Başbakan Yardımcısı Akdoğan Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Siyasi Partiler Kanunu'ndan seçim sistemine, idari sistemden birçok konuda yapısal dönüşüme Türkiye'nin ihtiyacı var. Bunun içinde bir madde de başkanlık bizim temel perspektifimizdir.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Siyasi Partiler Kanunu'ndan seçim sistemine, idari sistemden birçok konuda yapısal dönüşüme Türkiye'nin ihtiyacı var. Bunun içinde bir madde de başkanlık bizim temel perspektifimizdir. Bunlardan geri adım atmayız ve bunun için çok ciddi bir çaba içerisinde olacağız" ifadesini kullandı.
Akdoğan, 24 Televizyonu'nda katıldığı programda, 1 Kasım Milletvekili Genel Seçimi'nin ardından gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti'nin 7 Haziran'da neden yüzde 41, 1 Kasım seçimlerinde ise neden yüzde 49 aldığını analiz edeceklerini belirten Akdoğan, diğer partilerin de bu analizi yapması gerektiğini söyledi.
Akdoğan, Türkiye'nin geleceği açısından milletin, seçim sonucuyla AK Parti'nin siyasetine ne kadar ihtiyaç olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu ifade etti.
Muhalefete yönelik eleştiride de bulunan Akdoğan, "Diğer partilerin önüne her zaman böyle fırsat gelmez. İktidar ortağı olmak bir şans. Peki iktidar olamıyorsanız o zaman siyasi bir hedefiniz olacak seçime girerken" dedi.
Akdoğan, AK Parti'nin ikinci en büyük geri dönüşünü gerçekleştirdiğini vurgulayarak, "Bu çok önemli bir siyasi başarıdır. AK Parti'nin herhangi bir parti olmadığı, daha önceki ANAP, Doğru Yol Partisi gibi partilerin yaşadığı tecrübelerle kıyaslanmayacak bir siyasi hareket olduğu, Türkiye'nin bugün AK Parti siyasetine gerçekten çok büyük ihtiyacı olduğu ortaya çıktı" diye konuştu.
Türkiye'nin bütünlüğü açısından, AK Parti'nin varlığının önemine işaret eden Akdoğan, 63 ilde AK Parti'nin, 6 ilde CHP ve 12 ilde de HDP'nin birinci olduğunu anımsattı.
Yalçın Akdoğan, MHP'nin ise hiçbir ilde birinci parti olamadığını belirterek, " Türkiye'nin partisi olamayan sadece HDP değil, MHP de Türkiye partisi olamamış, 57 şehirde milletvekili yok. Sen 57 şehirde varlık gösteremiyorsan, nasıl başarılı olacaksın? 1 Kasım'ın, Türk siyasetinde vatandaşın böyle kuru gürültüyle hareket etmediği, kendisini yenileyen, farklı bir vizyonla ortaya çıkan partilere prim verdiği anlaşıldı" ifadesini kullandı.
"CHP, biraz daha olumlu davrandı"
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, CHP'nin hükümet kurma sürecinde diğer partilere göre biraz daha olumlu davrandığı için oyunu koruduğunu değerlendirdi.
Dört partinin Meclis'e girdiği bir tabloda iktidar olmanın kolay bir şey olmadığını dile getiren Akdoğan, bunun daha sonraki siyasi hayatta da çok kolay başarılabilecek bir şey olmadığını kaydetti.
HDP'ye oy veren Kürtlerin de AK Parti'ye oy verdiğinin ortaya çıktığına dikkati çeken Akdoğan, "Tuhaf bir durum var, yüzde 10 alan parti kendisini neredeyse seçimin galibi ilan edecek, 'büyük bir zafer kazandığını' söylüyor. Bunlar yüzde 10 almışken böyle bir tavır içindeler, neredeyse kutlama yapacaklar. Peki yüzde 30-40 oy alsalar nasıl bir şımarıklığa girecekler? Bunları muhatap almak da istemiyorum ama barajı geçtiler, oylarını arttırdılar ama onun gerektirdiği siyasi olgunluğu gösteremediler" değerlendirmesinde bulundu.
- "Bu süreçte bizim önceliklerimizden biridir anayasa meselesi"
Yalçın Akdoğan, HDP'nin tahrik edici bir dil kullandığını, 7 Haziran seçimleri öncesinde de Çözüm Süreci düşmanı çevrelerle ve paralel yapıyla girdiği işbirlikleriyle sürece ihanet ettiğini söyledi. HDP'nin bu siyasetinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde tepkiyle karşılandığını, bölge insanının, "siz bizim başımıza bela oldunuz, hendek kazdınız, bomba döşediniz, silahlı gruplarla şehirlerde günlük yaşamımızı çekilmez hale getirdiniz" tepkisini dile getirdiğini kaydeden Akdoğan, bunun sonucu olarak AK Parti'nin bölgedeki milletvekili sayısını ciddi şekilde artırdığını söyledi.
"HDP bir yeri kazanırsa bir daha geri alınamaz" algısının yıkıldığını vurgulayan Akdoğan, "HDP'nin etkili olduğu yerlerde tekrar AK Parti'nin başarılı olduğunu görüyoruz. Körü körüne hareket etmiyor millet, sen yanlış yaptığında sana gereken dersi veriyor" dedi.
Akdoğan, "AK Parti hem Kürtlerden ciddi bir oy aldı hem de MHP tabanından. Ülkücü camiadan çok ciddi bir bu tarafa yönelme olduğunu gördük. Koalisyon olmadı ama tabanda çok ciddi bir birleşme, bütünleşme oldu. Hem MHP'nin uyumsuz tavrı, her şeye 'hayır' demesi Sayın Bahçeli'nin, çok tepki çekti" değerlendirmesinde bulundu. Akdoğan, şöyle devam etti:
"Bizim dilimiz belli, tevazu. Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı balkon konuşması siyasi kültürümüze çok önemli bir kazanç getirmiştir. Bütün toplum kesimlerini kucaklamak, anlamaya çalışmak bizim işimiz. AK Parti bu yüzden başarılı. Kimse iddia edebilir mi, AK Parti şu etnik kökene, mezhebe, şu bölgeye yatırım yapmadı, diyebilir mi? Diyemez. AK Parti icraatlar, hizmetler, yatırımlar bakımından hiçbir ayrımcılığa gitmemiştir. AK Parti'nin kutuplaştırma diye bir derdi yoktur.
'Bu seçimin kaybedeni yok' sözü bütün toplum kesimleri ve milletimiz içindir. Yoksa tek tek bakıldığında elbette başarısız olan partiler var. Onlar da bundan ders almalı ama ülkeyi yönetme makamında olan biziz. Bu sorumluluğun gereği de bütün toplum kesimlerini kucaklamaktır. AK Parti bugüne kadar böyle davrandı, bundan sonra da buna devam edecektir. Birileri hala tahrik etmenin peşinde olabilir. İç savaş takvimi yayınlayanlardan, 'beyninizi alın da gidin oy kullanın' diyenleri gördük. Bunların marjinalleşmesi ve milletin bunlara destek vermemesi önem taşıyor."
Yeni anayasanın da AK Parti'nin taahhüdü ve Türkiye'nin ihtiyacı olduğunu belirten Akdoğan, "Türkiye, 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için yapısal bir dönüşüm geçirmesi gerekiyor. Siyasi Partiler Kanunu'ndan seçim sistemine, idari sistemden birçok konuda yapısal dönüşüme Türkiye'nin ihtiyacı var. Bunun için anayasa değişikliği şart. Bu süreçte bizim önceliklerimizden biridir anayasa meselesi. Bunun içinde bir madde de başkanlık, bizim temel perspektifimizdir. Bunlardan geri adım atmayız ve bunun için çok ciddi bir çaba içerisinde olacağız" diye konuştu.
"Bu gazetecilik faaliyeti de değildir"
Yalçın Akdoğan, Nokta dergisi hakkındaki toplatma kararına ilişkin bir soru üzerine, basın özgürlüğü konusunda haksızlık yapıldığını, bu konunun Türkiye'ye karşı yürütülen algı operasyonunun bir ayağını oluşturduğunu söyledi.
Nokta dergisinin "2 Kasım iç savaş için bir milattır" şeklinde, iç savaş takvimi yayınladığına dikkati çeken Akdoğan, bunun gazetecilik olmadığını ifade etti.
Akdoğan, "Siz terör ve şiddeti özendirirseniz, toplumu tahrik edip iç savaş çığırtkanlığı yaparsanız, bu bir fikir özgürlüğü de değildir. Bu bir fikir bile değildir. Bu muhteva fikir özgürlüğü kapsamına da girmez, basın özgürlüğü bağlamında bir faaliyet de değildir. Bu gazetecilik faaliyeti de değildir. Bir suçun medya üzeriden işlenmesi onu normalleştirmez, masum hale getirmez. Suçu işleyen ister hakim olsun ister medya mensubu olsun, kim olursa olsun herkes için geçerlidir. Medya olması onu dokunulmazlık zırhı içerisine almaz" sözlerini kullandı.