Haberler
Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Rusya bir kez daha ABD füzeleriyle vuruldu, Savunma Bakanlığı 'Yanıt verilecek' dedi

ABD füzeleriyle bir kez daha vurulan Rusya'dan dünyayı korkutan açıklama

Başbakan Erdoğan, Yunan Devlet Televizyonuna Konuştu

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ege'de Türkiye ve Yunanistan arasındaki kıta sahanlığı sorunu için, "Umutla önyargısız bir şekilde konuya yaklaşarak kıta sahanlığı ve Ege ile ilgili konular için çalışmalarımızı sürdürüyoruz."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ege'de Türkiye ve

Yunanistan arasındaki kıta sahanlığı sorunu için, "Umutla önyargısız bir şekilde

konuya yaklaşarak kıta sahanlığı ve Ege ile ilgili konular için çalışmalarımızı

sürdürüyoruz. Bununla ilgili taraflar konulara iyi niyetle yaklaştığı sürece

netice almamak için bir sebep yok" dedi.

Başbakan Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras'ın Türkiye ziyareti

öncesinde Yunan devlet televizyonu ERT'ye açıklamalarda bulundu.

Ege'deki kıta sahanlığı konusundaki çalışmaların uzun zamandır sürdüğünü

ancak sonuç alınabilmesi için çalışmaların ön kabuller ve önyargılardan

arındırılması gerektiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şu anda bu çalışmalar kararlı bir şekilde devam ediyor. Buna ara vermek söz

konusu değil. Yani umudumuzu yitirmiş değiliz. Ama ben göreve geldiğimden beri

devam eden bu görüşmeler ön kabuller ve ön yargılarla olursa hiçbir yere

varamayız. Bu çalışmaları ön kabullerden arındrılımış bir şekilde sürdürmemiz

lazım. Şu anda da ilgili arkadaşlarımız, özellikle Dışişleri teşkilatlarımızdaki

kurulmuş olan mekanizmalar zamanlı bir şekilde sürekli olarak çalışmalarını

sürdürüyor. Yani umudumuzu yitirmiyoruz. Umutla önyargısız bir şekilde konuya

yaklaşarak kıta sahanlığı ve Ege ile ilgili konular için çalışmalarımızı

sürdürüyoruz. Bununla ilgili taraflar konulara iyi niyetle yaklaştığı sürece

netice almamak için bir sebep yok."

-Kıbrıs sorunu

Başbakan Erdoğan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki lider değişikliğinin

Ada'daki sorunun çözümüyle ilgili yeni beklentiler oluşturup oluşturmadığına

ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'nin bu konuda herhangi bir önyargısı

bulunmadığını belirtti.

Türkiye'nin, Yunanistan ile beraber Kıbrıs'ta sorumluluğu bulunan iki

garantör ülke olduğunu ifade eden Erdoğan, Kıbrıs sorununun çözümünde

önyargılardan arındırılmış bir süreç başlatılması ve Birleşmiş Milletler'in de bu

işi ciddi bir şekilde yeniden ele alması durumunda, Türkiye'nin arzusunun Kuzey

Kıbrıs'ın adil ve kalıcı bir çözümün tarafı olması olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan bu konuda, daha önce AB tarafından verilen sözler

bulunduğunu ancak bunların hiçbirinin yerine getirilmediğini belirterek, şunları

kaydetti:

"Bu konuda gerek Papadopulos ve gerekse Hristofyas ile bazı görüşmeler

yaptık. Bunlardan en önemlisi Papadopulos döneminde İsviçre'de Burgenştok'ta

Kıbrıs'ın AB sürecine alınmasıdır. O zaman Dışişleri Bakanı olan Cumhurbaşkanımız

Abdullah Gül ile 3-4 gün çalıştık ve bu çalışmalar neticesinde Annan Planı

yazıldı. Ancak, Annan Planı, Kuzey Kıbrıs'ta yüzde 65 oranıyla kabul edilirken,

Güney Kıbrıs'ta yüzde 76 hayır oyu aldı. ve böylece Annan Planı reddedilmiş oldu.

Yani bize verilen sözlerde, KKTC'de böyle bir sonuç çıkacak olursa biz Kuzey

Kıbrıs'ı AB'ye kabul ederiz şeklinde bir söz verildi. Bu olmadı.

Ayrıca, serbest piyasa ve serbest dolaşım konusunda da sözler verildi. Ne bu

oldu, ne de serbest dolaşım ve serbest piyasayla ilgili adımlar atıldı. AB Kuzey

Kıbrıs lehine hiçbir adım atmadı. Şimdi artık, Sayın Samaras ile görüşüyoruz.

Temenni ederim ki, bu çalışmalarımız bir şekilde sonuçlanır. Önyargı asla yok.

Temenni ederim ki, Kıbrıs konusunda şu anda göreve gelen Sayın Anastasiadis,

Yunanistan ile yapacakları olumlu görüşmelerle Kuzey Kıbrıs'dan olumlu bir

yaklaşım bulacaklardır."

Erdoğan, Doğu Akdeniz'de ve özellikle münhasır ekonomik bölgeler (MEB)

üzerinde Güney ve Kuzey Kıbrıs'ın eşit hakları bulunduğu ancak bazı çevrelerin

bunu bozmaya çalıştığını belirtti.

Böyle bir durum karşısında, Türkiye'nin ister istemez farklı bir yaklaşım

sergilediğini belirten Erdoğan, "Tabii temenni ederdik ki, gelişmeler bu şekilde

olmasın. Aksine, Türkiye'nin ve Yunanistan'ın içinde bulunduğu bir çalışmayla

doğalgaz ve petrol arama çalışmaları devam etsin. Ama böyle olmadı. Birileri bu

işin içerisine lilmon sıkmaya gayret etti. ve tabii durum böyle olunca, o zaman

ister istemez Türkiye olaya farklı yaklaşmak durumunda kaldı" dedi.

Erdoğan, bu konuda ortak akıl çerçevesinde adımlar atılması durumunda,

Türkiye'nin Yunanistan ile aynı masada buluşabileceğini ifade ederek, "O zaman

bizler bu konuda Yunanistan ile aynı şekilde masada buluşur ve ne gibi adımlar

atılması planlanırsa bu adımları orada gerçekleştiririz. Çünkü, münhasır ekonomik

bölgelerde çıkacak olan bütün petroller ve doğalgazın Kıbrıs halkına eşit bir

şekilde dağıtılması söz konusudur. Adil olan da budur" diye konuştu.

-Türkiye'nin AB perspektifi

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin AB perspektifi ile ilgili bir soruyu

yanıtlayarak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin AB dönem başkanlığında bu konuda çok

ciddi olumsuz bir süreç yaşandığını söyledi.

İrlanda'nın AB dönem başkanlığını üstlenmesiyle farklı bir döneme

girildiğini belirten Erdoğan, bu yeni dönemde Yunanistan'ın Türkiye'nin yanında

olmasını temenni ettiğini söyledi.

Erdoğan, Türkiye'nin, AB'ye güç almaya değil, güç katmaya geldiğini

belirterek, şunları söyledi:

"Türkiye'nin AB sürecinde 50 yıllık bir ihmal var. Şimdi bu yeni dönemde,

temenni ederim ki, Yunanistan yine yanımızda olur. Türkiye AB'ye güç katmaya

geliyor. Oradan güç almaya değil. ve bu güç katması öyle zannediyorum ki, AB'yi

sosyal, siyasi ve ekonomik bir birlik olarak çok daha güçlü bir hale

getirecektir. Burada doğrusu, komşumuz Yunanistan ile beraber iyi niyetle daha

farklı bir şekilde hareket etmemiz olumlu sonuçlar getirecektir. 6 ayda tüm

fasılları açarız. Buna bizim altyapımız müsait ve bunları başarabiliriz. Bu

konuda rahat olduğumuzu da özellike söylemek isterim."

-"Komşumuzun sıkıntısı bizim de sıkıntımızdır"

Başbakan Erdoğan, Yunanistan'daki ekonomik krizle ilgili bir soru üzerine

de, Türkiye'nin bu konuda Yunanistan'a yardımcı olma niyetinde bulunduğunu

belirterek, "komşumuzun sıkıntısı bizim de sıkıntımızdır" dedi.

Türkiye ve Yunanistan arasında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi

toplantılarında bu konunun da ele alınacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunları söylememin nedeni, Yunanistan'ın istikrararına bu ekonomik

ilişkileri geliştirmek suretiyle nasıl katkıda bulunabiliriz. Bakın nereden

nereye getirdik. Şu anda Yunanistan ile aramızdaki ticaret hacmi 5 milyar dolara

çıktı. 5 milyarın içerisinde Yunanistan bize 3,5 milyar dolar ihracat yapıyor,

biz ise 1,5 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Aradaki 2 milyar dolar kimin lehine?

Yunanistan'ın lehine. ve biz bu süreç içerisinde bunu teşvik ettik. Daha fazla

olsun diye. Şimdi Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nde bu konuda daha fazla neler

yapabileceğimizi konuşacağız. 2013'te belki daha fazla olacak. Bu irademiz de

mevcut. Bunu biz Yunanistan'la bereber başarmayı düşünüyoruz."

Erdoğan, bu konuda Yunanistan'da yapılması planlanan özelleştirmelerin

ülkenin kalkınması açısından büyük önem taşıdığını belirterek, Yunan halkının

özelleştirmelerden rahatsız olmaması gerektiğini söyledi.

Özelleştirme uygulamalarını daha önce Türkiye'nin de yaptığını ve yapmaya da

devam ettiğini belirten Başbakan Erdoğan, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:

"Biz bunu yaparken, Yunanistan'ın girişimcilerine özelleştirmelerimize

katılın diye davet çıkardık. Özelletirmeler nerede olursa olsun, bir ülkenin

kalkınması için, kendi ayakları üzerinde dikilmesi için çok önemli bir kaynaktır.

Yani, bu tür yerlerin devletin elinde kalması bir ülkeyi ayağa kaldırmaz. Çünkü

özel sektör bu tür kurumları çok daha başarılı çalıştırıyor."

(BİTTİ)

Muhabir: Mehmet Hatipoğlu / Berire Paker

Yayıncı: Ogün Duru - ATINA

Kaynak: AA / Güncel
title