu.
"VERGİ ORANLARINI AŞAĞI ÇEKMEYE ÇALIŞACAĞIZ"
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan konuşmasında vergi indirimine de değindi. Babacan, "İstanbul'un finans sektörü açısından iyi bir seçenek olması için şartları zorluyoruz. Pek çok gelişmiş ülkede birtakım baskılar nedeniyle malikonsolidasyon nedeniyle vergiler artmaya devam ediyor. Pek çok ülkede siyasetçiler için kolay bir çıkış seçeneği bu bankalara yüksek vergileri koymak yani Türkiye'de daha rahat bir durumdayız. Vergilerin Türkiye'de düşük seviyede kalmasını bekliyoruz. Bütçemiz el verdikçe vergi oranlarını aşağı çekmeye çalışacağız. Çok hassas bir konu. Bazı alanlara öncelikli olarak belirledik. İlerledikçe önümüzdeki birkaç sene içinde bu düzenlemeler yapılacak" dedi.
BABACAN'DAN EURO BÖLGESİ ÜLKELERİ İÇİN İFLAS UYARISI
Dünyadaki ekonomik gelişmelerle ilgili de konuşan Babacan, Euro bölgesinde bulunan ülkelerin içindeki ekonomik krize dikkat çekti. Babacan, "Euro bölgesinde ortak bir mali çerçeveye ihtiyaç var. 25 lider bunu kabul etti. Şimdi uygulamaya geçilmesi lazım. Popülizm liderlere uzun vadede hiçbirşey kazandırmaz. O yüzden bu olağanüstü bir dönem yaşıyoruz. Gerekli reformları gerekli mali adımları atmak için birçok ülkede ciddi bir liderliğe ihtiyaç var. Euro bölgesindenki hiçbir ülke yalnız bırakılmamalı. Ülkeleri Euro bölgesine kabul ederken aslında üstü kapalı bir garanti veriyorsunuz. Yoksa neden para biriminizi paylaşasınız ki ? Bu da o ülkeler zora girdiğinde onları yalnız bırakmayacağınız anlamına geliyor. Onlar bir ailenin üyesi bu yüzden dayanışma olağanüstü önem taşıyor. Her ülke kendi ülkesi için gerekeni yapmalı ve euro bölgesi için dayanışma bir gerekliliktir. Bu durum devam ederse uzun vadeli resesyon ortaya çıkabilir. Bir Avrupa ülkesinin iflas etmesinin maliyeti o ülkeyi kurtarmaktan çok daha yüksek, o yüzden euro bölgesindeki hiçbir ülke yalnız bırakılmamalı çöküşüne iflasına izin verilmemeli" diye konuştu.
(BB) - İstanbul